Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gıda krizi ufukta
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçen çarşamba katıldığı bir TV programında şöyle dedi: “NATO’ya bağlı ülkelerin içinde Rusya daha zayıflasın diye savaş devam etsin arzusunda olanlar var.” Bu sözleri hayretle dinledim. Hayret etmemin sebebi NATO’nun Ukrayna’da Rusya’yı tuzağa düşürdüğünün savaşın bilemediniz ilk haftasında ortaya çıkmış olmasıydı. Belli ki NATO Ukrayna’yı el altından her türlü silahla donatmış, ordusuna eğitim vermiş, savunma planlarını hazırlamış, hatta lejyoner görüntülü özel harpçi askerlerini bile Ukrayna’ya yerleştirmişti. Başka türlü yalnızca 30 yıldır bağımsız olan ve bu sürenin çoğunda da iç karışıklık yaşayan Ukrayna’nın Rus ordusuna bu denli başarılı bir direniş göstermesi mümkün olmazdı. NATO’nun nükleer savaş riski taşıyan böyle bir hamleyi de ancak Rusya’yı Avrupa için tehdit olmaktan çıkaracak boyutta zayıflatmak, bu bağlamda Putin’i tasfiye etmek hedefiyle göze alacağı açıktı. Batı’nın Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmeden bu hedefe ulaşabilmesinin tek yolu da ordusu Ukrayna bataklığında debelenen Rusya’yı ekonomik ambargoyla dize getirmekti. Rusya büyük çaplı doğal kaynak ihracatçısı olduğu için bunun da haftalar ya da aylar içinde başarılamayacağı ortadaydı.
Savaşın ikinci gününde burada bu işin uzayacağını ve Türkiye’de gıda krizine yol açacağını yazmış biri olarak (“Savaş Ekonomisi” başlıklı yazım) hükümetin bu konuda kamuoyuna açıklanmayan bazı adımlar atıp Türkiye’nin en azından bu yıl için gıda tedarikini güvenceye aldığını umuyordum ama Çavuşoğlu’nun sözleri bu umudumu yok etti. Maalesef hükümet Ukrayna’daki savaşın çok uzayabileceği gerçeğiyle yeni yeni yüzleşiyor. Bu da hükümetin gıda konusunda şimdiye dek duyurduğu çok yetersiz adımlar dışında hiçbir önlem almadığı, hiçbir hazırlık yapmadığı anlamına geliyor. Artık nisanın sonuna geldiğimiz için de yerli üretimi artırma babında herhangi bir adım atmak için çok geç kalındı.
MISIR FİYATI 800 DOLAR
Demek ki harman sonrası Türkiye’nin gıda güvenliği dış dünyadaki gelişmelerin insafına kalacak. Ne yazık ki buradaki tablo giderek kararıyor. Biz mısır ihtiyacımızın yüzde 40’ını ithalatla karşılıyoruz, ithal ettiğimiz mısırın yarısını da Ukrayna’dan alıyoruz. İthal mısır hayvancılıkta, özellikle kanatlı üretiminde temel girdi; kanatlı besi yeminin hacmen yarısı mısırdan oluşuyor. Kırmızı et fiyatı bu yıl astronomik düzeylere geldiği için artık halkın hayvansal protein ihtiyacının karşılanması için kanatlı eti çok daha önemli hale geldi. Fakat ABD’li uzmanların son tahminlerine göre bu yıl Ukrayna’nın mısır rekoltesinde savaştan ötürü yüzde 50 düşüş bekleniyor. Bu tahminler doğrultusunda Chicago Borsası’nda iki ay önce 600 dolar olan mısır fiyatı bu hafta 800 dolara yükseldi. Fiyatın da ötesinde, Ukrayna dünya mısır ihracatının beşte birini gerçekleştirdiği için, eğer Ukrayna’nın mısır rekoltesinde yüzde 50 düşüş tahmini gerçek olursa sonbaharda biz parasını versek bile mısır bulamayabiliriz. Bu takdirde tavuk eti de halkın geniş kesimleri için kırmızı et kadar ulaşılmaz olur.
Haydi tavuk eti ve mısır yemeyi bir süreliğine unutalım ama buğday ve ayçiçek yağı Türkiye’de temel gıda maddesi; bunlarsız Türk halkının karnı doymaz. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun bu haftaki raporuna göre savaşın bugünkü etki alanı çerçevesinde Ukrayna’nın tarımsal üretimi bu yıl üçte bir oranında gerileyecek. Elbette savaşın etkilediği alanın hasat zamanına kadar genişlemesi de ihtimal dahilinde. Bu durumda Ukrayna belki bu yıl hiç gıda ihracatı yapamayacak.
Türkiye buğdayda ihtiyacının yüzde 35’ini, ayçiçek yağında ise ihtiyacının yüzde 40’ını ithalatla karşılıyor ve her iki kalemde de ithalatın yüzde 15’i Ukrayna’dan yapılıyor. Toplam arzda yüzde 5’lik ya da yüzde 6’lık düşüş bazılarının gözüne küçük görünüyor olabilir ama talep esnekliğinin çok düşük olduğu temel gıda maddelerinde yüzde 5’lik veya 6’lık arz eksilmesi bile fiyatlarda çok daha büyük oranlarda yükselişe yol açabilir. Toplumsal ve siyasi istikrar için temel gıda maddelerinde bulunabilirlik yeterli değildir, bunların aynı zamanda halkın bütün kesimleri tarafından yeterli miktarda satın alınabilir olması da gerekir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!