Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İhtiyar Gençler

01 Ekim 2011 Cumartesi

1 Ekim; Uluslararası Yaşlılar Günü. Yaşlılık bugün ülkemizde beş milyon kadar insanın görebildiği bir yaşam evresi. Aslında yaşlanma, “ayrıcalıksız her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süreğen ve evrensel bir süreç” olarak tanımlanır ve organizmada zaman içerisinde her düzeyde ortaya çıkan geri dönüşsüz yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümüne verilen isimdir.

Ancak bu sözcük içinde bulunduğumuz çağın getirdiklerine, yaşamlarımız üzerindeki etkisine bağlı olarak biraz anlam değişikliğine uğramıştır. Örneğin artık insanların sağlık durumunun genç yaşta bozulması birçoğumuz tarafından yaşlanmanın bir parçası olarak kabul ediliyor.

Dünyada son 10 yılda kanser vakaları yüzde 20 artmış. Cep telefonları, bilgisayarlar, nükleer enerji, GDO, NBŞ, sağlıksız beslenme, niteliksiz gıdalar... Son hızla sözcük dağarcığımızı ve yaşamlarımızı istila eden bu yeni terimler sağlığımızı sinsice elimizden alarak bizi yepyeni ve tıp dünyasının baş etmekte güçlük çektiği çok sayıda virüs ve hastalıkla tanıştırıyor. Öyle ki bir süre öncesine kadar fısıldayarak telaffuz ettiğimiz kanser bile artık soğuk algınlığı kadar kolay bir kelime halinde çıkar oldu ağzımızdan.

Düne kadar anlamını bile bilmediğimiz obezite ve depresyon da aynı şekilde. Türkiye’de erkeklerin yüzde 20’si, kadınların yüzde 40’ı obez. Çocuklarımızın obezite oranı son 20 yılda yüzde 5’ten 15’e fırladı. Diğer tarafta nörolojik hastalıklar… Bugün Avrupa kıtasının yüzde 40’ı ruhsal ve nörolojik hastalıklarla mücadele ediyor. Nedir bu nörolojik hastalıklar? Depresyon, anksiyete, Alzheimer, uykusuzluk, bağımlılık...

Modern zamanların, kaotik ve buhranlı kent yaşamlarının, insan sağlığını hiçe sayarcasına bir açlıkla ve fütursuzca kullandığımız yeni teknolojik icatların ve birbirinden sağlıksız gıdaların bize hediye ettiği bu hastalıklar sadece Avrupa’da 165 milyon kişiyi esir almış durumda.

Bu konuda ülkemizdeki istatistikler de Avrupa’yla uyum içinde. Geçen ay Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı Ruh Sağlığı Eylem Planı’na göre ülke nüfusumuzun yüzde 20’si “sorunlu” sınıfına layık görülmüş.

Ve sonuçta 2000’li yılların bilfiil gelişen dünyasında son sürat değişen toplum yapılarına ayak uyduramayan ve buna bağlı olarak bozulan sağlıklarıyla mücadele eden insanoğlu, geride bıraktığı ömürle değil geçirdiği hastalıklarla doğru orantılı olarak yaşlanıyor. Halsiz, uyuşuk, tembel ve yaşlı yeni nesiller, yeni dünyanın genç nüfusunun yaşlı bireyleri olarak beliriyor...

Dünyayla birlikte insanoğlu da yediden yetmişe ihtiyarlıyor. O zaman 1 Ekim aslında hepimizin günü.

Yaşlılar günümüz kutlu olsun.

‘3. sayfa’da üçüncüyüz

Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’ın yaptığı araştırma sonuçlarına göre Litvanya ve Estonya’dan sonra üçüncü sırayı kapmışız. Fransa bizden sonra geliyor. Litvanya yüz binde 8.76 ile birinci, Estonya yüz binde 6.60 ile ikinci, Türkiye yüz binde 4.96 ile üçüncü. 4’üncü sırada yüz binde 1.37 ile Fransa var. Avrupa ortalaması ise yüz binde 2.

Konu; cinayet oranları. Ülkemizde son 10 yılda iki kat artan cinayet olaylarının çoğu aile içi şiddet vakalarını kapsıyor ve kurbanlar açık ara kadınlardan oluşuyor... Son yıllarda her sabah yeni bir Ayşe Paşalı vakasıyla güne merhaba dediğimizi unutmayalım…

Bu haberlerin uluslararası platformda da elbette bir mükâfatı olacaktı. Yeni derecemiz uğurlu olsun.

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları