Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Seçim Sonrası Manzaralar

18 Haziran 2011 Cumartesi

12 Haziran seçimlerine bağımsız adaylarla giren; yüzde 10 barajına rağmen inanç, emek, yetenek, başarılı ve dinamik örgütlülük sayesinde neredeyse yüzde 100 artırdığı milletvekili sayısıyla Meclis’teki temsil yeteneğini güçlendiren; seçimden muzaffer olarak çıkan ve bunun haklı sevincini ve gururunu yaşamakta olan BDP…

Kaset skandalının da etkisiyle Meclis kapısının dışında kalma korkusunu, doğru kriz yönetimi ve “mağduriyet”i gören seçmenin partinin arkasında durmasıyla beraber aldığı yüzde 13 oranındaki oyla üzerinden atarak, biraz zayıflayarak da olsa ayakta kalmaya devam eden MHP…

Ve öte yandan çıtayı ve beklentileri baştan yüksek tuttuğu için seçimlerden istediği başarıyı elde edememiş gibi görünse de yenilikçi bakış açısı, gidilemeyen yerlere gitme ve halka “dokunma” başarısı, kısa sürede katettiği yol, partiyi “atalet” kıskacından kurtarma becerisi ve kaydettiği ilerlemeyle birlikte “yeni rüzgârı”nı değişime hasret seçmeninin ciğerlerine dolduran, onlara taze bir nefes aldıran CHP…

Buna karşın partiyi olağanüstü kurultaya davet eden parti içi eski iktidar sahipleri CHP’nin, 1977 genel seçimlerinde Ecevit’in genel başkanlığında aldığı yüzde 42’den bu yana gördüğü en yüksek oy oranını eleştirmekle parti içi bütünlüğe, birlik beraberliğe, parti disiplinine ve “birlikten kuvvet doğması”na izin vermek bir kenara, partiyi içerden sarsarak kuvvetten düşmesine sebep olabileceklerinin farkındadırlar zannediyorum…

12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından Türkiye’nin yönetim kadrosuna kuşbakışı bir gözlemin ortaya koyduğu manzara özetle bu şekilde…

On numara sahtecilik

Havayollarındaki ucuz bilet uygulamalarıyla yarışmanın imkânsız hale gelmesi ve akaryakıt fiyatlarında son dönemde görülen sürekli artış ile birlikte rekabet gücünü neredeyse tamamen yitiren şoförler ve piyasanın çaresizliği, normal yakıta alternatif olarak uzunca bir süreden beri piyasada cirit atan 10 numara yağ gibi bazı ucuz yakıtların kullanılmasına sebep oldu. Ancak söz konusu yağın içine katılan solvent gibi birtakım ek kimyasal maddeler yakıtı patlayıcı hale getiriyor ve bu, tehlike alarmlarının çalması anlamına geliyor…

Ve tehlike vakit kaybetmeden vahim senaryolarını hayata geçirmekte; Giresun’un Görele ilçesi yakınlarında trafik levhalarına çarparak devrilen 10 numara yağlı yolcu otobüsünün alev alması ve 9 kişinin hayatına mal olması gibi…

Sonuçta, devlet hazinesinin gördüğü zarar bir kenara, insan canına fütursuzca kastediliyor…

Konuyla ilgili EPDK, 10 numara yağların akaryakıt istasyonları dışında satıldığını belirterek kendini savunuyor. Dünyanın en yüksek fiyatlı akaryakıtını tüketmek zorunda kalan bir ülke olarak akaryakıt fiyatlarının gözden geçirilip yeniden düzenlenmesi ile birlikte denetimlerin arttırılması için gerekli çaba vakit kaybetmeden gösterilmelidir.

Havanın değişen havası

Sağanak yağış, kar, dolu… Aslında hepsi normal hava olayları. Ancak yer Türkiye, aylardan da haziran olunca o kadar da normal değil... Son günlerde İstanbul aniden bastıran sağanak yağış, Erciyes kar, bu mevsimde cayır cayır yanması beklenen Antalya ve Ankara ise dolu görür oldu. Bu gidişle haziran ve hatta görünüşe bakılırsa temmuz ve ağustos da bahara dahil olacak…

Küresel ısınma ile beraber yüzde 70’i deniz olan yerküremizin hızla buharlaştığını, kışın ortasında yazı, yazın ortasında kışı yaşadığımızı, iklimlerin iç içe geçerek kaybolduğunu; en son İzlanda’da gördüğümüz ve etkisini tüm dünya üzerinde hissettiren yanardağ patlamalarının birbirini izlediğini ve bu şekilde dünyanın kaybolan dengesinin insanlığa pahalıya patlayacağı gerçeğini anlamak için geç kalmıyor muyuz artık…

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları