Ankara Kitap Fuarı

04 Aralık 2012 Salı

İstanbuldan sonra 1 Aralıkta kitap fuarı Ankarada açıldı. Fuarın kapanacağı 9 Aralık Pazar günü saat 13te, Silivri tutuklusu değil, tutsağı olan Mustafa Balbayın kitaplarını biz dostları imzalayacağız. Gerçekte, Balbayın kitaplarını kendisinin imzalamasını dilerdim. İnşallah o günler yakındır. Bugün yakın tarihten siyasal içerikli bazı kitapları sizlere sunmak istedim.

\n

***

\n

Adı: İçimden Geçen Zaman

\n

Yazarı: Güldal Mumcu

\n

Yayımlayan: um:ag

\n

24 Ocak 1993 Pazar günü İstanbulda Genel Yayın Yönetmeni olarak odamda çalışıyordum. Telefonum çaldı. Arayan Ankara Haber Müdürümüz Işık Kansu idi. Soğukkanlı Işıkın sesi titriyordu. Abi, Uğur Mumcuyu öldürdüler! dedi Uğurun eşi kitabında, o andan itibaren olup bitenleri, evin içinde ve dışında yaşananları, bir günce yapısı içinde okura aktarıyor. Yalnızca ailecek yaşananları değil, resmi kurumların olaya yaklaşımlarını da belgeleri ile sunuyor.

\n

***

\n

Adı: Hepiniz Suçlusunuz!

\n

Yazarı: Burhan Dodanlı

\n

Yayımlayan: Cumhuriyet Kitapları

\n

Aynı yıllarda gazeteciliğe başladığım meslektaşım, AA muhabiri olarak, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan üçlüsünün yargılanmalarından idamlarına giden günlerin en önemli tanığı olmuştur. Tüm bu aşamaları en kapsamlı izleyen meslektaşım, başka hiçbir gazetecinin alınmadığı üçlünün ipe çekilişlerine de tanıklık etmişti. Hatta hatta, idam sırasında üçlünün üzerine asılan idam yaftalarını da sonrasında alarak bugüne değin saklamıştı. Kitap, yakın tarihteki bu önemli yargılamanın içyüzünü de açıklıyor.

\n

***

\n

Adı: Vatan yahut Silivri

\n

Yazarı: Müyesser Yıldız

\n

Yayımlayan: Kırmızı Kedi Yayınları

\n

Türkiye Cumhuriyetinin yarım yüzyılındaki tutuklamalar, yargılamalarla bağlantılı yayınlar bu gidişle, dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayacak boyutta ansiklopedilere dönüşeceği benziyor. Meslektaşım, bilgisayarında elini sürmediği belgeler nedeniyle aylarca hapis yattı. Kitap, yaşadıklarını yakın tarihteki benzeri olaylarla birlikte değerlendiriyor.

\n

***

\n

Adı: Şemsiyenin Telleri

\n

Yazarı: Mehmet Muhsinoğlu

\n

Yayımlayan: İsim Yayınları

\n

Meslektaşım, başkent siyasal yaşamının perde arkasındaki ortamın en önemli tanıklarından biridir. Kitapta 1995-97 yılları arasında Ankarada siyasal partilerin kulislerinde yaşanan olayları genç kuşaklara anlatıyor. Ayrıca söz konusu tarihlerde yaşanan o olayların basına yansımaları da düzenli bir arşiv niteliğinde aktarılıyor.

\n

\n

Bir ‘Modem’ Macerası!

\n

\n

Eskiden Evladın mı var, derdin var…” denilirdi Bu sözü günümüzde bilgisayar için de söyleyebiliriz. Cuma günü saat 16da internet bağlantım koptu. Hizmeti veren Turkcell-Superonline kurumunu arayıp durumu bildirdim. Arızanın 24 saat içinde giderileceği söylendi.

\n

İki saat sonra aradığımda incelemenin sürdüğü bildirildi. Cumartesi sabahı gelen iki teknisyen, bina girişindeki bağlantılara kadar bir sorun bulunmadığını, istenirse konut içinde yapacakları inceleme için servis ücreti alacaklarını söylediler. Kabul ettim.

\n

İncelediler, internet bağlantısının modeme kadar geldiğini saptadılar. Bir bilgisayarcının bakmasını önerdiler. Servis ücretini ödemeye gelince onlar da ben de şaşırdım.

\n

Ben hizmeti Turkcell-Superonlinedan alıyordum. Gelenler TTNet teknisyenleriydi. Çelebice davranıp ücret almadan çıktılar. Daha önce TTNetten bağlantım vardı. Turkcell-Superonlineın bir çağrısına kanarak değiştirmiştim. Meğer Turkcell-Superonline, bana iptal ettirdiği bu hizmeti, kendisi TTNet üzerinden verdiği için bu iki teknisyen gelmişti.

\n

Bir bilgisayarcıya danışıp elektrikçi çağırdım. Arıza modemdeydi. Eskiden kalma bir modemim vardı. Onunla değiştirmesini istedim. Turkcell-Superonlineın özel modeminin gerektiğini söyleyince kurumu yeniden aradım. Durumu anlattım.

\n

Her zamanki gibi şu numaraya bas, bu numaraya bas biçimindeki teknik komutlardan sonra birisine ulaşabildim. Ankarada vereceği adresten modemi değiştirebileceğimi bildirdi. Orasının telefon numarasını istediğimde veremeyeceğini söyledi. Kapatıp yeniden açtığımda, bu kez bir başkası, numarayı tereddütsüz verdi! Aradım. Kendilerinde modem bulunmadığı yanıtını aldım.

\n

Onlardan kurumun Ankaradaki teknik servis numarasını sordum. Bir numara verdi. İt ite it kuyruğuna gibilerden; orası bir başka numara, orası da bir başka numara, sonuçta ilk numarayı verdiler.

\n

Turkcell-Superonlineı yeniden aradım. Şu numaraya bas, bu numaraya bastan sonra derdimi sıfırdan anlattım, bir başkasına aktarıldım. Yine sonuç alamayınca bir daha aradım. Konuşmalarımın kayıt altına alınmasını isteyip açtım ağzımı yumdum gözümü!

\n

İki saat sonra birisi aradı. Modemin cumartesi saat 15 civarında Yurtiçi Kargoya verildiğini söyledi. Pazar sabahı aranıp aynı yanıt yinelendi.

\n

Bu (dün) sabah Yurtiçi Kargoyu aradım. Adıma bir kargo yoktu. Turkcell-Superonlineı aradığımda bu kez şaşırtıcı bir yanıt aldım. Kargo Özgen Acar adına değil Özgen Aksu adına gönderilmişti. Yurtiçi Kargoya sordum. Bu arada da gönderilmiş İstanbul çıkışlı bir kargonun bulunmadığını öğrendim.

\n

Şu anda sorunum çözülmedi. Bunları neden yazdım? Mangalda kül koymayan Turkcell-Superonlineın 5 milyon nüfuslu başkentte bir teknik servisinin bulunmadığını, bir modemi bile 72 saatte doğru dürüst gönderemediğini, TTNetin çok hızlı çalıştığını anlatmak istedim ki, aynı sorunları değerli okurlarım da yaşamasınlar. Bağışlayınız

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları