Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bıçak Değmedi Ama!
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü hakkında salı günkü yazımı doğrulayan bazı iletiler ve telefonlar aldım. O günlerde Özal’ın dış siyasa danışmanı, Büyükelçi Kaya Toperi de bazı tamamlayıcı bilgiler verdi.\n
\nAnımsanacağı gibi, Özal’ın koşu bandında kalbinin zorlandığından söz etmiştim. Toperi’nin bu konuda verdiği bilgi aynen şöyle: \n
\n“Özal’ın hastaneye kaldırılmasını öğrenir öğrenmez Ankara’ya gelen Özel Doktoru Cengiz Aslan bana Semra Özal’a atfen ‘merhum Cumhurbaşkanı’nın yürüme bandında 800 küsur metre yürüdüğünü, ancak fenalaşınca Semra Hanım’ı çağırdığını, ayakkabılarını çıkarırken de yere yıkıldığını ve ölüm nedeninin tamamen (sekte-i kalp) kalp krizi olduğunu’ söyledi. Semra Özal’ın çağırması üzerine Köşk personeli, başta Nur Turagay ve Nöbetçi Yaver Deniz Kur. Alb. Remzi Karaca merhumu yerde görmüşler.”\n
\nSıkça yinelenen “limonata” savı ve “Orta Asya gezisi” hakkında ise Toperi şöyle diyor:\n
\n“Çevre Sokak’taki bir galeriye gidildi. Merhum Cumhurbaşkanı gitmeden güvenliğinden sorumlu Ankara Emniyeti ile Cumhurbaşkanlığı korumaları galeride gerekli önlemleri almışlar, hatta ressamın odasındaki terebentin şişesini bile kokusu nedeni ile kaldırtmışlar. \n
\nGaleri sahibesinin bana söylediğinde göre, korumaların gözetiminde hazırladığı meşrubatı bir tepsi içinde başta merhum Cumhurbaşkanı olmak üzere konuklara ikram etmiş. Aynı tepsiden kendisi, eşi, başyaver ve orada bulunan merhum Prof. Dr. İhsan Doğramacı, eşi ve diğer davetliler birer bardak meşrubat almışlar.\n
\nOrta Asya gezisinde ise hep aynı sofrada oturduk, aynı yemekleri yedik”. \n
\nYazımda Özal’ın “aşırı kilosundan” ve “gut hastalığından” da söz etmiştim. Toperi şunları söylüyor:\n
\n“Yediğine, içtiğine hiç dikkat etmezdi. Köşk’te oturma odasındaki büyük kare masanın üzerinde sürekli yiyecek ıvır zıvır, çerez vs. olurdu ve rahmetli yemek yemeyi ve atıştırmayı severdi. Ölümünden bir yıl önce prostat kanseri ameliyatı da olmuştu.”\n
\nOlay sonrasında Başyaver Kur. Alb. Aslan Güner ve Dr. Hilmi Bey olmak üzere haber verilen GATA’ya müteveccihen yola çıkılmış. Trafiğin sıkıştığını gören Başyaver Alb. Güner güzergâhı Hacettepe’ye çevirmiş ve derhal hastaneye haber verilmiş. Önce acile, sonra kalp cerrahi bölümüne alınmış ancak bütün çabalara rağmen hayata dönmesi sağlanamamış… \n
\nÖlüm dosyasına “2378990” numarası verilen Özal için Prof. Dr. Yüksel Bozer, Semra Hanım’a “otopsi” isteyip istemediğini sormuş, Semra Hanım da “Kocama bıçak değdirtmem” demiş!\n
\nBir okurum, 2006 yılında “zehir” savı ortaya çıktığında Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Çavuşoğlu’nun başlattığı kovuşturmada şu sonuca ulaştığını anımsattı: \n
\n“Hastanın (Özal’ın) 17 Nisan 1993 günü saat 11.15’te büyük acil servise getirildiği, hemen müdahale edilerek doktorlar tarafından acil rapor düzenlenip kalp-damar cerrahisi yoğun bakım ünitesine nakline karar verildiği, iki defa ‘defiblire – elektroşok’ edildiği saat 11.30’da kalp cerrahisi yoğun bakım ünitesine alındığı, aynı gün saat 14.30’a kadar tüm çabaların gösterildiği, ancak hastanın hayata dönüşünün sağlanamadığı ve öldüğü, olaya müdahale eden Prof. Dr. İlhan Paşaoğlu, Prof. Dr. Yüksel Bozer, Prof. Dr. Kemal Erdem, Prof. Dr. Ali Oto ve Doç. Dr. Kubilay Varlı tarafından düzenlenen ölüm raporunda, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, koroner arter hastalığı ve kardiak arrest nedeniyle 14.30’da vefat etmiştir’ denilmiştir... \n
\nHacettepe Üniversitesi klinik patoloji laboratuvarı tarafından, Sayın Cumhurbaşkanı Özal’ın alınan kanıyla ilgili olarak dosya arasında rapor mevcut olduğu, kan değerlerinde zehirlenmeye ait bir bulguya rastlanmadığı, Sayın Semra Özal’ın olay tarihinde hastaneden alınan kanın konulduğu tüpün kırıldığı yolundaki anlatımının yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı veya tekrar Sayın Cumhurbaşkanı’ndan kan alımı yapılarak laboratuvarda özenle incelediği anlaşılmıştır. \n
\nBöyle bir bulgu saptanmış olsaydı (Sayın Semra Özal’ın iddia ettiği zehirlenme bulgusu) derhal müdahalenin bu yönde yapılması gerekirdi.\n
\nHastaneye yatırılışından ölümün gerçekleştiği ana kadar sadece kalple ilgili tedavi yöntemlerinin uygulanmış, zehirlenmeyle ilgili herhangi bir tedavi yapılmamıştır... \n
\nSemra Özal’ın açıklamalarının herhangi bir belgeye dayanmadığı, Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın ölümünün zehirlenmeyle ilgisinin olmadığı, kalp yetmezliğinden meydana geldiği anlaşıldığından, herhangi bir kişi ya da kişiler hakkında kamu davası açılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.”\n
\nO gün “bıçak” değdirtmeyenlerin, bugün cesedinin topraktan çıkarılmasına dahi yol açan tartışmaları, bazı okurlarım gibi ben de anlamakta güçlük çekiyorum! \n
\n\n
AB’den Emir Bekleniyor!\n
\n\n
Adli Tıp raporu sonrası Ankara Savcılığı’nın “Özal’ın zehirlendiğine ilişkin kanıt yok. O zaman otopsi yapılmadığı için kesin ölüm nedeni de saptanamadı. Yalnızca bazı toksik maddelere rastlandı” açıklamasını yaptığını da yazmıştık.\n
\nBu maddeler; ağızdan, burundan ya da deri ile alınıp vücuda yavaşça zarar verirler. Gıdaların ambalajları, deterjanlar, üretimde kullanılan haşeratı önleyen DDT gibi maddeler sayılabilir. \n
\nDört yıl önce bu köşede manavların tezgâhlarını dükkânlarının dışına kurduklarını, egzozlarından çıkan gazlar ile kurşun kalıntılarının bu meyve ve sebzelere sindiğini yazmıştım. \n
\nÖzal’ın vücudundaki toksik maddeler de bunlardı. Bugün büyük kentlerimizde ana caddelerdeki manavlardan (bir okurumun eklemesiyle balıkçılardan) alışveriş yapan herkesin vücudunda bu toksik maddelerin bulanacağı su götürmez bir gerçektir. \n
\nDünkü gazetelerde Avrupa Birliği (AB) uyum yasaları kapsamında soğuk hava deposu olmayan bakkallarda 1 Ocak 2013’ten itibaren yumurta satılamayacağına, ilişkin haberler vardı. Anlamadığım nokta “AB emretmese” halkımızın sağlığını düşünen çıkmayacak!\n
\nBelediyelerce hâlâ önlenemeyen bu durum için herhalde Türkiye, AB’den emir bekliyor!
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!