Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yüzde 41 parçalanır mı?

03 Ağustos 2015 Pazartesi

Siyasette çözüm bekleyen sert problemler-2

Bugün “AKP’nin demokratikleşmesi mümkün mü” ve “Erken seçimde ne olur”u tartışıyorum.
Evet, mümkün. Hayır mümkün değil. Nereden baktığınızla ilgili bir durum. Fakat AKP’nin demokratikleşmesi şart, en azından ülke için. Ana mesele, AKP’de tüm sürecin (ülkedeki gibi) tek adamın denetiminde olması. Tek adamın da demokratik olmaması. Ülkedeki parasal her türlü önemli işlerde karar verici olması. Her şeye hükmedici karakteri. İktidarı için her türlü aracı kullanması. Köktendincilikle sonsuz oyunu... Yıkmayacağı bir engel olamayacağına sonsuz inancı. Kini. Herkesin ipini bir şekilde çekme politikası. Ülkenin zararına yararına düşünmeden ideolojik kararları. Siyasi müthiş aldatıcılığı.
Güç anlayışı: büyük, daha büyük, en büyük... Kendisine en çok küfür eden üç kuruşluk siyasileri en büyük biatçısı yapma yeteneğini de vurgulayalım. Şimdi sırada, erken seçim olursa Saadet Partisi’nden devşireceği birilerini izleyin, vd.
AKP, tek adamı aşabilir ve partinin kurumsal kimliği ön plana geçebilir mi? Mümkün. Ama bunun için gerekli cesur çıkışlar yapabilecek kimse yok. Evet, farklı görüşleri savunan var. Ama çoğu, tek adamın AKP için demir disiplinli tutkal olduğunu düşünüyorlar. Parti içinde mesela Gül’ü isteyen güçlü bir kanat var. Olmadı, lider olarak Davutoğlu’nun arkasında duracak olanlar da. Ama kritik eşikten içeri kimse adımını atamıyor. Onun gücü benim gücüm hesabı var. RTE partinin tüm kilit noktalarını tutmuş mu? İktidar bir yapıştırıcı madde.
Ama içten içe ısınan bir kazan. Ne onlu ne onsuz. Nimet Baş ne diyor? Biz “Ak Partilileriz, onlar AKP’li” (RTE çevresindekiler).

Yüzde 41 parçalanır mı?
Ama bu gücün sonuna geliniyor olabilir. 7 Haziran ilk büyük darbe. Bunu biliyordu, bu nedenle seçim öncesi Kürtlerle kurduğu masayı devirdi. 7 Haziran, AKP’den bir “Kürt seçmen kaçışı”dır. Üstüne de biraz milliyetçi oy kaçışı.
Yüzde 41 parçalanır mı? Bu önemli.
Evet, koşulları kendileri olgunlaştırıyorlar. Bu kaçınılmaz. Başka kaçışlar olacak. Ekonominin sihirini bozdular. Dillerdeki Kaçak Saray’ı itibar kaybettiriyor. Yolsuzluk algısı güçlenerek sürüyor.
Bombalama, seçim öncesi masayı devirme politikasının üst derecede sürdürülmesi.
276’yı yeniden elde etmeleri için ne yapmaları gerekir sorusuna verilecek ve yeniden sıçrama yaptıracak yanıtları kalmayınca, tek güçlü araç olarak, HDP’yi kum torbası yaptılar. PKK’ye operasyon, HDP’yi küçültmenin ve Meclis dışına itmenin ana aracı.
Tıpkı, 2011 seçimlerinde MHP’yi baraja takmak ve Meclis’i tam ele geçirmek için, seks kasetleri operasyonları tezgâhlamaları gibi. İkisi de aynı nitelikte operasyon.
Partiyi kapatmazlar, erken seçim sürecinde liderlerine karşı her türlü operasyonu yaparlar. 10 ay önceki PKK kalkışması ve Demirtaş kışkırtması, şimdi gündeme getirildi. Aralarına Kılıçdaroğlu’nu da soktular. Soyguncuların dolandırıcıların fezlekeleri kaçırılırken, yaptıklarına bak. Uygun.
CHP’lilerin bu erken seçimde tek hedefleri olmalı, tek adam ve çevresine yönelmek. Saray, soygun, rüşvet ve dolandırıcılık. Suriye, mülteciler, iç savaş kışkırtıcılığı vb. Tam ve saf siyasetle vurmak.

Operasyon puan getirir mi?
Umdukları bu. Ama tersi bir sonuç üretebilir. Cenazeler neden puan getirsin sorusu var. MHP’den bir kısım oy verir mi? Olabilir. Bahçeli bile verebilir, esprisi yapalım! Saadet Partisi’nden devşirme ve biraz oy beklentisi olabilir. Bekleyin. Büyük Birlik Partisi oylarından kayabilir.
Ama, alacaklarından daha büyük bir parça kopabilir AKP’den.
Ama erken seçimde yüzde 40’ın altına düşmüş bir AKP manzarası, yazının başındaki sorulara “evet mümkün” yanıtının dinamikleri devreye girer.
Bu seçim RTE için ya herro ya merro seçimidir.
Türkiye seçmeni yeni bir sınav eşiğinde.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları