Türban Hava Yolları

15 Şubat 2013 Cuma

Türk Hava Yolları’nın (THY), uluslararası başarıları da olan bir Türk modacıya, hostesler ile kabin memurlarına yeni giysi tasarımlarını yapmasını önermesinden sonra ortaya çıkan ilk örnekler basında kıyamet kopardı! THY’nin bazı hatlarda içkiyi yasaklaması da tüy dikti!

\n

***

\n

THY, son yıllarda dünyada hava şirketleri arasında ön sıralara çıkan bir başarı yakaladı. 98 ülkede 138 noktaya ve içeride de 36 kentimize uçarak önemli bir hava ağını kurdu. Gün geçmesin ki THY’nin filosunu genişletmek amacıyla yeni uçak alım siparişleri verdiği basına yansımasın.
Basına sızan yeni giysi tasarımlarının; fes-türban karışımı şapkaları da kapsadığını, neredeyse
“Muhteşem Yüzyıl” dizisinde kullanılacak biçimde olduklarını görenler şaşırdılar. Bu tasarımlardan dolayı topa tutulan THY ve modacı hanım açıklama yapma gereğini duydular.
Modacı hanım,
“Bunlar taslak. 50 kadar model tasarlıyoruz. THY bunları kabul etseydi bile altına imzamı atmazdım…” gibilerinden açıklama yaptı. THY, “Bu tasarımlar henüz bize sunulmuş, kabul edilmiş değil…” dedi.
Hava-İş Sendikası Genel Başkanı
Atilla Ayçin, “1.5 yıldır THY’de çalışanların yüzde 60’ı türbanlı!” derken acaba ne demek istiyor? Yeni tasarımların somut resimlerinden sonra gel de açıklamalara inan… Türkçede “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz…” denilir!

\n

***

\n

THY, içki yasağı haberleri konusunda da açıklama yaptı. Pakistan, Mısır, Irak, Somali, Senegal, Kuveyt, Nijer, İran gibi 8 ülkenin uçuşlarında içki verilmiyormuş… Bu ülkeler istemiyormuş! Türk hava sahası üzerinde uçuşa bu ülkeler engel olabilirler mi?
Peki, Tunus, Fas Müslüman değil mi? İspanya futbol karşılaşmalarında THY reklamlarının yanı sıra rakipleri
“Emirates” ve “Katar Havayolları’nın” da bazı futbol takımlarının formalarında reklamlarını görüyoruz. İkisi de Müslüman ülke ve ikisinde de içki sunuluyor!
Beş-altı yıl önce Tahran’a THY ile uçarken ilginç bir gözlemim olmuştu! Tahran’dan kalktıktan sonra İranlı kadınlar çarşaflarını çıkarıp koltuklarında mini etekli bacaklarını üst üste atarak hosteslerin sundukları içkileri zevkle
“göçertmişlerdi”.
THY iç hatlarda, yalnızca
“business sınıflarda” içki sunabiliyormuş. “Business” kavramı iş dünyasını, dolayısıyla “parayı” tanımlar. “Parası” olan bu bölümde daha rahat bir ortamda uçar. Nerdeyse kuşsütüne varıncaya kadar ikram yapılır, rahat koltuklarda uyunabilir. Türkçede “Parayı veren düdüğü çalar” boşuna denilmiyor.
THY, 36 iç hattın 20’sinde
“business sınıf” olmadığı için bu uçuşlarda da içki hizmeti veremiyormuş. Bu hizmet, ancak İzmir, Bodrum, Dalaman, Antalya gibi turistik uçuşlarda geçerliymiş. Bu ayrıcalık niye? Öteki Türk uçak şirketleri değil “business sınıfta”, her yerinde içki hizmetini “parasıyla” yolcuya veriyorlar da THY neden veremiyor?
THY, içki yasağını ülke genelinde kurumsallaştırma yolunda adım atma hevesinde…

\n

***

\n

Amerika’da “US Airways” ve “American Airlines” şirketleri birleşiyor. Böylece en güçlü “United Airlines” ve “Delta Air Lines” şirketleri ile rekabette onların önüne geçecekleri açıklandı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Binali Yıldırım, şirketlerin kârlı görmedikleri için uçmadıkları kentlere teşvik getirildiğini açıkladı. Teşvike göre, iki yıl süre ile haftada en az üç kez uçan havayoluna o kentin tekeli verilecek.
ABD ekonomisindeki sallantının, AB üye ülkelerinde devlet iflaslarının yaşandığı bir ortamda turizm gerilerken, Avrupa’da bazı havayolları devreden çıkarlarken THY’nin dışa açık, içe kapalı siyasasını anlamak güç!

\n

Güreşe Paydos!

\n

“Uluslararası Olimpiyat Komitesi (UOK)”, güreşin 2020 oyunlarından çıkarılacağını açıkladı. Önceki gün Cumhuriyet spor sayfasında okuduğum bu kararın Türkiye açısından iki önemli olumsuz sonucu var.
Birincisi 2020 oyunlarına Türkiye aday… İkincisi olimpiyatlarda Türkiye en çok madalyayı bu spor dalında kazanıyor. Dünkü gazetelerin spor sayfalarında -biri dışında- bu konuda tek satır yoktu!

\n

***

\n

Güreş, insanlığın varlığı ile ortaya çıkan, güç gösterme yolundaki ilk sporların başında gelir. Mezopotamya’da günümüzden 7 bin yıl öncesine giden bir mağarada ya da Mısır’da İÖ 2400’den kalma bir mezar odasının duvarlarında çeşitli güreş resimleri bulunmuştur.
Antik Yunan’da olimpiyatların kayıtlara resmen geçtiği İÖ 776’daki oyunlarda güreş vardı. İÖ 708’de ise güreş
“pentatlon yarışmasında” disk, cirit, uzun atlama ve koşunun yanı sıra “beşliden” biriydi.
1896’da Atina’da ilk modern olimpiyatlar kurulduğunda çıkarılan anı pullarından biri de güreşe ayrılmıştı. Güreşte
“serbest” ve “greko-romen” olmak üzere iki ayrı dal var. İkincisi bile, adını antik Yunan-Roma’dan almıyor mu?
UOK kararına göre, güreşe seyirci ilgisi kaybolmuş! Peki, 2004 Atina oyunlarına güreşte 344 sporcu katılınca rekor kırılmamış mıydı? Geçen yıl Londra’da düzenlenen olimpiyatlarda güreş salonunun kapısında izleyiciler bilet bulmakta zorlanmamışlar mıydı?
Herhalde, eylülde Arjantin’de kesin yeri açıklanacak olan 2020 oyunlarına Türkiye’nin adaylığı ile bu bağlantıyı değerlendirmek doğru olacak!

\n

TRT’de Sevgi Günü!

\n

Dün “Sevgililer Günü” idi… Benim gibi nüfus kâğıdı eskimiş kişiler için 14 Şubat “sevgi günü”dür! Sabah kalkmanın gereklerini tamamladıktan sonra masama oturup bilgisayarımın karşısına geçtim. Her zamanki gibi TRT 3 FM radyosunu açtım. “Sevgi” duyguları ile radyodan gelen klasik müzik parçalarını dinliyordum. Bir an şaşırdım! Sevgi gününde, sabah sabah Frederich Chopin’in bir piyano sonatının bir bölümü olan ünlü “Cenaze Marşı” çalınmaz mı? İşte TRT’de “sevgi günü” anlayışı!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları