Olayların Ardındaki Gerçek

İmralı Çağrısının İçeriği

01 Mart 2025 Cumartesi

MHP lideri Bahçeli’nin, PKK terör örgütü başı Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapması önerisi, İmralı-Barzani ve örgütün Irak, Suriye ve Avrupa kollarının da dahil edildiği bir pazarlık sonucu hafta içinde (perşembe günü) yerine getirildi.

Çağrının zamanlaması ve içeriğindeki bazı unsurlar dikkat çekicidir:

- Çağrı; Türkiye’nin 10 binlerce can kaybına ve ekonomik olarak zarar görmesine yol açan ayrılıkçı şiddetin uzun yıllardır alınan önlemler ile büyük ölçüde sönme derecesine geldiği bir dönemde yapılmaktadır.

- Çağrı; iktidarın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesine yönelik anayasa değişiklikleri için Meclis’te gerekli çoğunluğu sağlama çabalarının yürütüldüğü bir aşamaya destek arandığı dönemde yapılmaktadır.

- Çağrı, Ortadoğu’da haritaların yeniden çizilmek istendiği, ABD’nin tüm dünyada ve Ortadoğu’da egemenlik gösterisi yaptığı bir zaman dilimiyle örtüşmektedir.

- “Kürt realitesinin inkârı”, “dönemin sosyalist sisteminden etkilenme”, “demokratik siyaset kanallarının kapalılığı” gibi gerekçeler öne sürülerek PKK’nin kuruluşu ile yaklaşık yarım yüzyıldır Türkiye’de yürüttüğü ayrılıkçı terör ve şiddet eylemleri haklı gösterilmeye çalışılmıştır.

- Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, ilkeleri, ulus-devlet yapısı “tek tipçi” gibi tanımlamalarla suçlanarak bütün bunlar terörün gerekçesi olarak sunulmuştur.

- Yurttaş eşitliği ve kardeşliğini bozmak, yıkmak için yıllarca her türlü bölücülüğe başvurmuş olan bir örgüt başı, yüzyıllardır varlığını sürdürmekte olan Türk-Kürt kardeşliğini sözde yeniden sağlayan kişi rolünü üstlenmek istemektedir.

- Aynı rol üstlenme çabası, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılının demokrasiyle taçlandırılması”, “Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur” gibi iddialarla adeta bir demokrasi havarisi olmaya dönüşmüştür. Terör örgütü PKK “çağdaş cemiyet ve parti” olarak nitelenmiştir.

- Ulus-devleti “aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu” diye tanımlayan etnikçi, ayrılıkçı terör örgütünün başının; “tarihsel toplum sosyolojisi çözümlemeleri” ifadesinde olduğu gibi kimi bilgiçlikler taslamasına da olanak tanınmıştır.

Bu işin geri planında; Öcalan’a “umut hakkı”, anayasada “millet tanımı”, “eğitim dili” değişiklikleri ya da gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimi için gizli destekler gibi kimi pazarlıklar olup olmadığı yakında belirginleşecektir.

Bugün itibarıyla bildirinin amacı hakkında birkaç önemli açıklama vardır:

Birincisi, görüşmeleri yürüten kurulun içinde yer almış olan S. Süreyya Önder’in Öcalan’ın 4 saatlik görüşmenin sonunda heyetle paylaştığı notu aktarmasıdır. Not şöyledir: “Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.”

Önder’in dipnot olarak eklediği bu cümle, Öcalan’ın bundan önceki bildirisinde metnin içinde bulunmaktadır.

Öcalan “Silahları bırakacağız ancak ‘siyaset ve hukuki boyutu’ unutulmamalıdır” diyerek temel amacı açıklamıştır. Kandil’in açıklamaya nasıl yanıt vereceği dikkatle izlenirken “Silah bırakma koşullarının sağlanması ve siyasi olarak faaliyet imkânı verilmesi durumunda çağrıyı uygulayacağı” yönünde bazı iddialar kulislere yansıyor.

Bir diğer açıklama ise Erdoğan’ın en yakın arkadaşı ve sırdaşı Binali Yıldırım’dan geldi. Yıldırım, “... Vatandaşlık tanımı yeni anayasada gözden geçirilmeli, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının yolu açılmalıdır” dedi.

Yıldırım, böylece yapılan açılım pazarlığının temel unsuru olan Erdoğan’ın seçimine işaret etti.

Konu karmaşık... Kuşkusuz yakında pazarlığın asıl unsurları ortaya çıkacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları