Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ortadoğu için 3. Savaş olur mu?

26 Aralık 2016 Pazartesi

Üçüncü Dünya Savaşı konusu (2)

Dünyanın çeşitli kanaat önderleri, gazete-blog köşelerinde Üçüncü Dünya Savaşı olasılığını gündeme getirdi. Bizim medyada da özellikle de Ortadoğu’da “vekâlet” savaşlarının, Üçüncü Dünya Savaşı’nı tetikleyebileceği yazıldı. Öyle mi?
Hayır.. Ne ABD ne Rusya ne Avrupa ne de uzaktaki Çin, Ortadoğu için büyük bir savaşın sözünü bile etmez.
Çünkü değmez. Ortadoğu küçük çıkarların bölgesi. Tamam dünyanın petrolü var. Ama bölgedeki petrol örneğin ABD’yi pek de ilgilendirmiyor, çünkü kaya kumundan çıkardığı petrol ile bölgeye bağımlılığını çok azalttı. Alaska var.

Petrole bağımlılık azalıyor
Dünyanın petrole bağımlılığı azalıyor. Yenilenebilir enerjilerin payı artıyor. Almanya atom santrallarını bile devreden çıkardı. Öncelikle güneş ve rüzgâr, toplam enerjilerde paylarını yükseltiyor. Bu teknolojilerin verimleri de giderek artıyor.
Petrole ve doğalgaza Avrupalıların bağımlılığı daha çok. Boru hatları Doğu’dan Batı’ya uzanıyor.
Fakat Avrupalıların derdini, Amerikalıların kendilerine fazla dert etmeyeceği bir döneme giriyoruz. Avrupa petrol güvenliğini ve ihtiyacını ABD’nin şemsiyesi olmadan daha çok bizzat kendisi karşılayacak artık.
ABD uzun zamandır stratejik yönelimini değiştirdi. Ortadoğu’dan Pasifik’e kaydırdı. Brzezinski bu yeni yönelimin gerekçelerini yazıp çizdi.
Niye Pasifik? Çünkü oradan Batı’ya doğru yayılan Çin var.

Çin’i durdurması gerekir
Çin, ileri teknoloji olarak da çok hızlı büyüyen ekonomik atılımı ile Batı’nın (ABD+AB) yumuşak karınlarına girdi. Silip süpürerek Batı’ya dayandı, Batılı çok büyük şirketleri de satın almaya veya ortaklıklar kurmaya başladı. Mesela Peugeot.. Volvo’nun bir kısmı.. Ve daha yüzlercesi.. Afrika’da yayılıyor. Bedava kredi kullandırıyor. Buna karşılık, madenler vb bazı ekonomik işletmelere ortaklık ve satın almalarda avantajlı konuma geçiyor. Emperyalizmin ağır mali sömürüsüne çok ciddi bir seçenek sunuyor vb.
ABD askeri güçlerini de Pasifik’i dikkate alarak yeniden konumlandırıyor.
Çin’in en büyük ekonomik güç olmasının sonuçları, ABD’yi vurur. Doların egemenliği derinden sarsılır. Bu nedenle Çin’i kontrol, ABD için bir numaralı konu.

Ortadoğu, Türkiye, Rusya, ABD
Ortadoğu’da ABD’nin hesapları tutmadı. Zaten buradaki hedeflerinden geri çekileli çok oldu. Suriye öteden beri Rusya’nın etki alanında bir ülkeydi. Oraya saldırısı sonuç vermedi. Sadece Ankara bu tuzağa düştü.
ABD için en bu önemli konu, PKK/PYD’ye bir devletçik, özerk yapı kazandırmaya yönelik politika ile sınırlı kaldı. Bunu da gerçekleştirmesi zor gibi. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler doğru düzgün gelişirse, Ankara kafayı çalıştırırsa, Şam rejiminin tüm Suriye’yi -ülkesini- yeniden denetlemesini sağlaması ile ABD’nin planları bozulur.
Rusya için, NATO ve Batı’nın etkisi altındaki bir Türkiye ile özerk ilişkileri geliştirmesi, Suriye’de PKK devletçiliği kurulmasına destek vermek ile kıyasladığımızda, karşılaştırılmayacak kadar daha kârlı bir iştir. Türkiye, Batı atom silahlarının Rusya için bir tehdit olmaktan hızla çıkmalı. Ayrıca biliniyor ki, PKK/PYD tam Arap bölgesi içinde bir ikinci İsrail -güvenliği- demektir Batı için. Rusya’nın bu “Batı politikası”nın bir parçası olması beklenemez.
Ortadoğu’nun bu hali Batı emperyalistlerinin, Arap ülkelerindeki alçak işbirlikçilerini, araçlarını kullanmasının bir sonucudur. Bu kontrolden büyük bir güç üretiyorlar. Bu ülkeler devrimlerini yapamadı. Kaldı ki bizim devrimimiz de yarım kaldı ve NATO’nun savaş uzantısı olarak içimize edildi.

Ortadoğu’dan dünya savaşı çıkmaz
Bazı görüşler var: Üçüncü Dünya Savaşı zaten dünyanın çeşitli yerlerinde bölgesel olarak sürüyor gibi. Bu her zaman vardı. 3. Savaş derken topyekûn bir savaştan bahsediyoruz. Artık topyekûn bir savaş olmaz, gibi bir mutlaklığı savunamayız!
Üçüncü Savaş’a mı gidiyor mu dünya? Değil, bunun işaretleri büyük bir silahlanma ve mevzilenme hamlesi olur. Bunu da zaten herkes okur.
Peki üçüncü bir büyük savaşa gider mi dünya? Mutlaklık yok. Kapitalizmin kâr hadlerinin iyice düşmesi ve tıkanmasıyla, üretim fazlasını tüketemeyip bir savaşla ortadan kaldırma zorunluluğu ve “yaratıcı yıkım” ile her şeye yeniden başlayacağı gibi tezlerin gerçekleşeceğini sanmak da, bir tür mutlaklık içerir.
Mutlaklığa karşıyım!
Biliyorum, şu Bilgi Toplumu konusunu merak ediyorsunuz. Daha sonra.
Peki Çin’i nasıl engelleyecek ABD, buradan bir savaş ürer mi?

NOT:
1- Cumhurbaşkanı, vatan-millet olabilmek için şehit kanı gerekir gibi acayip sözler söyledi. Hayret! Biz bu kanı Kurtuluş Savaşı ile döktüğümüzü sanıyorduk. Atatürk bir millet yaratmak için çalıştı. Demek bu arada vatan elden gitmiş ki şehit kanlarıyla geri kazanacağız! Öyle şey olur mu?
2- Rize’de Atatürk heykelinin kaldırılması şüphesiz ki iktidarın bilgisi ve desteği sayesinde oldu. şüpheniz mi var? Paradan Atatürk resmi de kaldırılıyor mu?!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları