Özdemir İnce

Ülkemizi en üst lige çıkarmak

04 Eylül 2022 Pazar

AKP genel başkanı 20 Ağustos 2022 günü Manisa’nın Cumhuriyet Meydanı’nda toplu açılış törenine katılmış. “Cumhurbaşkanı” demiyorum, AKP Genel Başkanı Erdoğan, 21 yıllık yıkım ve kaostan sonra seçmene yağlı-ballı gelecek masalları anlatmayı sürdürüyor ama iktidar denen şeyin sadece dünü ve bugünü vardır. Bu sayfalarda gerçekten öğünülecek bir şey bulamadığından olacak, “Eski Türkiye” diye sarakaya aldığı varoluş-diriliş dönemine kara çalarak mirasını yağmaladığı şanlı bir geçmişe nankörlük ediyor. 

“İki gün önce neredeydim” diye sorduğu soruyu kendisi yanıtlıyor: “Ukrayna’da. Bir hafta önce Soçi’de. Ne için? Dünya barışını tesis edelim diye. Biz, bu yolda dünya barışı için varız. Millete sözümüz ve taahhüdümüz; ülkemizi 2053 vizyonuyla küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligine çıkarmak” diyor. 

Vizyon (la vision) tehlikeli bir sözcüktür, sadece görüş anlamına gelmez, daha çok saçma, zırva, ham hayal anlamına gelir. “Vizyon sahibi olmak” (avoir des visions) ise saçmalamak, zırvalamak, hayal görmek anlamına gelir ki ben ancak R.T.Erdoğan’ın hayal gördüğünü düşünürüm. Yabancı sözcük ve kavramların ipiyle kuyuya inmek tehlikelidir. Sorumlu ve gerçekçi bir parti başkanı ağzına “vizyon” sözcüğünü almaz ve “21 yıllık iktidarımızda ülkemizi küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligine çıkardık” der ve gerçeklerin kantarına çıkar. Oysa 21 yıllık fiyasko yetmiyormuş gibi bir de 31 yıllık bonus (bedava kredi, hediye) isteniyor.

R.T.Erdoğan’ın ters bir mantığı var: “Onların iyi dediği Türkiye, sağlam girenin hasta çıktığı, bırakın doktoru bir kutu ilacın bile zor olduğu Türkiye’ydi. Savaş Ay’ın programında Bay Kemal suçu o zamanın başbakanına attı. Sen ne işe yarıyorsun? Bak, biz de devlet yönetiyoruz” diye aynı kilimi dokuyor... Dediği gibi değil ama diyelim ki hastanelerde ne ilaç, ne doktor vardı, bunun sorumlusu başbakan mı, bakan mı, yoksa sadece bir genel müdür olan Bay Kemal mi?

“Onların iyi dediği Türkiye, sanayileşme adına Anıtkabir’in bayrak direği ipini üretmekle övünen Türkiye’dir. İstiklalimizi ve istikbalimizi garanti altına alan bir Türkiye inşa ettik. Şimdi İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncı’larımız var. Terör örgütlerini bunlarla inlerinde vuruyoruz. Bunlar Bay Kemal’i de terör örgütlerini de rahatsız ediyor” diyor AKP Genel Başkanı  R.T.Erdoğan...

Fütursuz bir popülist muhalefet lideri gibi konuşuyor. Siyasal rakibini terör örgütlerinin yanına oturtmak gözü dönmüş bir vicdansızlık! Motorları dışarıdan gelmese 10 santim yürüyemeyecek İHA’ları, SİHA’ları, Akıncıları bir yana bırakalım, AKP iktidara geldiğinde inlerinde vurulacak terörist yoktu. Sanayileşmekten, dünya liderliğinden, barış inşa etmekten söz ediyor. Pek güzel, bu ülkenin üretim yapan, şakır şakır çalışan, sayısı yüz bilmem kaç olan termik ve hidrolik santrallarını, kâğıt, şeker, krom, demir, alüminyum fabrikalarını, tıkır tıkır çalışan limanlarını, havaalanlarını neden sattın, özelleştirdin? Bunların 45’i Atatürk döneminin fabrika ve kurumu idi. Neden sattın bunları, batan geminin malı gibi sattığın sanayi kurum ve tesislerini neden sattın, neden? Gelen para ile ne yaptın, nereye çarçur ettin? İlkin bunların hesabını ver. Bunların yerine ne koydun? Yoksulluk, yoksunluk, vurguncu, haramzade... Sonra, sağmal ineklere benzeyen yap işlet devret köprülerini, şoselerini bir anlatıver de soru-cevaplı tartışalım. 5 kuruşluk işler neden 20-30 kuruşa yaptırıldı, hikmetini biz de öğrenelim. 

AKP genel başkanı son aylarda barış havarisine dönüştü; komşularla helalleşip barışıyor: Bereket versin Suriye, İsrail, Mısır, Ermenistan’la kavga edenin Bay Kemal olduğunu iddia etmiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları