Ölü Geçmişten Bebeğe!

26 Mart 2013 Salı

Türkiye - İsrail ilişkileri “ölü geçmişten, yeni doğan bebeğe” doğru “yeniden diriliyor!”...

\n

2007’de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez, TBMM’de konuştuğunda iki ülke arasında önemli bir siyasal doruk yaşanmıştı. Ancak 2009’da Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Davos’ta TV açık oturumunda “one minute (bir dakika) diyerek Peres’i doruktan aşağıya yuvarlamıştı.
2010 Mayısı’nda ise İsrail Gazze’ye giriş çıkışları yasaklayınca Türkiye’den Filistinlilere yardıma giden Mavi Marmara gemisine İsrail askerinin müdahalesinde 9 Türk ölmüştü. Bu olay Türkiye - İsrail ilişkilerini denize gömmüştü.
Ortadoğu’da ileri karakolu olan güvendiği iki ülke arasındaki bu olumsuz gelişmeler ABD’nin kanadını kolunu kesmişti. Suriye’deki iç savaş, İran’da nükleer silahlanma karşısında ABD’nin bölgede güvendiği dağlara kar yağmıştı!

\n

***

\n

19 Mart’ta bu köşede bu olumsuz gelişmenin ABD’deki tepkilerine yer vermiştik. Şikago “Toplu Taşıma İdaresi’nin” otobüslerinde Erdoğan’ı ünlü teröristler ile aynı kefeye koyan ilanlar yayımlandı.
Daha önce
“en büyük onur ödülünü” Erdoğan’a veren ABD’deki Yahudi lobisi, Başbakan’ın Viyana’da “Siyonizmin faşizm gibi insanlığa karşı bir suç olduğu” sözlerine tepki gösterdi. Aralarında 12’si “Türk Dostluk Grubu üyesi” de olan ABD Kongre temsilcileri 89 imzalı kınama mektubunu Erdoğan’a gönderdiler.
En sert tepki, bir zamanlar Ankara’da büyükelçilik yapan
Ross Vilson’dan “İlişkilerin çok iyi gitmediği konular var. Suriye, Irak, İran ve İsrail gibi… Bunlar önümüzdeki 12-15 ay için daha da sorunlar yaratabilir” sözleri ile geldi.
O yazımız “Bakalım Erdoğan tükürdüğünü yalayacak mı” sorusu ile sona eriyordu. Erdoğan geçen çarşamba, Danimarka’da Politiken gazetesine verdiği demeçle “tükürdüğünü yaladı”“kıvırdı mı” sorusunu sorabileceğiniz şu demeci verdi:
“Viyana’da söylediğim sözlerin tartışmalara yol açtığını biliyorum. Kimse söylediklerimi yanlış anlamasın. Herkes biliyor ki eleştirilerim bazı kritik konular üzerine… Özellikle Gazze bölgesinde, İsrail’in politikalarına karşı. İsrail, Filistin devletinin varlığını kabul etmediği sürece bizim eleştirilerimiz devam edecektir.”

\n

***

\n

Vaşington-Ankara-Tel Aviv-Cenevre arasında bir dizi görüşme, telefon trafiği, internette yazışmalardan sonra önemli sonuca ulaşıldı. Görüşmelerde Ankara; Mavi Marmara olayından dolayı özür dilenmesi, ölenlerin ailelerine tazminat ödenmesi, Gazze’ye serbest ulaşımın sağlanması gibi üç koşulun yerine getirilmesini istemekteydi.
Eski Dışişleri Bakanı
Avigdor Lieberman’ın “özür dilemeyi” engellemesine karşılık eski Savunma Bakanı Ehud Barak Türkiye ile bunalıma son verilmesini istiyordu. Genelkurmay Başkanı Benny Gantz ve Mossad Başkanı Tamir Pardo Ankara’da gizli bağlantılarından dolayı özür dilenmesini öneriyorlardı.
Vaşington’un çöpçatanlığında, daha önce Tel Aviv’de büyükelçilik yapan Dışişleri Genel Sekreteri
Feridun Sinirlioğlu, İsrailli meslektaşı Joseph Cieçanover ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Yakoov Amidror ile Aralık 2010 ve Kasım 2012’de Cenevre’de buluştu. Lieberman’ın savcılık soruşturması ile devre dışı kalması Başbakan Binyamin Netanyahu’nun elini güçlendirdi.
ABD büyükelçileri İsrail’de
Dan Shapiro ve Ankara’da Francis Ricciardone’nin girişimleri ile gelişmeler rayına oturtuldu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry 28 Şubat’ta Ankara’da, Başkan Barack Husein Obama da cuma günü İsrail’de “tam saha baskı” uyguladılar.
Erdoğan, Kerry’ye İsrail’e sert eleştirilerini durduracağı sözünü verdi. İsrail’in önemli gazetesi Haaretz’de
Barak Ravid imzalı yazıda bu “söze” dikkat çekildi. Sonrasında Netanyahu’nun özürünün ana hatları belirlendi. Netanyahu “üzüntü” bildirmeyecek, İbranice “özür dilerim” anlamındaki “itznatlut” sözcüğünü kullanacaktı.
Obama, Ürdün’e geçmeden önce Ben Gurion Havaalanı’nda bir barakada Netanyahu ile birlikte Erdoğan’ı telefonla aradı. Ankara’ya önceden bildirilen arama anından yarım saat gecikmeyle Erdoğan’ın telefonu çaldı. Önce Obama konuştu, sonra Netanyahu
“özür dileyip tazminat ödeneceğini” bildirdi.
Erdoğan’ın teşekkür için yeniden telefona istediği Obama, konuşmasını
“Yakında Vaşington’da görüşmek üzere” sözleri ile bitirdi. Obama, “Türk-İsrail ilişkilerinde bu yalnızca bir başlangıç…” demeyi de ihmal etmedi. Erdoğan’ın askıya alınan ABD ziyareti de büyük olasılıkla mayısta gerçekleşecek.

\n

***

\n

Obama’nın açıkladığı bu uzlaşıya ABD Kongre üyelerinden de önemli destek geldi. 2008 seçiminde Obama’nın rakibi olan Cumhuriyetçi senatör John McCain başta olmak üzere olumlu tepkilerde bulundular. Onur ödülünü Erdoğan’a veren ADL’nin Başkanı Abraham Foksman de “gelişmeleri alkışladığını” söyledi.
Lieberman
“Büyük hata…” derken “one minute”in muhatabı Perez ise Hürriyet gazetesine “Geçmiş ölüdür. Onu değiştiremezsiniz” sözleri ile geleceğe bakılmasının işaretini verdi.
“Son durum hakkında ne düşündüğünü” soran Sinirlioğlu’na Amidror, “Bebek henüz yeni doğdu…” yanıtını verdi. Anlaşılan “ölen (kötü) geçmiş” diriltilmeyecek, “yeni doğan bebeğin büyütülmesine” çaba gösterilecekti.
İsrail Sözcüsü Yigal Palmar, bu hafta tazminat görüşmelerine başlanacağını açıkladı. Geri çekilen büyükelçiler ise bu konuda varılacak anlaşmadan sonra eşzamanlı olarak güven mektuplarını sunacaklar. Haaretz gazetesine göre “Gazze” dışında Erdoğan isteklerinin yarısını elde etmişti.
Gelişmeler, özellikle Türkiye’de turizmciler ile TSK’yi memnun etmişe benziyor. Askıya alınan askeri anlaşmalar yeniden canlandırılabilecek. 2008’de 500 bini bulan, şimdilerde 80 bine düşen İsrail turistlerinin gelişinde sıçrama olacak. Türkiye lehine olan ticaret yeniden eski düzeyine çıkabilecek.
İsrail’in Doğu Akdeniz’de 5 milyar varil petrole eşdeğer doğalgazının Ceyhan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması, 2 milyar dolarlık yatırımla yörede Türk şirketleri için bir canlanma yaratacak.

\n

Düzeltme

\n

\tCuma günkü yazımda Adnan Menderes’in başbakanlık süresini 10 yıl yerine 10 ay yazmışım. Ayrıca Jülyen takviminin Gregorian takviminin yerine geçtiği hatalarını düzeltirim…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları