Melek ve Cebrail Ankara'da!

01 Mart 2013 Cuma

\n

Angela (melek) Doretha (Kayserili azize) Merkel ve Sigmar Gabriel (Cebrail) Türk-Alman diplomatik ilişkilerinin 250. yıldönümünde art arda Ankara’yı onurlandırdılar!
Bir papazın kızı olan Almanya Başbakanı, Türkiye’de doğsaydı adı
Melek olurdu. Göbek adını da Kayserili bir hemşerimiz olan Doretha adlı azizeden alırdı. Almanya’nın ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Partisi’nin genel başkanı da Türkiye’de doğsaydı aile adı Cebrail olurdu.
Dini bütün Müslüman Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan boşu boşuna, Almanya’nın başını çektiği Avrupa Birliği’ne (AB) “Hıristiyanlar Kulübü” demiyor!
Almanya Başbakanı Merkel yine Ankara’daydı! 2006 ve 2010 yıllarında gelmiş, Erdoğan da çeşitli kereler Almanya’ya gitmişti. Merkel’in son ziyareti hakkında
“2006’dakinden ileriye giden bir adım yok” dersek, yanılmış olmayız.
Bayan Melek, Türkiye’nin AB
“tam üyeliği” hakkında ne diyor?
“Önümüzde uzun bir müzakere yolu bulunduğuna inanıyorum. Kuşkularım olmasına karşın müzakere sürecinin devamını onayladım. Müzakereleri ucu açık olarak sürdürüyoruz. Bu konuda AB’de anlaşmaya varıldı. Yeni bir başlığın açılmasından yanayım…”
Bu sözlerinde bir başka önemli açıklama var… 1963’te, yani 50 yıl önce Ankara’da imzalanan “AB Ortaklık Anlaşması” yine “imtiyazlı ortaklık” olarak sürecek demektir. Merkel bu olguyu AB’ye de bir karar olarak benimsetmiş…
Çankaya Köşkü’nde, boş şampanya ve şarap kadehlerinin görüldüğü yemek masasında Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül de 1963’e gönderme yaparak “ahde vefa” istedi…
Merkel’in Türkiye ziyaretinde Erdoğan’ın
“5 milyon soydaşımız AB’de olduğuna göre fiilen girdik ama tam üyelik 60 yıl sonra mı?” sözlerini Alman gazetesi Bild “Yoksa AB üyeliği 60 yıl sonra mı?” başlığı ile “ti”ye aldı!
Sol eğilimli Die Tagezeltung gazetesi görüşmeler hakkında “Belli ki kötü gitti… İki başbakanın vücut dillerinden bile birbirlerinden hazzetmedikleri algılanıyordu!” diye yazdı.
Südetteutsche Zeitung ise
“Türkler AB’den soğudu. Oysa AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var” yorumunu yaptı. Berliner Zeitung da “Merkel’in, başbakan olarak Türkiye’nin AB üyeliğinden yana olması ama partisinin başkanı olarak da karşı çıkması gerekiyor!” yorumuyla çelişkiye dikkati çekti.
Erdoğan, Merkel’den çoğu PKK ve DHKP-C’den olmak üzere 170 teröristin Türkiye’ye verilmesini istedi. Yanıt her zamanki gibi “İnceleyeceğiz. Ancak anayasamız gereği ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yargılananları veremeyiz…” oldu.
Bu ziyarette olumlu gelişme işadamları arasındaki yakınlaşma idi. 35 milyar dolarlık ikili ticaretin 40 milyar dolara
yükseltilmesi hedeflendi. Almanya Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel (Cebrail) Suriye sınırında konuşlandırılan Alman “Patriot (vatansever) füze birliğini ziyaretinden sonra Ankara’ya geldi. Bu satırlar yazılırken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yemek yiyip sonrasında Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşecekti.

\n

Hagel Nihayet!

\n

Bir Amerikalı düşünün, babası 2. Dünya Savaşı’nda çarpışırken ölüyor. Kendisi Vietnam Savaşı’nda gösterdiği olağanüstü başarıdan dolayı madalyalar alıyor. Senatörlük yapıyor. Üniversitede ders veriyor.
Başkan
Barack Hussein Obama bu kişiyi savunma bakanlığına “aday” gösteriyor. Kongrede çeşitli engellemelerden sonra adaylığı güç bela onaylandı.
“Ben İsrail’in değil, ABD’nin senatörüyüm!” diyen Charles (Chuck) Hagel’i (66) İsrail’de görev yapmış beş Amerikan büyükelçisinin desteğine karşın güçlü “Yahudi lobisi” istemiyordu!
Sonuçta 52 Demokrat, 2 bağımsız ve 4 Cumhuriyetçi senatörün desteği ve 41 karşı oyla Hagel’in adaylığı onaylanabildi. Böylece
“Pentagon’un (beş köşe) başına geçen ilk Vietnam gazisi oldu.
Birkaç kez Ankara’ya gelen ve Erdoğan ile görüşen, Türkiye’nin sorunlarını yakından bilen Hagel, 2008’de ABD’de bir Türk derneğinde
“Okullarda Atatürk okutulmalıdır” diyen bir kişi. Bu sözler Ermeni ve Yunan lobilerince de tepki görmüştü.
Dev bütçe kısıntıları altında bu göreve başlayan Hagel için
“Herkülvari güç bir görev bekliyor…” deniliyor. Bu oylamadan bir gün sonra maliye bakanlığına Jacob J. Lev’in adaylığı ise açık farkla 71-26 oyla onaylandı. Obama’nın yeni Dışişleri Bakanı John Kerry de dün Ankara’da görüşmelerine başladı.

\n

Dünyada İlk Para Ve…

\n

“Vehbi Koç Vakfı Suna – İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AKMED) Antalya’da uluslararası düzeyde üç gün süreli olağandışı bir çalıştay düzenledi.
Bilindiği gibi dünyada ilk para basımı Manisa Sardes’te Lidlerce gerçekleştirildi. Bugüne değin Anadolu’da çeşitli devletler, egemen hanedanlar kendi paralarını bastılar. Türk müzelerindeki bu sikkeler birkaç milyonu geçiyor.
Ne yazık ki bu sikkelerin
“bilimsel” yayınları yapılamıyor ya da definecilerin yağmaları ile dünyanın dört bir köşesinde kaybolup gidiyor. Toplantıyı açan AKMED Müdürü Kayhan Dörtlük açış konuşmasında “1. Uluslararası Anadolu Para Tarihi ve Numizmatik Kongresi’ne” 13 ülkeden 60 uzmanın katıldığını söyledi.
Düzenleme kurulu adına Prof. Dr.
Oğuz Tekin de “Müzelerimize giren sikkeler ne yazık ki bilimsel yayınların çok önünde gitmekte, araştırmalar bir elin parmaklarının sayısını geçmiyor” sözleri ile yakındı.
Benim yakınmam farklı olacak…
“Hürriyet Daily Nevs gazetesi” dışında hiçbir Türk gazetesinde, değil bu toplantıda sunulan önemli bildirilerin içeriğini, haberini bile göremedim!
Davetli olduğum halde mesleki nedenlerle katılamadığım toplantıda
“Elmalı Definesi’ni” sunan uzman Mehmet Tevfik Göktürk’ün bu konuda benden övgüyle söz etmesini, dinleyicilerin alkışlamasının “bencil” bir davranışla hoşuma gittiğini söylemekle yetineceğim!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları