Öztin Akgüç

Umutlar yeşeriyor

02 Ekim 2024 Çarşamba

Teğmenlerin kılıç çatma töreni, antları, teğmen Ebru Eroğlu, İkra Kuyumcu, Şeyda Yıldırım’ın; Kara, Hava ve Deniz Harp okullarını birincilikle bitirmeleri, ODTÜ mezuniyet töreninde okul birincisinin bilime, bilgiye sahip çıkması, öğrencilerin kayyum rektöre gösterdikleri tepki, ülkenin geleceği için umutları yeşertirken malum bazı çevrelerin de hışımına uğruyor; öfkelendiriyor. Ülkede yaşanan ikilik yeni değil, kökü Osmanlı Devleti’nin dağıtılmasına topraklarının emperyal güçlerce paylaşılmaya, bölüşülmeye başladığı I. Dünya Savaşı yenilgisine değin uzuyor. Bir yanda emperyal bir gücün mandası altında ufak bir İslam ülkesi olarak varlık sürdürmek, öte yanda bağımsız, halk egemenliğine dayanan ulusal saygın devlet oluşturmak amacı.

Ülke işgal edilirken bir yanda ulusal bağımsız devlet kurulması amaçlı, ulusal savunma örgütleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri oluşurken öte yanda işgal güçleriyle dostluk cemiyetleri kurulması.

Bir yanda halkın kendi varlığını koruma, yabancı bir devletin egemenliğini kabul etmeme, ulusun bağımsızlığını sağlama amaçlı kurulan Kuvayı Milliye direnç hareketi; öte yanda Kuvayı Milliye’yi ezmek, dağıtmak için oluşturulan Kuvayı İnzibatiye.

Bir yanda Kuvayı Milliye’yi lanetleyen Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, öte yanda Kuvayı Milliye’yi kutsayan, destekleyen Ankara Müftüsü Rifat Efendi (Börekçi).

Bir yanda Mustafa Kemal Paşa’nın “Vatanın tamamiyeti milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracak” temalı Amasya Tamimi, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin oluşturulduğu, ulusal devletin temelinin atıldığı Sivas Kongresi, buna karşın hemen ardından da din motifli, yabancı işgal güçlerince desteklenen, Bozkır, Anzavur, Şeyh Eşref’le başlayan, ulusal devlete karşı, Milli Mücadele sonrası dahi süren iç ayaklanmalar.

TBMM açılışı sonrası Mustafa Kemal, İsmet, Fevzi, Ali Fuat paşalar, Halide Hanım (Adıvar) önde gelen isimler olmak üzere onlarca yurtsever Divanı Harp tarafından idam ile cezalandırılmaları.

Savaş sonrası, bir yanda zafer kutlamaları, şölenler, öte yanda hayıflanmalar, “Keşke Yunan kazansaydı” esefi, “Yunandan kurtulduk, Mustafa Kemal’den nasıl kurtulacağız” kaygısı, Mustafa Kemal’den kurtulmak niyet ve çabası gizli açık hâlâ iç ve dış çevrelerce sürdürülüyor. Günümüzdeki Dürrizade, Dahiliye Nazırı Ali Kemal; Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa örneklerini yadırgamamak, yadsımamak gerekir.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ndan günümüz Cumhur İttifakı’na değin her açıdan tüm sağcı partilerin dayanağı, siyasal malzemesi toplumdaki ikilik ayrışma olmuş, siyasal rant uğruna bu ayrışma körüklenmiş, törpülenmiş, kutuplaştırma stratejisiyle de sürdürülmektedir.

Ülkede kişisel çıkarları açısından sağa yakın bir kesimin ikili oyunu, takıyyeci ayrı bir aldatıcı görüntü vermekte dış çevrelerin etkili olmasına yol açmaktadır.

Siyasal ekonomi dahi toplumsal olayları, bağımsızlık savaşından bu yana süren ayrışmada ve ABD’nin BOP (GOP) projesi çerçevesinde aramak, değerlendirmek gerekir.

Mustafa Kemal’in askeri olmak onur başta olmak üzere belli nitelikleri gerektirdiğinden bazı kişi ve çevrelerin olumsuz tepkilerini de doğal karşılamak gerekir. Zaten Mustafa Kemal’in askeri olamazlar.

Mustafa Kemal Atatürk, ileri bir görüşle dahili ve harici bedhahlara (kötücüllere) karşı Cumhuriyeti gençlere emanet etmiştir. Gençlerin tutumu ülkenin umutlarını yeşertiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umutlar yeşeriyor 2 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları