Olaylar Ve Görüşler

‘Üretmeyelim tüketelim’ politikasının ağır sonucu - Recep YILMAZ

03 Şubat 2022 Perşembe

1938’den beri buğday denince akla ilk gelen kurum olan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO),  bir kez daha ekmeklik buğday ithalatı yaptı. 18 Ocak 2022 tarihli ihaleye göre 335 bin tonluk ekmeklik buğday ihalesi yapıldı. Verilen ortalama fiyat 347 dolar/ton oldu. 25 Kasım 2021’de yapılan ihalede ise ithal ekmeklik buğdayın fiyatı 385 dolar/ton ile zirveyi görmüştü. Fiyat, dolar bazında biraz düştü. Ancak Türk Lirası olarak iç piyasaya satış fiyatının hayli üstünde.

TMO, un fabrikalarına sattığı ekmeklik buğday için 3 Ocak 2022’de yapmak istediği yüzde 25’lik zammı geri çekmiş, önceki fiyatla 2 bin 650 lira olarak devam etme kararı almıştı. Buna göre aradaki 2 bin 50 liralık kısım, Hazine’den karşılanmak zorunda.

BUĞDAYDA REKOR

İlk bakışta ucuz un, ucuz ekmek için görev zararı oluşması, yani fiyatın bir kısmının devlet tarafından sübvanse edilmesi, elbette iktidarın yaptığı gibi “SSK’yı batırdı” tarzında bir kara propaganda malzemesi yapılamaz. TMO, un fiyatlarının artışını engellemek için zarar edecekse eder. Ancak TMO’nun 2005’ten itibaren toplam 14.2 milyar lira görev zararı açıklamasının bir izahı olmalıdır!

Çünkü ülkemizin çiftçisi, hasat sonrasında ekmeklik buğdayın tonunu 2 bin 500 liraya sattı. Şimdi neredeyse 5 bin liraya ithal ediliyor. Kendi çiftçimizden esirgenen fiyat, Rus çiftçisine sunuluyor. Buğday üretimi, Rusya’da son yirmi yılda 35 milyon tondan 85 milyon tona yükseldi. Rusya bunun 40 milyon tonunu ihraç etti. Çünkü Rusya son 20 yılda planlı bir tarım politikasıyla buğday üretiminde ve buğday ihracatında rekor kırdı. Biz ise buğday ithalatında rekor kırdık.

TÜİK verilerine göre, buğday üretimi 2020’de 20.5 milyon ton, 2021’de kuraklıkla birlikte 17.7 milyon ton oldu. Üretimi yirmi yıl önce yine 20 milyon tondu. Aynı dönemde ithalat yıllık 1 milyon tondan 10 milyon tona ulaştı. 2020’de ithal edilen 10 milyon ton buğdayın 6.5 milyon tonu Rusya’dan alındı.

İTHALAT OFİSİ OLDU

Buğdayın anavatanı olan Anadolu toprakları ithalatçı, Rusya ise ihracatçı bir konumda. Çünkü “Üretmeyelim, ithal edelim” diyen bir tarım politikası iktidarda. Çünkü tarımdan sorumlu kurumlar 30 yıldır aynı miktarda olan buğday üretimini artıracak çabayı göstermiyor. Tersine, tarım arazilerinin imara veya maden aramaya açılması için gelen bütün taleplere olumlu yanıt veriyorlar.

İKTİDAR SEYRETTİ

Tarım politikasını ithalata bağımlı kılan, önceliği inşaatlara veren AKP, 2002’den beri buğday üretiminin 20 milyon ton civarında kalmasını sadece seyretti. Çiftçi de buğdayı terk etti. Gelinen noktada; bir yılda gübrenin beş katına, mazotun iki katına çıktığı, zamların sağanak gibi yağdığı Türkiye’de, bir tarafta  üretimden soğuyan çiftçiler var, diğer tarafta ise gıda krizini çözmek için ithalat ipine sarılan iktidar. İktidarın politikalarıyla servetine servet katanlar küçük bir azınlık; çiftçiler ve gıda krizinden etkilenen milyonlar ise çoğunluk!

Çözüm, sadece iktidarı değiştirmekte değildir; tarımsal üretim yerine ithalatı büyüten, inşaat tekellerini, ithalat lobilerini besleyen yağmacı neoliberal düzeni tarihin çöplüğüne göndermektedir. 

RECEP YILMAZ

MÜHENDİS/YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları