‘Picasso verelim abi!’

02 Şubat 2016 Salı

Pablo Picasso 16 yıldır Türkiye’nin gündeminden düşmüyor. Polis, Picasso’nun “Saçını Tarayan Çıplak Kadın” adlı tablosunu İstanbul’da iki kaçakçıda yakalamış!
2013 Ocak ayında jandarmalar Manisa’da ve Elazığ’da da birer Picasso tablosunu ele geçirmişlerdi… Hemen hemen her yıl birkaç Picasso tablosu Türkiye’de ortaya çıkıyor. İstanbul’daki tabloyu iki kişi; kimi gazetelere göre 7-20 milyon liraya, kimisine göre de 8 milyon dolara satmaya kalkmış!
Picasso tabloları olayı, ilk kez 7 Haziran 2000’de İzmir’deki bir olayda gündem olmuştu. Üç polis, alıcı rolünde satıcılarla ilişki kurmuş, pazarlık 10 milyon dolardan başlamış, 6.5 milyon dolara el sıkılmıştı. Böyle bir para İzmir Valiliği’nde yoktu. Olay, İçişleri Bakanlığı’na bildirilerek 6.5 milyon dolar (TL değil) istenmişti. Başbakanlık’ın örtülü ödeneği kullanılarak, geri verilmek koşulu ile Merkez Bankası’ndan 6.5 milyon dolar sağlanmıştı.
Dolarlar İzmir Emniyeti’ne iletilmiş, taraflar bir otel odasında buluştuklarında, satıcılar “Önce paraları görelim!” demişlerdi. Gösterilen paraları saymak güç olacağı için, bir döviz bürosu açtırılarak, para sayma makinesi getirilmişti. Para tamamdı. Ya dolarlar sahte idiyse! Sahte parayı belirleyen “morötesi ışık” da getirilmişti. Dolarlar sağlamdı. On dakika sonra “Picasso” teslim edildiğinde, polis satıcıları suçüstü yakalamıştı.

***

Sonra ortaya çıkan öteki Picassolarla birlikte, Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel, Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde “Özel Picasso Odası” oluşturdu. Bakan İstemihan Talay, “özel güvenlik önlemleri ile korunan odayı” törenle açtı! Müzenin öteki bölümleri ise korumasızdı!
Bir yıl sonra Başbakan Bülent Ecevit, Picasso’nun ülkesi İspanya’da Kraliçe Elisabeth Müzesi’ni gezerken, müze müdürüne “Bizde de bol miktarda Picasso var” diye övünmüştü.

***

Hepsinin “çakma” olduğunu 25-29 Mayıs 2002’de Cumhuriyet’te “Picasso Skandalı” yazı dizisinde açıkladım. “Çakmaların” kaynağının Bağdat olduğunu saptamıştım. Irak’a giden bir arkadaşımdan rica etmiştim. Verdiğim adrese giderek fotoğraflar çekmiş ve gözlemlerini şöyle aktardığını yazmıştım:
“Bağdat resim sanatı açısından çok gelişmiş bir ülke. Bizde ne kadar çok kahve varsa orada da o kadar sanat galerisi var. Resim sanatı Iraklıların ulusal yeteneği olmalı. İki grup ressam var. Paris’te resim eğitimi görmüş, özgün resim yapan ve çağdaş gelişmeleri izleyen ressamlar birinci grubu oluşturuyor. Bunların özgün resimleri çeşitli galerilerde sergileniyor.
Bir de benzeti (kopya) resim yapan sanatçılar var. Bunlar da galerilere resim vermekle birlikte daha çok sokakta resim yapıyorlar. Bağdat’ta sıcak çekilmeye başladığında akşamüzeri ‘Karrada Semti (Ressamlar Sokağında)’ şövalelerini kurup, tuvallerini geriyor, önlerine Picasso, Van Gogh ya da doğusalcıların (oryantalistler) kataloglarını koyuyorlar. Gelen geçene sipariş üzerine seçilen resmin 15-20 dolara yağlıboya olarak kopyasını yapıyorlar. Eğer yapılan resim küçük ise, kuruması çabuk olduğu için resmi yarım saatte teslim ediyorlar. Yapılacak resmin boyutlarını siz de verebiliyorsunuz.
Eğer resim büyükse, örneğin (1.5x1m boyutunda ise) ve özenli bir iş isteniyorsa tablonun kuruması zaman aldığı için Picasso’nuzu 2-3 günde teslim ediyorlar. Eğer bu kadar beklemeye zamanınız yoksa Bağdat’ın ‘Karrada Semti’ndeki bu galeriler ile sokak ressamlarının bulunduğu sokağa sabah gidip herhangi bir ressama siparişinizi veriyor ve akşama da teslim alıyorsunuz.”
Bir ayrıntı: Özgün tablonun boyutu (130.1 x 97.1), İstanbul’dakinin boyutu (123 x 92 cm)…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları