Özdemir İnce

Bilimi hedef alan ilahiyatçı

31 Temmuz 2022 Pazar

Temmuz 2022 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 8. sayfasında yayımlanan Mehmet Menekşe imzalı haberden aktarıyorum:

“Amasya Üniversitesi’nde 15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıldönümü nedeniyle yapılan etkinlikte konuşan ilahiyat fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ümit Toru, bilimin dinsizliği artırdığını iddia etti… ‘Günümüzde bir çeşit cahiliyenin yaşandığından söz edebiliriz. Ancak geçmişte insanlar cahiliye bilgisizlikten beslenirken şimdilerde küfür ve sapıklık fen ve felsefeyle besleniyor. Zannediyorum bu cahiliye, efendimizin neşrettiği nurlarla bertaraf edilen cahiliyeden daha tehlikeli’ dedi.”

***

İlkin konuşmanın şah damarını tanımlayalım: İslamın son din, Hz.Muhammed’in son peygamber, Kuran’ın da son kutsal kitap olduğuna inanan bağnaz bir duruş. Ortadoğu’da daha sonra yeni bir din çıkmadıysa, buna engel olan İslamın acımasız kılıcı olmuştur. Eleştiriyi “küfür” ve “sapıklık” sayan ve ölümle cezalandıran onlarca ayetten sadece birini (Nisa Suresi, 89. ayet) buraya aktaracağım:

“Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün.” (Diyanet İşleri meali)

Günümüzün küfür ve sapkınlıkları “fen” ve “felsefe”den besleniyormuş. Doçent Dr. Ümit Toru’nun bulunduğu yer ve konuma göre fen bilimleri (astronomi ve uzay bilimleri, biyoloji, fizik, kimya, matematik) ve felsefe okuyanların kellesini alacaksın, bu türden öğretim yapan mekteplerin küllisini kapatacaksın. Neden? İslam dininden sapmasınlar(!) diye. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları sonsuza kadar Müslüman kalsınlar diye. Yahu zaten devletin dini yok, Cumhuriyet ise “laik” sıfatlı; vatandaşlar arasında her dinden insanlar, ateistler, deistler, nihilistler, agnostikler var. N’olacak şimdi? Cumhuriyet devletinde, din ve inanç bireysel olduğu için “ümmet” diye yığışım da yoktur, olamaz. 

Ümit Toru’nun sözlerinin anayasanın 2. ve 24. maddesine, Öğrenim Birliği Yasası’na aykırı olduğunu şimdilik bir yana bırakalım. Müslüman olmayan uluslar, dinlerini fen (akıl) ve felsefe ile eleştirerek, devletten din dogmalarını uzaklaştırarak evrensel bir uygarlık yaratmışlardir. İnsanlığın tek amacı bir dine inanmak değil kuşkusuz. Din, yoksulların ve ezilenlerin tesellisidir. Sadece bir dine inanarak insana yaraşır bir hayat düzeyine erişmiş tek ulus yoktur.

Bu türden selefi saplantılar Tevrat, İncil ve Kuran’ın eşzamanlı okunmamasından kaynaklanmakta. Uygar toplumlarda Tevrat ve İncil özgürce incelenmekte, vahiyle mi indiği yoksa insanların kaleminden mi çıktığı özgürce tartışılmaktadır. Okunması için Israel Finkelstein & Neil Asher Siberman’ın The Bible Uneartthed (Free Press,2001) adlı kitabının okunmasını salık veririm. Kitabın Fransızcası da var: La Bible dévoilée (Gallimard, 2004). Bu kitabı okumadan önce İlhan Arsel’in Tevrat ve İncil’in Eleştirisi (Kaynak Yayınları) adlı kitabını okumak son derece yararlı olur.

Son olarak: “Zengin kişi Göklerin Egemenliği’ne zor girecek. Yine şunu söyleyeyim ki devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği’ne girmesinden daha kolaydır.” (Matta, 129:23) İsa’nın bu sözünün Kuran’da “Ayetlerimizi yalanlayanlar ve o ayetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler!” (Diyanet İşleri Meali) şeklinde yer almasının nedenini Ümit Toru açıklayabilir mi?

Müslümanlar bilim ve felsefe öğrenip soru sormaya başlamadan uygarlık merdivenini çıkamazlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları