'Habemus Papam!'

15 Mart 2013 Cuma

Bugün dünyada yaşayan yaklaşık her altı insandan biri Katoliktir. Katolikliğin merkezi ise bağımsız bir devlet olan Roma’daki Vatikan’dır. Bir anlamda Katoliklerin dinsel “devlet başkanı(!)papadır, denilebilir.
Çarşamba gecesi Vatikan’ın önündeki
“Aziz Peter Alanı’nı” yağmur altında dolduran 100 bin kişinin bacadan çıkmasını merakla beklediği beyaz duman göründükten sonra bir kardinal balkona çıktı ve “Habemus papam (papamız var)” dedi.
Ünlü sanatçı
Michelangelo’nun görkemli resimlerinin süslediği Sistine Chapel’deki 3. tur 5. oylama sonrasında 115 kardinalin, Arjantinli Jorge Mario Bergoglio’yi 266. papa olarak seçtiği açıklandı. Kardinal Bergoglio, Amerika kıtasından seçilen ilk papa oldu.

\n

***

\n

Avrupa dışından seçilen ilk papa değildi! “Papalık” olgusu Hazreti İsa’nın 12 havarisinden biri olan İsrail’de Golan Tepeleri’nde doğan Aziz Petrus ile ortaya çıkmıştı. Aziz Petrus, Hıristiyanlığın yayılmasında çokça kullandığı Anadolu’da dünyadaki ilk kiliseyi de Antakya’ya tepeden bakan bir mağarada açmıştı. Bu mağara kilise, Hıristiyanların günümüzdeki hac yerlerinin başında gelir. Vatikan’ın önündeki alan da adını ilk papa Aziz Petrus’tan alır.
Gazetelerimizdeki
“Avrupa dışından ilk papa” başlıkları yanlıştır. Çünkü Avrupa dışından seçilen ilk papa, Suriyeli 3. Yeorgios (Gregory) adıyla, 731-41 yılları arasında görev yapmıştı.

\n

***

\n

Kardinal Bergoglio, 19. yy.’da İtalya’dan göçmüş bir aileden geliyor. Babası demiryolcu, annesi ev hanımı idi. Kendisi kimya mühendisliği eğitimi gördü. Geçirdiği hastalık sonrasında iltihaplanan bir ciğeri alındı. Bu olaydan sonra papaz olmaya karar verdi. Katoliklerin Cizvit cemaatindendir.
Arjantinli insan hakları savunucusu olan bir avukat, Bergoglio’yu 1976 yılında bir Cizvit papazının kaçırılarak işkenceyle öldürülmesi olayında askerlere yardım ettiği suçlaması ile dava etmişti. Hakkında yazılan bir kitapta ise
“faşist Arjantin diktasına” yardım ettiği vurgulanmıştı.
Cizvit papazı olarak ve Amerika’dan seçilen ilk papa Bergoglio’nun, ülkesinde gösterişten uzak bir yaşam sürdüğü, kiliseye ve çeşitli etkinliklere makam arabası yerine otobüsle gidip geldiği, yoksullara yardımda öne çıktığı bildiriliyor. Aşırı zenginliğin, toplumun yapısında yarattığı büyük boşluğu
“ahlaksızlık, adil olmayan bir durum olarak” tanımladığı anımsatılıyor.

\n

***

\n

Önceki kardinaller gibi “papalık adı” olarak kendisine 1. Francis’i seçti. 1182-1226 yıllarında yaşayan, sonradan “aziz” olarak ilan edilen İtalyan dilencisi Francis’in adını benimsedi.
Aziz Francis, yoksul yaşamı ile tanınan bir kişiydi. Zengin kumaş tüccarı
Assisi’nin oğlu olan Francis, 1204’te Haçlıların Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’i işgal seferine karşı çıkıp katılmamış, Vatikan önünde dilenmeyi yeğlemişti.
Babasının zenginliğinden uzak durduğu için aileyi kızdıran Francis, önemli bir hastalığa tutulmuştu. Aylarca hasta yatmış, iyileştikten sonra evini terk ederek eski püskü elbiseler ile bizim dervişler gibi köy köy dolaşarak kendisini dine adamıştı.

\n

***

\n

ABD’nin Pasifik kıyısındaki San Francisco kenti de adını Aziz Francis’ten alır. Olayın ilginç yanı, “Eldorado (altına hücum) yıllarında bu yöreye yönelen on binlerce insanın “zenginlik rüyası” görmelerine karşılık, kente yoksulluğun simgesi olan Aziz Francis’in adının İspanyolca söyleyiş biçiminin verilmesidir.

\n

***

\n

Alman kökenli Papa 16. Benedict yüzyıllar sonra istifa eden ikinci papa olmuştu. İstifasında Vatikan içinde din adamlarının “eşcinsellik ve çocuklara taciz” olaylarına ilişkin raporun ve Vatikan Bankası’nda “kara para aklamaları” gibi suçlamaların etkisi olduğu söyleniyor. Sekiz yıl görev yapan 16. Benedict, Vatikan Bankası’nın başına bir Alman soylusunu getirmişti. Bu olaylar dünya basınına “VatiLeaks (Vatikan sızıntıları) olarak yansımıştı.
2005 seçiminde Bergoglio, kendisine oy verilmemesini istediği halde, 16. Benedict’ten sonra ikinci olmuştu. Şimdi, Papa 1. Francis’in bu suçlamaların çözümünde nasıl etki yaratacağı merak ediliyor. Vatikan’ın
“bakanlar kurulu” niteliğindeki “Curia”nın oluşumuna etki gücü bu düşüncelerin ilk ipuçlarını verecektir.
İlginç olan, yeni papa kendi isteği ile
“yaşlılığını” gerekçe göstererek Arjantin kilisesinin başından geçen 28 Şubat’ta ayrılmıştı. Şimdi böylesine bir gerekçeye sahip kişinin bu sorumlulukları nasıl yükleneceği soruluyor.

\n

***

\n

Bu seçimin ABD ve kapitalizm düşmanı, Latin dünyasında “yoksullar” arasında devrim yaratan Venezüella Cumhurbaşkanı Hugo Chavez’in ölümünden hemen sonraya rast gelmesi ilgi çekicidir. “Yoksullara yardımla” tanınan yeni papanın “yoksulların Aziz’i Francis’in adını almasının bir rastlantı olamayacağına” inanılıyor.
Güney Amerika’da Chavez’in boşalttığı “siyasal düşüncenin” yerine 1. Francis’in “dinsel söylemlerinin” geçeceği, böylece ABD düşmanlığının temizlenmesi yolunda önemli adımlar atılacağı ve bu nedenle 76 yaşındaki 1. Francis’in “geçici” görevinin gerçekte Güney Amerika’ya yönelik olacağı düşünülebilir.
Bu seçim konusunda ilk tepki ABD Başkanı
Barack Husein Obama’dan “Tarihsel bir gün. Yeni papa yoksulların savunucusu olacaktır” açıklamasıyla geldi.

\n

‘Rabıta’nın Zabıtası’

\n

Cumhuriyet Ankara Bürosu’nun kadim çalışanlarından, eski deyimiyle “akil (bilge) adamlarından” olan Işık Kansu’nun, Kasım 2012 tarihinde yayımladığı “Türkiye Üzerinde Rabıta Gölgesi” başlıklı “araştırması” Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yıllık yarışmasında “övgüye değer” görüldü.
Işık’ın çeyrek yüzyıl önceki araştırmasının güncel gelişmelerle yeniden oluşturduğu bu çalışması kitap olarak yayımlandı.
Atatürk’ün laik Türkiye Cumhuriyeti’nin altının nasıl oyulduğunun tarihsel gelişimini irdeleyen Işık Kansu’nun bu kitabı “Rabıta’nın Zabıtası” adı ile “Uğur Mumcu Vakfı’nca” yayımlandı.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları