Olayların Ardındaki Gerçek

Moskova Görüşmeleri ve Beklentiler

05 Mart 2020 Perşembe

Bugün Moskova’da Erdoğan - Putin görüşmesi yapılıyor. Her iki taraf için de yaşamsal önemde olan bu görüşmelerde beklentiler çok ciddi.

Diplomaside en üst düzeyde yüz yüze görüşmeler daima önemlidir. Ayrıca taraflar birbirlerini iyi tanıyorlar. 2019 - 2020 yılı içinde yüz yüze sekiz kez Erdoğan - Putin görüşmesi oldu. Bu görüşme dokuzuncu olacak. 

Aslında on gündür gerek diplomasi gerekse askeri heyetler arası görüşmeler yapılıyor. Her iki taraf birbirini tanıyor ve ne istediğini çok iyi biliyor.

Erdoğan, Moskova’ya gitmeden önce bir hamle yaptı ve İdlib krizine NATO’nun dahil olmasını istedi. ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye’ye her türlü cephane yardımının yapılacağını ancak ABD’nin sıcak çatışmaya girmeyeceğini açıkladı. ABD, olaya dışarıdan bakıyor, İdlib için Rusya ile çatışmak istemiyor.

NATO da aynı biçimde Rusya - Türkiye çatışmasında taraf olmak istemiyor. Açıkçası, sorunları Moskova’da Erdoğan ve Putin ancak birlikte çözeceklerdir. Aslında tarafların pozisyonları da bellidir. 

Erdoğan, İdlib’de ateşkes isteyecek, Esad güçlerinin ele geçirdiği toprakları terk etmesini, hatta Rusya’nın aradan çekilerek Türkiye’nin Esad’la baş başa kalmasını isteyecektir. Özetle, kalıcı ateşkes ve İdlib’in güvenli bölge ilan edilmesini ileriye sürecektir.

Putin, konuları İdlib’in sınırlarından öteye taşıyabilir. Ortadoğu’da sadece Suriye yoktur. Fırat’ın doğusu, Libya, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz konuları önemlidir. Bu konular da masaya getirilecektir. Rusya bu konularda Türkiye çıkarları yönünde yakınlaşma gösteriyor. Nitekim birkaç gündür yabancı kaynaklardan gelen haber ve yorumlarda Rusya’nın hazırlıklar yaptığı belirtiliyor. Rusya’nın Libya’da desteklediği paralı askerlerin süreleri dolmadan ülkelerine geri gönderebilecekleri söyleniyor. 

Moskova, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz konusunda Türkiye lehine somut yaklaşımlar da gösterebilir.

Kimse ile savaşmaya niyetimiz yok

Rus Tass Haber Ajansı’na konuşan Putin, “Kimse ile savaşma planımız yok. Son hedefimiz de kimsenin Rusya ile savaşmaya cesaret edemeyeceği bir durum yaratmaktadır. Rusya, tarihinde ilk kez, çok ileri teknolojiye sahip silahlar üretmektedir. ABD, silah konusunda bize yetişmeye çalışıyor” dedi.

Putin, böylece ABD’ye bir mesaj verirken Türkiye için de “Kimse ile savaşmaya niyetimiz yok” diyerek durumu yumuşatma yoluna gitmiş görünüyor. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, daha da açık konuştu. “Ordularımız sürekli temas halinde... Şu anda Putin ile Erdoğan arasındaki görüşmeye odaklanmış durumdayız. Rusya, Suriye’de terörle mücadeleye devam edecektir ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Türkiye ile işbirliğine büyük önem veriyoruz” dedi.

Anlaşılıyor ki Putin görüşmelerde Türkiye - Rusya arasındaki diğer önemli konuları masaya getirecektir. Anlaşmaya açık olduğunu ortaya koyacaktır. Ancak şurası bilinmelidir ki Putin için geri adım atılmayacak nokta Suriye’nin toprak bütünlüğüdür.

Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası kendi tarihinin ilk ve temel stratejik kuralıdır. Rusya, Suriye’de iki üs alarak bu idealini gerçekleştirmiştir. Putin ya da bir başka Rus lider, bu olanağı kaybetmek istemez. Türkiye istedi diye de bu temel amaçtan vazgeçmez. Rusya’nın askeri üsleri İdlib’e yakındır. Bu nedenle bu konu Rusya’nın kırmızı çizgisidir.

Ayrıca Lazkiye’deki Hmeymim Üssü, Rusya’ya göre, İdlib’deki teröristlerin hedefindedir. Rusya, Türkiye’nin denetiminde olduğu belirtilen bu unsurların bölgeden temizlenmesini istiyor. Soçi uzlaşması gereğince Türkiye’nin bu unsurları bölgeden temizlemesi gerektiğini savunuyor.

Rusya bu durumda Türkiye’yi tatmin etmek için, Libya’da, Fırat’ın doğusunda kimi önemli adımlar atabilir. Rusya ile daha fazla ekonomik ilişki, daha fazla tarım ürünleri ithali, daha fazla turist, hepsi kabul edilebilir. Ancak öyle görünüyor ki, radikal terör grupları ve örgütlerinin İdlib’i denetim altında tutmalarına asla yanaşmayacaktır.

Avrupa’daki siyasal yorumcular ve Moskova’dan gelen mesajlar şöyle özetlenebilir:

Rusya, Türkiye ile savaştan kaçınıyor. Putin, Erdoğan’la Libya, Rojova, Afrin, İsrail, Türkiye’nin ekonomisi, daha çok ihracat, daha fazla turist, tüm bunları konuşabilir. Ancak İdlib hariç. 

Putin, İdlib’de Erdoğan’dan Soçi uzlaşmasına uyulmasını isteyecektir. Türkiye’ye gelince Türkiye’nin aslında birinci derecede çıkarı İdlib’den önce Fırat’ın doğusundaki durum ve Doğu Akdeniz’deki ekonomik paylaşım konularıdır. 

Yüzyıllara dayanan diplomasi birikimimiz, Ortadoğu gerçeği, Türkiye’nin şu andaki ekonomik durumu en doğru kararların alınmasına yardımcı olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni Tehlikeler 12 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları