Öztin Akgüç

Oyalayıcı değil etkili önlem

17 Ekim 2018 Çarşamba

Kozmetik, makyajcı yönetimlerde gerçek başarı, çözüm değil, çözüm sağlanmış, başarı kazanılmış izlenimini yaratma amaçlanır. Göstermelik işler yapılarak, rakamlar veriler ayarlanarak, goygoycuların, kişisel çıkar beklentisiyle veya ürkerek şakşakçılık yaptıkları, figüran olarak rol aldıkları sahne düzenleri kurularak önlem alınıyor, başarı sağlanıyor izlenimi yaratılmasına özen gösterilir.
İstatistiki veriler, mali tablolar, yönetim için pusula işlevi görür. Pusula eyletilerek, bozularak doğru yönü göstermemeye başladığında, işletmeler, bankalar, genelde ekonomi yönü belirsiz akıntılara kapılarak, tehlikeli sulara sürüklenmeye başlar.
Durgunluk içinde enflasyonla mücadele, doğru tanıları, önceliklerin belirlenmesini, araçların doğru seçimini gerektirir. Etkili önlemlerin zamanında ve yerindelikle alınmaması, ekonomik durgunluğun ekonomik çöküşe evrilmesi tehlikesini doğurur.
Enflasyonu kontrol ile kısa sürede durgunluktan çıkış birbirine aykırı politikaları, önlemleri gerektirir.
Enflasyonu kontrol için izlenecek sıkılaştırılmış para politikası, kamu yatırım ve transfer harcamalarını kısıcı, bütçe dengesini sağlamaya yönelik maliye politikası durgunluğun derinleşmesine yol açarken; durgunluktan çıkış için izlenecek genişletici para politikası, kamu harcamalarının artırılması, bütçe açıkları enflasyonu daha da hızlandırır.
Enflasyonu kontrol ile durgunluktan çıkış amaçlarını eşanlamlı gerçekleştirme olanağı bulunmadığından, amaç önceliğinin belirlenmesi gerekli olmaktadır. Enflasyon kontrol altına alındıktan, kalıcı şekilde tek haneye indirildikten sonra ekonomide durgunluktan çıkış yollarının aranması daha gerçekçi ve tutarlı olacaktır.
Merkez bankaları, sıkılaştırılmış para politikası ile talep çekişli enflasyonla mücadelede deneyimlidirler. Ülkemizdeki enflasyon ise daha çok maliyet itici nitelik göstermekte; ekonomide döviz kuru-iç fiyat; devalüasyon- enflasyon sarmalı, geçişkenliği yaşanmaktadır.
Döviz kurunda yükseliş; nispi fiyatları değiştirmekte, tüketici ve üretici fiyatlarını, çekirdek enflasyonu, yatırım kararlarını, faiz oranlarını etkilemektedir. Döviz kuru, (i) ithal dayanıksız tüketim malları ile enerji fiyatlarını derhal; (ii) ara malları yoluyla üretim maliyetini artırarak; (iii) sermaye mallarında da amortisman giderleriyle bir zaman aralığıyla, genel fiyat düzeyini etkilemektedir.
Döviz kurunun yükselişi; beklentileri, yatırım kararlarını etkileyerek, TL varlıkların satışını, buna karşı YP cinsinden varlıkların alımını hızlandırarak, döviz borçlusu firmaların, bankaların bilançolarını bozarak, temerrüt, yükümlülükleri zamanında yerine getirememe riskini artırarak, finansal istikrarı da bozmaktadır. Döviz kuru istikrarının sağlanması, finansal ve fiyat istikrarının öncelikli koşulu olmaktadır.
Enflasyon hedeflemesi stratejisi izleyen merkez bankalarının taahhüt niteliğinde açık bir kur hedefi olmamasına karşın; örtülü bir kur hedefinin olması gerekir. TCMB’nin en azından bir orta dönemde fiyat istikrarı sağlanmasıyla uyumlu kur hedefini gerçekleştirmeye yönelik önlemlere öncelik vermesi yerinde olur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları