Öztin Akgüç

CHP’ye uyarılar

23 Ekim 2024 Çarşamba

Anketler CHP’yi uyarıyor, CHP, yerel seçimlerde ulaştığı oy oranını koruyamıyor; kararsızların, anketi yanıtlamayanların, protest oyların oranı yüzde 20-30 arasında değişiyor; bazı anketlerde de CHP ikinci parti konumuna düşüyor. Bu denli her alanda başarısız bir iktidara karşı, kararsızların oy oranının yüksekliği, irdelenmesi gereken bir sorundur. Kararsızların oyunun kararlı oy oranına göre dağıtılması da yanıltıcıdır. Öncelikle nerelerde hata/hatalar yapıldığının belirlenmesi gerekir. 

Başarısızlık genelde geçmişten de gelen yönetim hatalarından kaynaklanır. CHP’de sorunlara, tartışılan konulara öncelikle nedenleriyle açıklık getirilerek irdelenmelidir.

Tüzük kurultayı partide beklenen ölçüde demokratikleşmeyi gerçekleştirememiştir. Beklenen, örgütün kararlarda daha etkili olması, merkezin yetkilerinin sınırlandırılması, daraltılması iken, kota, kontenjan, aday belirlemede merkezin etkinliği sürmüştür.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı... CHP’nin yumuşak karnı, Kılıçdaroğlu’ndan başlayarak partinin cumhurbaşkanlığı adayıdır. Yandaş çevreler, gündem saptırmak, CHP’yi karıştırmak için adaylık konusunu gündemde tutuyor. Seçime erken ya da zamanında, uzun süre vardır. Yeni adaylar olabilir. Nitekim Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, adaylığını açıklamıştır. Konu, seçim süreci başladığında adayı örgüt belirler ilkesiyle noktalanmalıdır.

İmamoğlu davası... İmamoğlu davası hukuki değil siyasaldır. Hukuki temeli olmadığından karar yukarıdan verilecek talimat doğrultusunda olacaktır. Doğrudan talimat gelmese bile, yargıçlar, “Reis böyle bir konuda nasıl hareket ederdi” diye düşünerek karara varacaklardır. Eğer bir kişi, küçültücü olduğu dahi tartışmalı “ahmak” sözcüğü veya nitelemesiyle siyasal haklardan yoksun bırakılırsa, hak ihlali açıktır. Roma hukukundan beri kuraldır. “Ceza suçla orantılı olmalıdır.” Ahmak nitelemesinin cezası herhalde bu denli ağır olamaz. Konuyu karara kadar gündemde tutmaktan kaçınılmalıdır.

Normalleşme... Karşılıklı nezaket gösterisi ile değil, partilerin anlaşmaları, uyuşmaları ile sağlanır. TBMM’de grubu olan partiler, Erdoğan başkanlığında toplanırlar, anlaştıkları, mutabık kaldıkları konular kamuoyuna açıklanır, siyasal normalleşme sağlanır. İsmet İnönü, CHP, DP yöneticileriyle birlikte yapılan toplantı sonrası 12 Temmuz beyannamesiyle, siyasal yaşamı normalleştirmiştir.

TBMM’de makama saygı... Makama saygı CHP geleneğinde vardır. Yalnız Erdoğan farklı bir konumdadır; Türkiye’de rejim değişikliği CHP’ye geçiş, şeklen halkoylaması fiilen YSK kararı ile olmuştur. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı, anayasal açıdan tartışmalıdır. Erdoğan, yalnız devlet başkanı değil siyasal bir partinin de başkanıdır. Erdoğan’a kadar, çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra devlet başkanlığı, parti başkanlığı ayrılmış, DP iktidara geldiğinde Celal Bayar parti başkanlığından ayrılarak cumhurbaşkanı seçilmiştir.

CHP’nin TBMM grubunun etkisizliği, parçalı görüntüsü... Vekillerin önseçimle değil, Kılıçdaroğlu ve MYK tarafından atanmış olmaları, ikili bir yapıya yol açmakta, normalleşme, ayağa kalkma konularında da dışa vurmaktadır. CHP, 1954-7 döneminde otuz kişilik grubu ile daha etkili muhalefet yapmış, 1957 seçiminde oyunu yüzde 40’ın üstüne çıkarmış, belki de seçimi kazanmıştır.

CHP’de hemen her zaman partiyi kendi kişisel amaçları için araç olarak kullananlar, karıştıranlar olmuştur. Son örneği Kılıçdaroğlu’dur. Partinin önceki partiye hizmet etmiş Öymen, Karayalçın, Çetin’in davranışlarının aksine, Kılıçdaroğlu, parti başkanıymış gibi hareket etmekte, parti dışından ve bir de parti içinden destek almaktadır. 

Sonsöz: Karacaoğlan ve Yunus Emre’den partiye uyarı:

Mecliste ârif ol kelamı dinle El iki söylerse sen birin söyle.

Kıssadan ârif isen al hisseyi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Merkez Bankası işlevi 18 Aralık 2024
Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları