Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Bellrock(*)’ – ‘Five Hills(**)’! (6)

03 Şubat 2015 Salı

Cuma günü yazımız “Paraşütle inişin öyküsünü sürdüreceğiz...” cümlesi ile bitiyordu. Öyküyü erteliyorum. Çünkü beraber yürü-t-dük bu yollarda, diyenlerin ya da “paralel devlet” kurucularının hafta sonunda patlayan “söz düellosuna” değineceğiz.
Geometride “paralel”, birbirine aynı uzaklıktaki, Türkçesi ile “koşut”, iki çizgidir. Bilim insanlarına göre “paralelin çizgileri uzayda kesişirmiş!” Ama bizdeki paralel “yürüme” yerine, “yürütmeye” dönüşünce, bilim yalanlandı!
Cumartesi günü Sultan, “Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği’nde (TÜMSİAD) Feto’ya şöyle yüklendi:
“Ortaya dökülen pisliklerden sonra samimi insanların hâlâ o çatı altında durmasının mazereti olamaz. Bu yapının kimlerle işbirliği yaptığını, yan yana geldiğini, aynı karede fotoğraf verdiğini lütfen görsünler. Hâlâ bu yapının, (İsrail gizli servisi) Mossad’la işbirliğini göremiyorlarsa yazıklar olsun!”
Düelloya dönüştüren yanıt 20-25 milyon dolarlık “malikânede” yaşayan Feto’dan şöyle geldi:
“Kendini yerden yere vurmayan bir insan, dışta suçlu arar ve onları yerden yere vurmaya çalışır. Kendi konumunu belirleyemeyen ve enaniyet (bencillik) girdabı içinde çırpınıp duran kimseler kusurlarını, kabahatlerini, fezâhatlarını (edepsizliklerini) ve fecâetlerini (kötü durumlar) setretmek (gizlemek) için sun’î gündemler oluşturarak dışta suçlular ararlar.
Böyle yapar ve sun’î mücrimler (suçlular) oluşturursak, milletin dikkatini onlar üzerinde yoğunlaştırmış oluruz ve bizi mesâvîmizle (kötülükler), densizliğimizle göremezler mülahazaları hâkimdir onlarda. Bütün mücrimlerde, günahkârlarda faslı müşterek, ortak düşünce, ortak payda bu evsaftır (sıfatlar).”

***

Cuma günkü yazımızdan paralelin kuruluşunu anımsayalım: (2. baskı için özür dilerim!)
1996... Recep Tayyip Erdoğan, bugün “paralel devletin bankası” diye topa tuttuğu “Asya Katılım Bankası’nı” Fethullah Gülen ile birlikte törenle açtı. Paralel devletin önemli mali kaynağı bulunmuştu.
1999... Feto, Türkiye’deki koşullardan ürkünce ABD’ye kaçtı. Pensilvanya eyaletinin bir kasabasındaki bir “külliyede” yaşıyor. (...)
2001... AKP kurulmadan önce merkezi Nev York’ta olan “Anti Defamation League (ADL) – İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği” Başkanı Abraham Foksman özellikle Erdoğan ile görüşmek için İstanbul’a geldi. Zaman gazetesi Feto ile bu birlik arasında yakın işbirliği olduğunu yazmıştı.
14 Ağustos 2001... Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AKP) kurdu.
Ocak 2002... Erdoğan, Vaşington’un yolunu tuttu. Bir otelde buluştuğu “Karanlıklar Prensi” olarak tanınan, eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle’ye AKP’yi ve izleyeceği “ılımlı İslam siyasasını” anlattı.
Rahmetli meslektaşım, Turhan Yavuz “Çuvallayan İttifak” kitabında bu buluşmayı Cüneyd Zapsu’nun, “Çizmeli Adam” olarak tanınan Grenville Byford’un aracılığı ile ayarladığını yazdı. Byford’un, Forbes dergisince “dünyanın en güçlü 91. kadını” olarak tanımladığı eşi Orit Gadiesh devreye girmişti.
Gadiesh, bir İsrailli generalin kızı olup, 17 yaşında İsrail Genelkurmayı’nın istihbarat bölümünde çalışan ve Erdoğan’ın daha sonra Davos’ta “one minute” diyeceği eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’in de baldızıdır.
10 Aralık 2002... ABD Başkanı George V. Bush, ne cumhurbaşkanı, ne de başbakan olan, yalnızca AKP Genel Başkanı unvanlı Erdoğan’ı Beyaz Saray’da kabul etti. Erdoğan, Fuller, Yahudi kökenli eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramovitz, Refah ile Doğru Yol partilerinin mimarlarından Henri Barkey ile baş başa yemekler yedi, Amerikan Yahudi Kongresi yöneticileri ile de görüştü.
2004... Aynı yıl Amerika’da İsrail’in güçlü “lobisini” oluşturan “Amerika Yahudi Kongresi (AYH)adına, daha önce İstanbul’a özel görüşme için gelen Foksman, “Yahudi Cesaret Ödülünü” Erdoğan’a verdi.
Temmuz 2014... AYH’nin yeni başkanı Jack Rosen İsrail’i şiddetle eleştiren Sultan’a mektup göndererek “ödülü” geri istedi.
Ocak 2015... MHP milletvekili Şefik Çirkin’in, ödülün geri verilip verilmediği sorusuna, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Vaşington Büyükelçiliği Rosen’a gönderdiği mektupta ödülün iadesinden memnuniyet duyulacağını, bildirdi” yanıtını verdi. Ancak Sultan cesaret gösterip “Mossad bağlantılı ödülünü” hâlâ gönderemedi!

***

19 Mayıs 2013... ABD’ye giden Sultan’ın, “Gülen’le görüşecek misiniz” sorusuna, “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kendisine vekâleten görüştüğünü” söyledi.
22 Mayıs 2013... Arınç, şu açıklamayı yaptı: “Konu ABD olunca, ‘mümkün olursa Hoca Efendi’ye ziyaret yapar mıyız?’ diye gönlümden geçirdim. Başbakan’a konuyu açtım. ‘İzin verir misiniz?’ dedim. Çok memnun oldu. ‘Keşke biz de görüşebilsek. Selamlarımızı götürün, sevgilerimi iletin, bir emri olur mu öğren!’ dedi. Birkaç saat misafiri olduk. Bunu bir resmi ziyaretin ötesinde, kendini çok seven bir dostun ziyareti olarak düşününüz!”
Arınç bir soruyu da şöyle yanıtlamıştı: “Hükümetle cemaat arasında soğukluk olduğunu kesinlikle reddediyorum. Hoca Efendi siyaset üstü bir insan. Başbakan’ın şahsına karşı çok büyük duaları var ve çok seviyor!”

***

Peki, Sultan, (TÜMSİAD) toplantısında Feto için acaba neden “Birbirini sırtından hançerleyen o hainlerin seviyelerine inmeyecek, düştükleri çukurlara düşmeyeceğiz!” dedi?

(*) Çankaya – (**) Beş tepe

Sevgili Utku!
Ankara Temsilciğine atandığını öğrendiğimde hem sevindiğimi, hem üzüldüğümü söylemiştim. Sevinmiştim, çünkü dürüstlüğünü, birikimini, soğukkanlılığını, gazeteciliğini, saygınlığını biliyordum. Üzülmüştüm, boşu boşuna cezaevine sokulan Mustafa Balbay’ın yerine “temsilci” değil “temsilci vekili” atanmalıydın. Çünkü bu ayrıntı ile Balbay dışlanmamış olurdu. Bu ayrılıktan dolayı üzgünüm! Sevgiler...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları