Örsan K. Öymen

Diyanet’in yetkileri

04 Mayıs 2020 Pazartesi

Sekiz bakanlığın toplam bütçesinden daha büyük bir bütçeyle, halktan toplanan vergilerden en büyük payı alan kurumlardan birisi olan Diyanet İşleri Başkanlığı, halkın belli bir kesimine yönelik nefret söylemi üretmeye devam etmektedir! Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, eşcinselleri ve evlilik dışı cinsel ilişki yaşayanları hedef alması, ülke çapında büyük tepkilere neden oldu.

Ankara Barosu ve Diyarbakır Barosu söz konusu açıklamayı kınadı, AKP’nin emrine girmiş sözde yargı ise Ankara Barosu ve Diyarbakır Barosu hakkında soruşturma başlattı! “Cumhurbaşkanı” ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu tartışmada Diyanet İşleri Başkanlığı’nı savundu, baroların bu konuda bir yetkilerinin olmadığını, konunun hukuku ilgilendirmediğini, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamasının Müslümanları bağladığını söyledi. İşin daha da vahim kısmı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, baroları savunacağına, baroların bu açıklamalarını eleştirdi!

***

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İslamda eşcinsellerin “lanetlendiğini”, “zinanın” “haram” kabul edildiğini, eşcinsellerin ve “zina” yapanların “hastalık getirdiğini” ve “nesli çürüttüğünü” söylerken, kimse, “bu baroları ve hukuku ilgilendirmez” diyemez! Çünkü bu açıklamada, kişilerin cinsel tercihlerine ve özel yaşamlarına, kişi hak ve özgürlüklerine yönelik, açık bir müdahale, taciz, hakaret ve nefret söylemi unsuru bulunmaktadır.

Ayrıca burada yetkilerini aşan kişi Ali Erbaş’tır. Çünkü neyin “hastalık getirdiğini” ve nelerin “nesli çürüttüğünü” ancak bilim insanları açıklayabilirler. Nitekim tıp, biyoloji, mikro-biyoloji ve anatomi bilimlerine baktığımız zaman, eşcinsel olsun veya olmasın, “zina” yapsın veya yapmasın, her insanın hasta olabileceği ve hastalık taşıyabileceği, bilimsel bir gerçektir.

Nesli çürütmek” ifadesiyle, insan nüfusunun azalması kastediliyorsa, bu zaten iyi bir şeydir, çünkü dünyadaki ekolojik yapı, doğal kaynaklar ve ekonomik koşullar, bu kadar hızlı bir nüfus artışını kaldıramaz hale gelmiştir. Bu da ekoloji ve ekonomi bilimlerinin ortaya koyduğu bilimsel bir gerçektir. Bazı insanların cinsel tercihleri ve yaşam biçimlerinden dolayı, insan neslinin tükenmeyeceği de yine bilimsel bir gerçektir. Eğer “nesli çürütmek” ifadesiyle ahlaki bir yargı ortaya konuyorsa, dünyadaki nesli hangi ahlaksız ve erdemsiz düzenin çürüttüğü açıktır.

Eğer Ali Erbaş bu anlamda dünyadaki neslin “çürümesi” konusunda kaygılar taşıyorsa, eşcinsellerle ve “zina” yapanlarla uğraşacağına, feodalizmle, kapitalizmle, emperyalizmle, faşizmle, oligarşiyle, monarşiyle, teokrasiyle uğraşsın! Uğraşabilir mi? Uğraşamaz!

***

Ali Erbaş’ın bu konudaki açıklamalarından dolayı Kuran’ın arkasına sığınması da savunulabilir bir şey değildir. Çünkü Kuran’da yazan her şey, demokratik, laik, hukuk devletinde, kendilerini Müslüman olarak tanımlayanlara bile dayatılamaz; hukuk ile dinin çelişmesi durumunda, hukuk tercih edilir, din hukuka göre yorumlanır, hukuk dine göre yorumlanmaz.

Nitekim, 7. yüzyıl koşullarında yazılmış olan Kuran’da, Nisa Suresi’nin 34. ayetinde, başkaldıran, söz dinlemeyen kadınların son çare olarak dövülmesi; Nur Suresi’nin 2. ayetinde ve Nisa Suresi’nin 15. ayetinde, zina yapan kişiye yüz defa değnekle vurma cezasının verilmesi; Maide Suresi’nin 38. ayetinde, hırsızlık yapanın elinin kesilmesi; Nisa Suresi’nin 11. ve 176. ayetlerinde, erkeğe iki kadın kadar miras hakkı tanınmasıyla ilgili bölümler de bulunmaktadır. Ancak bunlar, günümüzde geçerli olan yasalara aykırı olduğu için, uygulanmamaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapması gereken, laiklik karşıtı köktendinci bir anlayışla Kuran’ı olduğu gibi kopyalamak değil, Kuran’ı, geçerli hukuk sistemini dikkate alarak, Müslümanlar için, yorumlamak ve günümüze uyarlamaktır.

Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkilerini kendisine devreden, TBMM’nin 100. kuruluş yıldönümünde bile TBMM’ye gelmeyen, egemenliğin halkta değil, padişahta ve halifede olduğunu sanan Erdoğan’dan, böyle bir şey beklemek de saflık olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Adaletsizliğin kaynağı 23 Aralık 2024
Suriye bataklığı 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları