Örsan K. Öymen

Türkiye’de kim anti-emperyalist?

04 Kasım 2019 Pazartesi

Türkiye’de anti-emperyalizm dendiğinde, akla ilk gelen kişi kuşkusuz ki Mustafa Kemal Atatürk’tür. Anadolu’yu ve Trakya’yı işgal eden Britanya’ya, Fransa’ya, İtalya’ya ve Yunanistan’a karşı bağımsızlık mücadelesi veren Kurtuluş Savaşı’nın lideri Atatürk, dünyadaki birçok anti-emperyalist hareketin de esin kaynağı olmuştur.

Üstelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı olan Atatürk, bu mücadeleyi sadece cephede savaşarak değil, çağdaş uygarlık hedefini ortaya koyarak da vermiştir. Çünkü Atatürk, cephedeki savaşlar kazanılsa bile, emperyalizme karşı cehaletle mücadele edilemeyeceğini, cahil toplumların, sömürge olmaya mahkûm olduklarını biliyordu. Atatürk, anti-emperyalist mücadeleyi kalıcı ve sürdürülebilir bir hale getirmek için de, aydınlanma devrimlerini gerçekleştirmiştir.

Bugün, başta laiklik olmak üzere, aydınlanma devrimlerini yerle bir eden AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anti-emperyalist olduğunu iddia etmek, akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Emperyalizme karşı mücadele etmek, terör örgütü PKK’ye ve YPG’ye karşı sınır ötesi operasyon yapmaktan ibaret bir iş değildir.

Ayrıca, terör örgütü PKK’ye karşı sınır ötesi operasyon gerçekleştiren ilk hükümet, AKP hükümeti de değildir. 1984 yılından beri, ANAP, DYP, SHP, DSP, MHP gibi çeşitli siyasi partilerin iktidarda olduğu dönemlerde, Irak’ta ve Suriye’de terör örgütü PKK’ye karşı onlarca sınır ötesi operasyon gerçekleştirilmiştir. Hatta terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın, herhangi bir sınır ötesi operasyona girilmeden, diplomatik baskıyla Suriye’den çıkarılıp Kenya’da tutuklanmasını da, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit’in liderlik ettiği hükümet sağlamıştır.

Aynı Ecevit, CHP Genel Başkanı ve Başbakan olduğu dönemde, 1974 yılında, Yunanistan’daki askeri darbe hükümetinin desteklediği Nikos Sampson’un Kıbrıs’ta darbe yapmasının ardından, ABD’nin ve Britanya’nın tehditlerini yok hükmünde sayarak “Kıbrıs Barış Harekâtı”nı gerçekleştirmiştir. Bu harekâtın ardından ABD, Türkiye’ye askeri ambargo uygulamış, Ecevit de bunun üzerine İncirlik Üssü’nü kapatmıştır.

Kurtuluş Savaşı’nda, Batı Cephesi Komutanı olarak cephede işgal kuvvetlerine karşı en büyük mücadeleyi veren komutanlardan birisi olan, Lozan’da emperyalist ülkelerin tüm dayatmalarına karşı direnen, CHP Genel Başkanı, ikinci Cumhurbaşkanı ve Başbakan İsmet İnönü de, ABD’nin 1964 yılında Kıbrıs konusundaki baskıları üzerine, “Yeni bir dünya düzeni kurulur ve Türkiye orada yerini alır” diyerek yanıt vermiştir.

ABD’nin, uydurma gerekçelerle Irak’ı işgal etme operasyonunun bir parçası olan ve AKP’nin teklifiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 1 Mart 2003 tezkeresi de, ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal’ın öncülüğünde reddedilmiştir, Böylece, yaklaşık 60 bin ABD askerinin Türkiye üzerinden Irak’ı işgal etmesi ve bu işgal güçlerinin Türkiye’de konuşlanması engellenmiştir.

Arap Baharı” adıyla pazarlanan, gerçekte “Arap Kâbusu” olan olaylarda, bazı Arap ülkelerinde laiklik karşıtı köktendinci ayaklanmalar ortaya çıkmış, ABD, AB ve İsrail bu ayaklanmaları desteklemiş, Erdoğan ve AKP, Suriye’deki Beşşar Esad yönetiminin devrilmesini ve çoğu köktendinci olan rejim muhaliflerinin eğitilip donatılmasını örgütlemiştir.

İsrail’in, 1990’lı yıllardan itibaren kendisine yönelik en büyük tehdit olarak gördüğü dört ülke vardı: İran, Irak, Suriye ve Libya. Irak, kitle imha silahlarını bulundurduğu yalanıyla işgal edilmiş, Kürt, Sünni ve Şii bölgeleri arasında üçe bölünmüştü. Libya ve Suriye, “Arap Kâbusu” üzerinden bölündü ve iç savaşa sürüklendi. Geriye İran kaldı; ABD ve İsrail şu anda, İran’ın bölünüp parçalanması için mücadele veriyorlar.

AKP’nin, züccaciye dükkânına giren fil gibi Suriye’yi kırıp döktükten sonra, ortalığın bir kısmını toparlamak amacıyla yürüttüğü “Barış Pınarı Harekâtı”nı İstiklal Savaşı’na benzetmek de, akıl tutulmasından başka bir şey değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Adaletsizliğin kaynağı 23 Aralık 2024
Suriye bataklığı 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları