Bu hafta çok uzun yıllar unutulmayacak bir olay yaşandı. Türkiye Süper Kupa finalinde Galatasaray ve Fenerbahçe, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da maça çıkmadı. Maça çıkılmamasının nedeni ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün görselini taşıyan tişörtlerin giyilmesine izin verilmemesiydi. Ayrıca milli marşımızın son ana kadar okunmasına da izin verilmedi ki marşımızın pazarlık malzemesi edilmesi de ayrı bir utanç kaynağıydı.

Tüm bunları neden yaşadık ve tüm bunları neden anlatıyorum?

***

''Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.'' Bu sözleri Cumhurbaşkanı'ndan defalarca işittik.

Cumhurbaşkanı Körfez turuna ilk önce Suudi Arabistan'dan başlıyor, ayrıca Prens Selman'a TOGG hediye ediyor ve nice görüşmeler yapılıyor.

Mutlak monarşi ile yönetilen Suudi Arabistan'da Selman bin Abdülaziz Âl-i Suud'un 2017'de hastalıkları sebebiyle prens olarak atadığı Muhammed bin Selman Suudi hükûmetini kontrol ediyor ve fiili hükümdar olarak kabul ediliyor.

Suudi Arabistan ABD ve Çin'den sonra dünyanın en büyük üçüncü askeri harcama yapan ülkesi. Şeriat yasalarının uygulandığı, dini azınlıklara ve ateistlere karşı ayrımcılık yaptığı ifade edilen bu ülke insan haklarına gösterdiği önem nedeniyle sıkça eleştirilerin hedefi oluyor. 

Buna karşın bir dönem 15 Temmuz'un finansörü denilen Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkiler iyiye gidiyor, ''zalim'' denilen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile son dönemde de tekrar bir araya geliniyor. Yalnızca bunlar da değil, kolay kolay unutulmayacak daha pek çok hadise var. 2014 yılında o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı'nın bir yurttaşa yumruk atması, ''Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü'' dediği iddia edilen görüntüler, ''Affedersiniz Ermeni'' sözleri derken liste uzayıp gidiyor.

***

Yazının en başına dönersek ne diyordu Sayın Cumhurbaşkanı ''Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.'' 

Bir ülkeye yabancı kişi veya kurumlar yatırım yapmak niyetindeyseler bakacakları temel hususlar içerisinde insan hakları büyük öneme sahip. 

''Arkadaşımız'' olarak görülen bu ve benzeri ülkelerle olan yakınlık ile batıdan uzaklaşıp her yönüyle Ortadoğu ülkelerine günden güne daha çok benzemeye başladığımız süreç içerisinde sanayi de çekemediği yatırımlar ile darbe alıyor. 

Bu yıl içinde tüm olanlara rağmen iki otomobil üreticisinin Türkiye'ye fabrika açması bekleniyor. Ancak hâlâ fabrikalar kesinleşmedi ve açılsa bile bu yaşananlar neticesinde daha nicelerinin gelmemesine sebep olduğu ve olacağı bilinen bir gerçek. 

Cumhuriyetin 100. yılında tüm bu yaşananlar oldukça üzücü. Daha üzücü olanıysa Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği ''hak ihlali'' kararının dahi tanınmadığını görmemiz.

AYM ''hak ihlali'' kararı verirken TİP Hatay Milletvekili Can Atalay tahliye edilmiyor. Adaletin aldığı bu yara Türkiye'ye yakışmıyor.

***

Otomotiv sektöründe bu yıl fabrika kurması beklenen Çin menşeli firmalar bir yerde yüzde 54'lük gümrük vergisini aşmak istiyor. Şu anda Türkiye'de üretim yapan Renault, Toyota, Hyundai, Ford markaları bulunuyor. Bu markaların tüm bu olayların ışığında 24 yıl üretim yapmasının ardından 2021 yılında Türkiye'de üretimi durduran Honda ile aynı kararı alması ne yazık ki gittikçe güç kazanıyor.

Böylelikle Süper Kupa finali bir kez daha ''arkadaşlarımızı'' doğru seçmemiz gerektiğini gösterdi.