Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Acıktıysan acık ye...
Şimdilerde sürmekte mi bilmiyorum ama yirminci yüzyılın ortalarında Türk ailelerinin kadın tayfası, acıkan çocuklara “Acıktıysan acık ye, / derelerde böcük ye, / kaynananın etini, /kayınbabanın budunu(!) ye...” tekerlemesini söylerlerdi. Aslında sansürsüzü bence daha güzeldir.
İktidarlar, muktedirler, zenginler, din adamları açlık ve yoksulluğu hep istismar etmişlerdir.
Bir hadis-i şerif “Her şeyin bir zekâtı vardır, bedenin zekâtı da açlıktır” dermiş... Hadislerin çoğu sahih değildir, karnı tokların uydurmasıdır. Kuran’a son şeklini vermek için Hz. Osman döneminde ayetler derlenirken, açlık ve yoksulluğu öven ayetlerin derlemeciler tarafından kutsal kitaba sokuşturulduğunu iddia edenler vardır.
İnsanların “toplama ve avcılık çağı”nda aç kaldıklarını düşünmek pek mümkün değil. Eli ayağı tutan aç kalmazdı. Özel mülkiyet ve tarım toplumunun oluşmasıyla insan açlıkla tanışmış olmalı. O gün bugündür yoksulluk ve açlık var.
Laf açlıktan açıldığına göre, izninizle biraz malumatfuruşluk edelim. Açlık denince akla Fransa Kraliçesi Marie Antoinette gelir. Bildiğiniz gibi bu talihsiz kraliçe, 1789 Büyük Fransız Devrimi’nden sonra giyotinle tanışmıştı. Güya, Marie Antoinette, devrim öncesinde halkın açlıktan, ekmeksizlikten isyan ettiğini öğrenince “Ekmek yoksa pasta yesinler” diyesiymiş. Kitaplarda “S’ils n’ont pas de pain, qu’ils mangent de la brioche” diye yazıyor ki “Ekmekleri yoksa, yağlı çörek yesinler!” anlamına geliyor. Acaba “la brioche”u “pasta” diye mi çevirdiler? İtalyanca “pasta”, Fransızca “pâte” (hamur) yesinler de demiş olur ki ikisi de “makarna” anlamına geliyor. Bu durumda, “Ekmekleri yoksa makarna yesinler” dil mantığı açısında doğru ama ekmeği olmayan makarnayı nereden bulacak? Ekmek ya da makarnayı evde yapsın diyecekler ama ekmek ve makarna bulamayan unu nereden bulsun? Yoksa buğday alıp değirmene mi götürsünler? Bunu söyleyeni vallahi falakaya yatırıp ayağından asarlar.
1950’lerden bu yana, bu “Pasta yesinler” aktarımı “tarihi sözcükler” kitaplarında ortaya çıktı. Ama biri Véronique Campion-Vincent ve Christine Shojaei Kawan’ın, öteki Cécile Berly’nin kitapları belleklere kazınan bu sözün tam anlamıyla “uydurma”, “yakıştırma” olduğunu kanıtlamaktadır. Düşenin dostu olmaz.
Tarihin iletişimsiz, izole yaşandığı bir döneminden söz ediyoruz. Alımlanan bilgiyi anında denetlemek mümkün değil, bu durumda günümüzde “şehir efsanesi” denen tevatürler karışıyor gerçek ve yanlışlara. Marie Antoinette’in o malum cümleyi söylemiş ya da söylememiş olması önemini yitiriyor: Bir kraliçe, soylu ve zenginin halktan bu denli uzak ve merhametsiz olması “durumu” gerçeğe çok yakın; zaten benzer durumlarda buna benzer sözlerin kullanıldığına tanık olmaktayız: Kimisi, “Bayat ekmek yediklerine göre karınları aç değil” demekte, kimileri yarı açlığın Kuran’da övüldüğünü ileri sürmekte...
Bayan Emine Erdoğan’ın “O halde porsiyonu küçültsünler!” cümlesinin Fransa Kraliçesi’nin “Ekmekleri yoksa çörek (makarna) yesinler” cümlesiyle aynı kaderi paylaşması epeyce olası. Üstelik, ileride, dedi/demedi tartışması da olmayacak: Yazılı basın, televizyon ve ses kayıtları var.
Erdoğan iktidarı, iletişim çağı öncesi döneme ait söylenti, tevatür, masal, kıssahan masallarını kullanmakta pek usta. Bugün söylediğinin yarın tersini söyleyerek, üçüncü gün cümleyi tersine çevirerek ve fiilleri hep gelecek zaman kipinde kullanarak, gerçek ve doğruları bağlamından kopararak zihinleri bulandırmakta ve bir yalan dünya yaratmakta... Bunu gazete, radyo, ses ve televizyon kayıtlarına karşın yapmakta.
Bu yazıda anlattıklarımı 3 Nisan 2022 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşeti özetlemekte: “İktidar diyor ki yeme hayal-et”. Çünkü, “Yemek yeme, hayal et!” ve “Hayali et ye!” toplumun gerçekleriyle örtüşen, eldiven gibi eline oturan anlama sahip.
Et ve Süt Kurumu’nun yüzde 48’lik zammının tepki çekmesi üzerine, AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Biz vatandaşımıza ucuz et yedirmekte kararlıyız!” demiş... Tarımın, hayvancılığın köküne kezzap dökülmüşken nasıl olacak bu iş? Cumhuriyet muhabiri Mustafa Çakır’ın yazdığı gibi “ahırlar bomboş”, çünkü sığırın işkembesi boşsa mezbahaya gider...
“Biz vatandaşımıza ucuz et yedirmekte kararlıyız!”ın “Ekmekleri yoksa makarna (çörek) yesinler”den farkı ne?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!