Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ciddi kazalar tarafsız uzman kurula, bizde ise savcılığa

26 Şubat 2024 Pazartesi

ABD ve gelişmiş diğer ülkelerde böyle madenlerde ciddi bir kaza olduğunda ne yapılır?

Madencilik üzerine yıllarca yöneticilik yapmış emekli uzmanımıza bu soruyu yöneltiyorum.

Yanıtı: Derhal uzmanlardan oluşan tarafsız ve ciddi bir soruşturma kurulu oluşturulur. Bu kurul her yönüyle kazayı araştırır, tek yetkilidir, sonuçta ortaya bilimsel bir rapor koyar... Bu rapor belirleyicidir.

Peki Çöpler Madeni’ndeki kazada ne yapıldı?

Olay savcılığa verildi. Yöneticilerin, sorumluların ifadeleri alındı. Savcılık suçlu arıyor!

Bizde mahkemeler bir iki bilirkişi heyeti  de oluşturur.

İŞ SAVCILIKTA!

Fakat çok yönlü uzmanlık isteyen, üstelik dokuz emekçiyi kaybettiğimiz bir kazada böyle bir kurul oluşturulduğunu duyduk mu?

Hükümetin ilgili bakanlıkları da şüphesiz işin içindedir.

Dikkatimi çekti, ilgili bakanlıklara bakın konuyla ilgili tek bir bakan veya yardımcısı var mı?

Madencilikte yetki sahibi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na baktım, bakan ve yardımcılarının madencilikle uzaktan yakından ilgisi yok.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da öyle.

Yani hükümet ve devlet aslında konuya epey yabancı.

GERİ ÇEVRİLEN ÇED VAR MI?

On binlerce ruhsat veriyorlar, ÇED raporu ya istiyorlar (çoğu göstermelik ve danışıklı dövüşlü) ya da hiç istemiyorlar. Eh, ÇED raporu yazan “uzmanlardan” oluşan ve tamamen “güvenilir” şirketlerin raporları dururken. Hükümette devlette konuya aşina insanlara ne gerek var...

Meraktan soruyorum: Bakanlıkların bugüne kadar yetersiz, uyduruk, tarafgir, şirket yararına bulup da geri çevirdiği tek bir ÇED raporu oldu mu? Yahu çevreye, yakın yerleşimlere, havaya suya börtü böceğe son derece zarar verebilir diye yazan bir ÇED raporu?

MADENCİLİK ZOR İŞ

Madencilik yasaklansın demek mümkün değil. Türkiye tüm varını yoğunu dışarıya yatırır. Hele madenciliğin çok önem kazandığı bir dünyada.

Ama madenciliğin önemi kadar, hatta bir adım daha da değerli, doğa ve orman, insan, su, hava hayatın kendisi de terazinin diğer kefesinde.

Diyelim ki eşit ağırlıkta.

Bugüne kadar bu iktidarın uyguladığı maden politikası şudur: Madencilik her şeydir, diğerleri hiçbir şey.

Yani ortada bir terazi falan yok. Buna irili ufaklı HES barajları da dahil.

Halk binlerce yıl beraber yaşadığı ve hayatını ona göre kurduğu ırmağını deresini ormanını kaptırınca ayaklanıyor haklı olarak. İnsanı sıfır gören ve bir denge gözetmeyen tüm kararlar çöp olmalıdır.

Maden ve hayat dengesi çok ince kurulmalı.

BİR ŞEY OLMAZ ABİCİLİK

Bir şey olmaz abi, bak şirket tüm önlemleri alıyor, demenin dayanılmaz hafifliği içinde yaşıyoruz.

400 metre uzaklıkta Fırat akıyor. Liç dağı çökerse ne olur, ne tür felaketler ortaya çıkabilir, bunun senaryolarını yazmayan ve buna göre kararlar almayan bir devlet ve bu konuda herhangi bir varsayım ortaya koymadığını sandığım bir de ÇED raporu ortada.

İktidarın maden politikası, madeni alırız; ölen ölür kalan sağlarla devam ederiz.

Ordu Fatsa’da siyanür çukurunun kapasite artırımı durduruldu, kapatılma süreci haberleri yayıldı. Durun hele, karar yerel seçimlerle ilgili olabilir.

Vahşi madenciliğe son. Pek çok önemli maden ise devletçe işletilmeli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları