Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Turpun Büyüğü Heybede...
Bir süredir hukuk anlayışında yer eden, yasaları uluslararası kurallara göre değil de zemin ve zamana göre oluşturma yaklaşımının yeni bir örneği ile karşı karşıyayız.
\nÇok sayıda örnek var ama, yakından izlediğim iki konuda örnek vererek başlamak istiyorum.
\n5187 sayılı Basın Yasası 9 Haziran 2004 günü kabul edildi.
\nYasada sadece gazete, dergi ve ajansların nasıl yayımlanacağı belirlenmiyor, basın yoluyla işlenen kimi suçları da tanımlayarak cezalandırma kurallarını belirliyordu.
\nBu suçlar; “yargıyı etkileme”, “cinsel saldırı, cinayet ve intihara özendirmek” suçlarıydı. Kural olarak para cezası öngörülmüş, para cezalarının, ödenmemesi durumunda bile hapis cezasına çevrilemeyeceği ilkesi de yasaya eklenmişti.
\n***
\n5237 sayılı Türk Ceza Yasası ise 26 Eylül 2004 günü kabul edildi.
\nBu yasayı kabul eden Adalet Komisyonu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu da aynı milletvekillerinden oluşuyordu. Basın Yasası’ndaki yukarıda andığım suç tanımları Türk Ceza Yasası’nda da yer aldı ve karşılığında da sunturlu hapis cezaları öngörüldü.
\nAradan geçen üç ayda hukukumuz, “Hapiste gazeteci olmayacak” iddialarını da çürüten bir geriye gidişe sahne olmuştu.
\n***
\nGelelim ikinci örneğe...
\nDevlet Sırrı Yasası tasarısı, kadük olmasının ardından 21 Ekim 2011’de yeniden TBMM gündemine getirildi. Tasarıda devlet sırrı şöyle tanımlanıyor: “Açıklanması ve öğrenilmesi, devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgelerdir.”
\nTasarının 8’inci maddesinde de şu sınırlamalar yer alıyor:
\n“1- Mahkemelerce talep edilen devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler kurulca gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir...
\n2- Devlet sırrı niteliği taşımamakla birlikte diğer gizli bilgi ve belgelerin mahkemelerce talep edilmesi halinde gönderilmeleri esastır. Bu bilgi ve belgeler, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca gerekçeleri açıklanmak suretiyle mahkemelere gönderilmeyebilir...”
\n***
\n5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Yasası 4 Aralık 2004 günü kabul edildi. Tasarıyı Meclis’e sunan AKP iktidarı, kabul edenler de AKP’li milletvekili çoğunluğuydu. Bu yasanın 47’nci maddesi de “Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık” başlığını taşıyor ve şöyle başlıyor:
\n“Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz.”
\nMaddede devlet sırrı da şöyle tanımlanıyor: “Açıklanması, devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler devlet sırrı sayılır.”
\nTasarı ile ceza muhakemesi arasında fark yok gibi ama “turpun büyüğü torbada” misalini sona sakladım. Ortaya çıkan bir başka sonuç daha var. Siyasal iktidar, seçilmelerine öncülük ettiği görevlilerin atadığı yargıç ve savcılara bile güvenmiyor.
\n***
\nHukukun genel ilkeleri nasılsa Türk Ceza Yasası’nda da yer almış:
\n“Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez”, “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz”, “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez”, “Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılamaz”...
\nKurallar bunlar ama, iş devlet sırrına gelince geçerliliklerini kaybediyorlar. Yazanı bir yana bırakın, yazılanın devlet sırrı olup olmadığını savcı bile bilmiyor.
\nEskiden konuyla ilgili kamu kuruluşuna sorarlardı “Bu devlet sırrı mı” diye.
\nTasarıya bakarsanız bundan sonra başbakanın başkanlığındaki “Devlet Sırrı Üst Kurulu’na” sorulacak.
\nYazdığınızda devlet sırrı olup olmadığını bilmediğimiz haber ya da yorum, “devlet sırrını açıklama sayılırsa” içerdesiniz demektir.
\nHukuk kuralları ile bağdaşmıyor ama, olsun varsın...
\nTasarının gerekçesinde deniliyor ki:
\n“Tasarıyla iç ve dış güvenlik, askeri ve siyasi alanlar dışında ekonomik alanlardaki devlet sırları ve gizlilikler de kapsama alınmıştır. Koşulların varlığı halinde devlete ait bir kısım ekonomik bilgi ve belgeler de devlet sırrı ya da gizlilik kavramları içerisinde nitelendirilebilecektir.”
\nMeşrutiyeti ve demokrasiyi de aşıp geldiğimiz ileri demokrasi döneminde “Matbuat kanun dairesinde serbesttir” kuralına dönüşümüzü kutlamazsak ayıp olacak gibi geliyor.
\n***
\nTurpun en büyüğünü de unutmayalım. Kamu görevlisi statüsünde yargılanacak gazetecilere verilecek hapis cezasının, kamu görevlisine verilecek cezanın yarı oranında arttırılarak 1.5 yıl ile 6 yıl arasında değişecek olması da cabası...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- ‘Bu haliyle akla ziyandır’