Örsan K. Öymen

Emperyalizmin tuzağı

11 Kasım 2024 Pazartesi

Serbest ve özgür koşullardaki bir seçimi kazanamayacağını anlayan AKP ve MHP, yine demokrasi dışı kaba ve kurnaz yöntemlerle seçimleri kazanma yolunu seçti. Terör örgütü PKK “açılımı” ve belediyelere kayyum atamaları bu yolun unsurlarıdır. 

AKP ve MHP bu yolla şunları amaçlamaktadır: 

1) Kürt kökenli vatandaşları provoke etmek. 

2) Terör örgütü PKK içindeki farklı oluşumları provoke etmek. 

3) Ülkeyi şiddet ve terör sarmalına sürükleyip, sahte ve yapay bir “beka” söylemiyle seçim kazanmak. 

4) CHP’yi “Kürt sorunu” ve DEM üzerinden bölmek. 

5) DEM’i Edirne, İmralı ve Kandil üzerinden bölmek. 

6) CHP’yi DEM ile aynı cephede göstermek, bunun üzerinden CHP’yi hedef almak. 

7) Türkiye’nin gerçek gündemini, ekonomik, siyasi, sosyal sorunları örtbas etmek, yapay gündem üretmek. 

Başka bir deyişle AKP’nin ve MHP’nin “Kürt sorununu” ve/veya terör sorununu çözmek gibi derdi yok. 

***

Bu oyunu bozmak ve tuzağa düşmemek CHP’nin ve DEM’in elinde olsa da her iki parti de bu tuzağa düştüler. 

DEM, “Kürt sorununu” siyasetin gündemine soktu; CHP yönetimi de bu konuda DEM’in peşinden sürüklendi; CHP yönetimi hukuk dışı kayyum atamalarına karşı çıkarken DEM ile arasına mesafe koyacağına, DEM ile aynı kürsüleri paylaşarak DEM ile birlikte hareket etti. 

Bu kürsülerden birisinde, Mardin’de, DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Kürt halkının ve Türkiye halklarının”, Şeyh Sait ve Seyit Rıza “ne yaptılarsa, onu yapacaklarını” söyledi! 

Şeyh Sait ve Seyit Rıza kimdir? Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımayan, Cumhuriyet devrimlerine karşı çıkan, Britanya emperyalizmiyle işbirliği yapan, vatan haini, feodal aşiret reisleri! 

Şeyh Sait hem dincidir hem de bölücüdür. Amacı İslamcı bir Kürdistan kurmaktır. 

Şeyh Sait ve Seyit Rıza, terör eylemleri gerçekleştirmiş, köy, kasaba, şehir, karakol, devlet dairesi basmış, köprü uçurmuş, askerleri ve sivilleri katletmiş insanlardır. 

Celal Bayar’ın başbakan olduğu dönemde, Seyit Rıza çetesinin devlet tarafından bastırılması sürecinde, güvenlik güçlerinin binlerce masum sivil vatandaşı da katlederek yanlış uygulamalar içine girmiş olmaları, Seyit Rıza’nın bir Cumhuriyet düşmanı, feodal toprak ağası ve vatan haini olduğu gerçeğini değiştirmez. 

***

Tuncer Bakırhan’ın, anti emperyalist ve sosyalist bir mücadele vermiş olan Deniz Gezmiş’i aynı konuşmada aynı kategoride anması ise çelişkidir, şizofrenik bir durumdur, cehalettir. 

Tuncer Bakırhan televizyonda yaptığı bir açıklamada da, neoliberaller gibi Cumhuriyeti sayılara bölmüş ve “birinci cumhuriyetin” “tekçi” olduğunu, DEM’in ise “tüm sınıfları kapsayıcı” olduğunu iddia etmiş, bu sınıfları da “Alevi, Kürt, Türkmen, Ermeni, Süryani, Arap” gibi etnik kimliklere ve mezheplere indirgemiştir. 

Oysa sol ideolojide sınıflar, din, mezhep ve etnik kimlikle değil, ekonomik üretim biçimleriyle açıklanır. Cumhuriyetle ilgili olarak sözünü ettiği “tekçilik” de vatandaşlıkla ilgili bir durumdur, din, mezhep ve etnik kimlikle ilgili değildir. 

DEM, bir Türkiye partisi olmadığı gibi, bir sol parti olmadığını da bir kere daha göstermiştir. 

***

PKK ile müzakere, geçmişte olduğu gibi yine bir faciayla sonuçlanır. 

IRA ve ETA örneklerinin verilmesi saçmadır. Çünkü İrlanda ve İspanya, Türkiye kadar stratejik öneme sahip ülkeler değillerdir. Ortadoğu’da cirit atan emperyalizm, PKK’yi Türkiye’ye karşı kullanmaktadır. 

PKK artık homojen bir yapı da değildir. İmralı’da PKK’nin kurucusu, Kandil’de Irak’ın ve İran’ın koruması altındaki PKK yönetimi ve Suriye’de PKK’nin kurup ABD’nin desteklediği PYD/YPG, farklı oluşumlardır. 

PKK terörü sorunu İmralı ile çözülemeyecek kadar karmaşıktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anormal hükümet 18 Kasım 2024
Emperyalizmin tuzağı 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları