Osman Korkmazel

Fatih Terim’i Dinlememişler...

10 Eylül 2014 Çarşamba

İzlanda ile oynadığımız maçlara şöyle bir göz atayım dedim. İnanamadım ama ne yazık ki o tarihlerde futbolumuz yerinde sayıyordu. Gelene geçene kapmızı açtığımız seneler. Bakar mısınız, 1980-1995 yılları arasında 7 maç yapmışız; 1 galibiyet, 4 yenilgi ve 2 de beraberlikle maçları noktalamışız. O farklı galibiyeti de (Ali Sami yen’de 5-0 yenmişiz; 2 Saffet Sancaklı, 2 Hakan Şükür ve Sergen’in golleriyle) Fatih Terim’in ilk döneminde (1990-1996) almışız. Şimdi öyle mi, “İzlanda da kim. Rakip sahada da oynasak faklı yenmeliyiz” yorumları yapıp duruyorduk. Ancak Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim tecrübe abidesi, maç gününe dek işini sağlama aldı. Temkinliydi, futbolcularının devamlı beynini yıkadı, rakibin bütün açıklarını bir bir sıraladı ve onlardan Danimarka oyunun 2. yarısını ısrarla istedi. Dün akşam İzlanda’da sahaya çıkardığı kadro da, o maçın 2. yarısıyla örtüşüyordu. Evet, Fatih Hoca’nın futbolcularına dedikleri bir bir ortaya çıktı. Bizim oynamamız gereken futbolu İzlanda oynuyordu. Çabuk, baskın, etkin ve ilaveten oyuna kenarlara aktarıp yüksek ve yetkin ortalarla 40 dakika boyunca gol aradılar. Üçlü forvet görünümündeki Bödvarsson, (13’te kafası direkten patladı ama 18’de affetmedi. Onur’un itirazları boşunaydı. Aslında ona faul yapan Ersan’dı) Sigthorsson ve Bjarnasson ve onlara destek gelen Sigurdsson ile Hallfredsson bizi epey hırpaladı. Millilerimizi, karşı kalede son 5 dakikada gördük. Ama net bir gol (Arda ve Selçuk’un şutları dışında) girişimimiz yoktu.
İkinci yarı bizi galibiyete taşıyacak oyun düzenini merak ediyordum doğrusu. Oyun düzeni bir yana bütün düzenimizi Ömer Toprak bozdu. Fatih Hoca’nın Mustafa Pektemek-Ozan hamlesi bir şeyleri değiştirebilir miydi. Çift forvet ve savunmada bir eksilme, risk aldığımızın göstergesiydi. Ama 76’da Sigurdsson mu iyi vurdu, Onur mu hatalı yedi derken ardından bir golü daha kalemizde görmemiz; bizi şoka soktu. Şu cümleyle bitireyim: İzlandalı oyuncular, hocalarını iyi dinlemiş ve istediklerini harfiyen uyguladılar. Bizimkiler ise, Terim’i hiç dinlememişler; direktifleri bir kulaklarından girmiş, diğerinden çıkmış...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yunus’a ayakta alkış 21 Aralık 2021
Kadıköy’e Yetmez 28 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları