Orhan Erinç
Orhan Erinç oerinc@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yargı Bu Noktaya Nasıl Getirildi? (2)

16 Ocak 2012 Pazartesi
\n

\n

Avrupa Birliğine Uyum Yasaları kapsamında anayasa da değiştirilmiş ve 38inci maddeye 3 Ekim 2001de şu fıkra eklenmişti:

\n

Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonamaz.

\n

Madde değişikliği, özel hukuk kapsamında sürdürülen ilişkilerdeki anlaşmazlıklarda devletin biraz kenarda kalmasını sağlamak ve ekonomik suça ekonomik ceza ilkesini yaşama geçirmenin önünü açmaktı.

\n

Tutuklu ve hükümlü olarak hapishanelere kapatılanlara ilişkin sayısal veriler kapsamında ortaya çıktı ki hapis yatan, yaklaşık 8 bin dolayında karşılıksız çek veren var. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında da 250 bin dosya bulunduğundan söz ediliyor.

\n

Oysa Hapiste gazeteci olmayacaksöyleminin bir benzeri de 2009da çek yasasında yapılan değişiklik öncesi ve sonrasında Hapiste karşılıksız çek veren olmayacak denilerek gündeme getirilmişti.

\n

Peki nasıl oldu da yasa ters tepti ve karşılıksız çek vermekten hapse atılan çoğu esnaf konumundaki kişilerin sayısı arttı?

\n

***

\n

Takıntılarımdan birini burada yinelemeliyim. Türkiyenin önündeki en önemli engellerden biri, her şeyi bilen yurttaş sayısının öteki ülkelerden fazla oluşudur.

\n

Takıntım bu konuda da sanırım doğruluğunu kanıtladı.

\n

Prof. Dr. Köksal Bayraktar, önce Güncel Hukuk dergisinin Kasım 2009 sayısında Çek Kanun Taslağının Düşündürdükleri”, yasa kabul edildikten sonra da aynı derginin Ocak 2010 sayısında Çek Kanunu Yürürlüğe Girdibaşlıklı yazıları ile işin hukuksal aksaklıklarını anlattı.

\n

Ekonomik yaşamı yakından değil de içinden izleyen, mesleğimizin ustalarından Güngör Uras da köşesinde, yasa görüşülürken 15 Ekim 2009da Karşılıksız Çeke Önce Para Cezası Sonra Hapis”, bir gün sonra da Karşılıksız Çekten Hapse Girmeyen Esnaf Kalmayacak başlıklı yazıları ile çok bilenleri uyarmaya çalıştı, ama nafile.

\n

İki uzmanın uyarıları da sanki buz üzerine yazılmıştı ve siyasetteki sıcak tartışmalar nedeniyle eriyip gitti.

\n

Yasayı yaşama geçirmek için çaba harcayanlar dönüp baktılar ki hapiste karşılıksız çekten yatanların sayısı patlayıvermiş.

\n

Şaşırmışlar mıdır bilemem.

\n

85 yeni cezaevinin yaptırılacak olmasında artan teröristler(!) kadar karşılıksız çekten yatanların da zorlaması var mı dersiniz?

\n

***

\n

Hapiste gazeteci yokiddialarına ilk tavrı Adalet Bakanı Sadullah Ergin koydu ve yoktan 8 gazeteci vara geldi.

\n

Ama görülüyor ki bazı yakın çalışma arkadaşları Ergini dinlememiş ya da okumamışlar. Çünkü hâlâ Cezaevinde gazeteci yok demeyi sürdürüyorlar.

\n

Ancak Hapiste karşılıksız çek vermekten yatan yok diyenleri eleştirmek haksızlık(!) olur. Gayet haklılar. Çünkü hapistekiler karşılıksız çek vermek suçundan değil, verilen yüklü para cezalarını ödemedikleri için yatıyorlar.

\n

1500 güne kadar verilen adli para cezası, günlüğü kişinin sosyal ve ekonomik durumuna göre 20 lira ile 100 lira arasında belirleniyor.

\n

Para cezasının ödenmemesi durumunda da şu yöntem işliyor:

\n

Cezayı veren mahkeme 20 ile 100 lira arasında kaç lira takdir etmişse belirlenen günlük tutarın karşılığı 1 gün hapis oluyor.

\n

Bir başka deyişle, 1500 gün adli para cezası 20 liradan verilmişse 30 bin lira tutuyor. Ödenmezse 1500 gün hapis kararı veriliyor. Ancak yasa gereği para cezaları üç yıldan fazla hapis cezasına çevrilemediği için kişi 3 yılla kurtuluyor!

\n

Oysa tasarı tartışılırken öneriler dikkate alınsaydı, ikinci kez Karşılıksız çek verenler yeni yasayla hapis yatmaktan kurtulacaklar demek zorunda kalınmazdı.

\n

Yeni tasarının da sorunu çözebileceği konusunda duyulan kuşkuların varlığı da işin bir başka yönü...

\n

***

\n

BİLGİ NOTU: 12 Eylül askeri yönetimi 17 Mart 1981de kabul ettiği Ulusal Bayram ve Tatiller Hakkında Yasayla, önceki yasada yer alan Şeker Bayramıtanımını Ramazan Bayramıyaparken Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını (23 Nisan) kaldırmıştı. Tepkilerin yoğunluğu üzerine 20 Nisan 1983 günü yasaya eklemek zorunda kalındı. Askeri yönetim döneminde tepki göstermekten korkmayanların, 19 Mayıs için sivil yönetim döneminde ses çıkaramamalarının bir nedeni olmalı.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları