Olaylar Ve Görüşler

Vurun doktora, avukata! - Av. Murat Fatih ÜLKÜ

14 Temmuz 2022 Perşembe

Son günlerde bir doktor ve bir avukatın öldürülmesi, içimizi yaktı, kahrolduk; kamuoyunda da “Buraya, bu şiddet sarmalına nasıl geldik” sorusu yoğun biçimde sorulmaya başlandı. Çok boyutlu bir konu, kestirme bir yanıt vermek kolay değil. Bu yazımızda, şiddet ve gerilim atmosferinin toplumun üstüne bir karabulut gibi çökmesine neden olan AKP’nin siyaset stratejisini irdelemeye çalışacağız.

Yirmi yıllık AKP iktidarı, en yetkili ağızlarının açık biçimde söylediği gibi ülkemizin 200 yıllık Batılılaşma yönelimine, Cumhuriyet Devrimi’nin çağdaş uygarlık düzeyini aşma hedefine taban tabana zıt bir anlayışı ve yapıyı temsil ediyor. Açık konuşmak gerekirse AKP iktidarı bu konuda önemli mesafeler kaydetti, Cumhuriyeti temsil eden değerleri ve kurumları büyük ölçüde yıktı.

Kutuplaşmayı körükleyen anlayışın kendisine yarar sağladığını düşünen ve bu düşüncesini seçim başarıları ile doğrulatan AKP siyaseti, toplumdaki kutuplaşmayı geri dönülmesi çok zor bir noktaya taşımayı da başardı(!) Ülkemiz derin ve kaygı verici bir yarılmanın içinde.

TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM

Cumhuriyet Devrimi, hemen tamamı eğitimsiz, ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplumu; sorgulayan bireylerden oluşan, modern çağı yakalamış, bilimi yol gösterici kabul etmiş bir topluma dönüştürmeyi hedefliyordu. İşin doğası gereği, kendisini bu hedefin karşısında konumlandırmış ve Cumhuriyetin devrim döneminde saklanmış siyasal İslamcı anlayış, çeşitli zamanlarda yanına birbirine taban tabana zıt irili ufaklı müttefikler (merkez sağ, Kürtçü-bölücü hareket, liberal-solcular, Türk milliyetçiliği gibi) alarak bu hedefi baltalamayı ve gelinen noktada geniş toplum kesimlerinin gözünde bu dönüşümü gereksiz bir hale getirmeyi başardı. Bu konuda, 1980 sonrası esen küreselleşme rüzgârlarının, sorgulayan bireyi, kendi konfor alanına sıkışmış bir müşteriye dönüştürmek istemesinin de etkili olduğunun altını çizmeliyiz.

1950 sonrasında başlayıp 1980 sonrası çığırından çıkan köyden kente göçün sonucunda, üretimden uzak, ne kentli ne köylü bir sınıfın ortaya çıkması (bu sınıf analizinin ekonomik olmaktan çok kültürel olduğu açıktır) da siyasal İslamın işini kolaylaştırmıştır.

‘NEFRET’ SARMALI

Bu kültürel sınıflar arasındaki ilişkinin AKP’nin kendisine yarar sağladığı kutuplaştırma siyaseti ile “nefret” sarmalına sıkışması ve bu “nefret” sarmalının “din” ve “inanç” temelinde körüklenmesi, bugün yaşadığımız tedirginlik verici şiddet ve gerilim ortamının en önemli nedenlerinden biridir. Toplumsal yarılmanın yönünü belirleyecek seçimler yaklaşırken, AKP iktidarının kutuplaşma, kendi gibi düşünmeyen farklı toplumsal kesim ve sınıfları düşmanlaştırıp hedef gösterme siyasetine can simidi gibi sarıldığını, tamamen ele geçirdiği ve kötüye kullandığı tüm iktidar gücünü de baskı aracı gibi kullandığını görüyoruz. 

AKP’nin yukarıda özetlediğimiz hedefine karşı AKP’nin tam da istediği kutuplaştırma tuzağına düşmeden, kendi ideallerini net biçimde ortaya koymaktan korkmayan, bu idealler etrafında birleştirici ve kucaklayıcı bir siyaseti istikrarlı biçimde izlemek gerekiyor. Kolay mı derseniz, büyük usta Nâzım vermiş cevabını: “İlerdeki güzel günler, beni görmeyecek onlar.”

AV. MURAT FATİH ÜLKÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları