Öztin Akgüç

Önsöz

03 Ekim 2018 Çarşamba

Yirmi bir yıl (1994-2015) Cumhuri-yet’te yazarlık yapmaya çalıştıktan sonra üç yıllık zorunlu ayrılığın ardından bilgi paylaşmak, düşünce görüş açıklamak olanağını yeniden buluyorum.
Yazıların ana teması, geçmişte olduğu gibi, Türkiye’nin kalkınmasına, insani gelişmişlik düzeyinin yükselmesine yönelik olacaktır.
Bu köşede yer alacak her bilginin, önerinin değerli olacağı iddiasında değilim. Büyük iddialar, hedefler ortaya koymak yerine amacın gerçekleşmesine yönelik ufak da olsa yapılacak katkının daha yararlı olabileceğini düşünürüm.
Atalarımıza, bağımsızlığımızı kazandıran Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına, şehitlerimize, gazilerimize minnet, gönül bağı borcumuz var. Türkiye Cumhuriyeti’nin iç ve dış, gizli, sinsi düşmanlarına karşı, ülkemizin varlığını, bağımsızlığını, saygınlığını elimizden geldiğince korumaya çalışarak, minnet borcumuzu kısmen de olsa ödeyebiliriz.
Türkiye, övünmelere, çıkar beklentili övgülere, gerçekçi olmayan rakamlarla çizilmeye çalışılan pembe tablolara karşın dünya genelinde hemen her alanda görece gerilemektedir.
Türkiye, kişisel gelirin yanı sıra eğitim, sağlık, yaşam koşullarını da içeren insani gelişmişlik endeksinde dünyada doksanıncı sıraya kadar gerilemiştir.
İnsani gelişmişlik düzeyinde gerileyiş süreci, ülkenin siyasal düzeyini, saygınlığını etkilemekte, geleceğe ilişkin kaygıları, riskleri de artırmaktadır. İnsani gelişmişlik düzeyi geriledikçe, demokrasimiz otokrasiye, tek kişinin mutlak biçimde iktidarı elinde tuttuğu düzene evrilmekte, ülke saygınlığını yitirmekte, gelir dağılımı bozulmakta, toplumsal ve ekonomik sorunlar ağırlaşmakta, birliğimiz hatta bağımsızlığımız tehlikeye düşmektedir.
Otokrasiye yöneliş, insani gelişmişlik düzeyinde görece geriye gidiş sürecini daha da hızlandırarak kısırdöngüye yol açmıştır.
İç ve dış koşullar elverişsiz olsa da insani gelişmişlik düzeyinde gerileyiş, otokrasi kısırdöngüsünü kırmak vatandaşlık görevi haline geliyor.
Türkiye Cumhuriyeti’ni içselleştirmiş, bağımsız, onurlu yaşam özleyen her vatandaşın, ülkenin kapıldığı kısırdöngü süreçlerinden kurtulması için, görev yapması, yılgınlığa kapılmaması gerekiyor.
Che Guevara’nın “Vazgeçmediğimiz sürece yenilmeyiz” özdeyişinin yol göstericiliğinde, vazgeçmediğimiz sürece Türkiye Cumhuriyeti yaşayacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları