Orhan Erinç
Orhan Erinç oerinc@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Al Sana Basın Özgürlüğü...

11 Şubat 2017 Cumartesi

OHAL’den yararlanılarak çıkarılan kanun hükmünde kararnameler, halk oylamasında “evet” çıkarsa 2019 yılında seçilecek Cumhur BAŞKANI’na tanınacak Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkarma yetkisi hakkında kestirim yapma olanağını da veriyor.

***

Basın özgürlüğü olmamasından mı yakınıyorsun? Al sana basın özgürlüğü... Tepe tepe kullan. Ama bu sorumsuzluk ve hukuksuzlukmuş kime ne...
687 sayılı kararname ile yandaş yayın organı televizyonlara alabildiğine özgürlük(!) getirildi. Artık “evet” için özgürce yayın yapabilecek, “hayırcıları” ekrandan hukukun(!) katkısıyla uzak tutacaklar.
Bir önceki kararname ile de “hayırcı” olduklarına inandıkları bilim insanlarını akademik yaşamdan uzaklaştırıverdiler. Aralarında politik, hukuksal ve günlük yaşamımızdaki yanlışlara eleştirel gözle bakarak yaptıkları çalışmalar nedeniyle adları bilinenlerin yanı sıra, başarıları akademik çevreler ve öğrenciler tarafından izlenen çok değerlileri var.

***

“Evet” için girişilen bunca kıyımın gadre uğrattıkları arasında gazetemiz yazarları, çizer ve yöneticileri de var.
Anlaşılıyor ki yanlışları, Türkiye’de basının görevini yerine getirmesinin önkoşul olduğuna inanmış olmaları. Günlerini lay lay lom ya da tetikçilikle geçirmiş olsalardı hapiste değil başköşede oturuyor olacaklardı. Ama sorumluluk duygusu ülkemizde böyle sonuçlar yaratıyor.

***

Köşemde bir belgeye yer verdim. Rahatlıkla okunabileceği için yinelemeyeceğim. Ama geçmişte ifade özgürlüğünün önemini ve değerini bilen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılarımız olduğunu kanıtlıyor.
29 Nisan 2003’te Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer tarafından adaylar arasından atanan Nuri Ok’u 5 Ağustos 2015’te sonsuzluğa uğurladık.
Musa Kart hapiste kızdırdıklarının ceremesini çekiyor. Yargıç Mithat Ali Kabaali, hukukun geleceğinden umudunu kesip emekli oldu. Şimdi CHP’de politika yapıyor. Türk Ceza Hukuku Derneği de savaşımını sürdürüyor.
Bizlere de geçmişteki güzellikleri yeniden yaşama geçirme görevi düşüyor. O da özetle HAYIR...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları