Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AKP’nin Darbe Takıntısı...
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimini, amaçladığı devlet yapılanmasını oluşturmak için başarı ile kullandığını söylemek sanırım yanlış olmaz.
“AKP, Türkiye’yi değil, kendisini güvenceye alıyor” diye yazdığım günün akşamı, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, hem saptamamı onaylayan, hem de “darbe takıntısını” vurgulayan bir açıklama yaptı.
Işık, Reuters Ajansı’na bir demeç vermiş ve haberi de Bakanlığın e-iletişim sitesine saat 18.38’de konulmuştu.
Haberde yer alan paragraflardan biri de şöyleydi:
“Işık, Türkiye’nin orduyu yeniden yapılandırmada, bir başka darbe girişimine zemin hazırlama ihtimalini eleme amacında olduğunu ve adımların NATO ittifakının yapısına ve ruhuna uygun olarak atılacağını vurguladı.
” İktidarın sorunlara, kendi çıkarı için ne denli yüzeysel ya da hesaplı baktığı iki uygulaması ile ortaya çıkıyor.
Ordu komutasındaki aşama sıralamasını bozmak ve her düzeydeki asker okullarını kapatmak.
Genelkurmay Başkanlığı şimdilik başbakana bağlı kalırken kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı.
Başkomutanlığı temsil eden Cumhurbaşkanı, eylemli olarak başkomutan ilan edildi.
Hem “etrafımız düşmanlarla sarılı” diyeceksiniz, hem de aşama sıralamasını bozacaksınız. Anlaşılır gibi değil.
***
Öteki yanlış ise her düzeydeki asker okullarının kapatılması.
Askerlik bir meslek ama komutanlık ayrıca bir sanat.
Dört yıllık bir yükseköğretimle bunları öğretmek ise boş bir beklenti.
Giriş sınavlarını adam gibi yapmayı becerirseniz, darbe takıntısından kurtulmayı da başarabilirsiniz.
Adından da anlaşılacağı gibi bir meslek okulu olan imam-hatipleri; ortaokuldan başlatıp ilahiyat fakültesi ile sonlandırır, hatta bütün okulları imam-hatipleştirmeye çalışırken, asker okullarını kapatmak; Türkiye’nin bağımsız geleceğini tehlikeye atmakla eşdeğer bir yaklaşımı sergiliyor.
***
Devlet büyüklerimizin kimi konuşmalarını dinlerken içimden “Aman haaa...” diye uyarmak geçiyor.
Alçakgönüllülüklerini(?) anlatmak için kullandıkları sözcükteki ı harfinin üzerine noktayı koyuveriyorlar.
Alçakgönüllü anlamındaki “mütevazı” sözcüğü “mütevazi” oluyor.
Mütevazi’nin karşılığı ise günümüzde en tehlikeli sözcük olan “paralel”.
Dokunulmaz oldukları için ses çıkaran yok ama, kendilerini örnek alanlar kullanırsa, yandı gülüm keten helva!
Bu hay huy içinde kim vurduya gitmek o kadar kolay ki!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Kayyum belediyeyi kapattı!