CHP Meclis Grubu dünkü birleşimini TBMM çatısı altında değil, başkentin en büyük alanı olan Tandoğan’da gerçekleştirdi.

Bir işgünü olmasına karşın alanı tıklım tıklım dolduranlar, eğitim düzenimizi 4+4+4 olarak adlandırılan bir yasa teklifi ile altüst etmeye yönelik çalışmalar karşısında, ana muhalefet partisi liderini dinlemek için gelmişlerdi.

Kılıçdaroğlu’nun bir saat süren görüşlerini ben de milyonlarca yurttaş gibi televizyonlardan izleyenlerdenim. O nedenle konuşmanın içeriğinden değil, CHP grubunun düzenlediği toplantıya yönelen tepkilerden söz edeceğim.

Partilerin Meclis grupları, dokuz yıldır izlemek isteyenlere açık olarak gerçekleştiriliyor. Özellikle AKP Grubu’nun yapıldığı eski Senato Salonu’nda bindirilmiş kıta görüntülerini gizleme gereği duymayan izleyiciler yer alıyor.

Dünkü konuşmasında Sayın Kılıçdaroğlu, Tandoğan toplantısını duyurmak amacıyla başkent caddelerine asılmış olan CHP afişlerinin sistemli olarak yırtıldığını ileri sürmekle yetinmedi; miting için Ankara dışından gelenleri taşıyan araçların Gölbaşı’nda polisin oluşturduğu barikatlarla durdurulduğunu da söyledi.

CHP Genel Başkanı’nın bu iddiası karşısında bu yazıyı yazmaya başladığım saat 16.30’a kadar bekledim. Ne yazık ki, İçişleri Bakanı’nın böylesine vahim bir önlemin alınmadığını söyleyen bir açıklamasını bulamadım.

Bakanın sessiz kalışı, dünkü TBMM birleşiminde de gündemdeydi. BDP ve CHP sözcüleri, Nevruz kutlaması nedeniyle Batman’daki toplantıya katılan Ahmet Türk’e tokat ya da yumruk attığı ileri sürülen o polisin ortaya çıkarılmamış olmasını kürsüye getirmişlerdi.

Eleştirilerine hükümet ve öncelikle İçişleri Bakanı’nın yanıt vermesi gerekmez miydi? Sayın Bakan adeta tam siper olmuş. Genel Kurul’da bulunuyor mu? Yoksa bu tür gündem dışı konuşmaların yapılacağı Meclis Başkanlığı tarafından ilgili bakana bildirildiği halde, özellikle mi gelmemişti?

Ya da iktidar grubu, gelirse yeni çamlar devrilir diye bakanın gelmemesini mi öğütlemişti?

İçişleri Bakanı adeta üç maymunu simgeleyen heykelciğe dönmüş. Görmüyor, duymuyor ve konuşmuyor.

Ne denilebilir? Sayın Başbakan’ın o sık kullandığı “Hayırlara vesile olsun” sözünden başka.