Olaylar Ve Görüşler

Ukrayna olayları SSCB’nin başlangıcı mı? - Vusal HASANZADEH

25 Şubat 2022 Cuma

Rus devlet geleneğinin imparatorluk geçmişi vardır. Özellikle, 18. yüzyıldan itibaren önemli bir güç olan Çarlık Rusyası’nın emperyal politikalarını SSCB de takip etmiştir. Soğuk Savaş döneminde dünyanın iki önemli gücünden biri olan SSCB’nin dağılmasıyla birlikte Rusya Federasyonu’nu da içeren 15 bağımsız devlet ortaya çıkmıştır. Bu dönem Rusya; “Kozirev Doktrini” ile Batı karşısında pasif, işbirliğini önceleyen bir politika izlemiş ve bu durum Rusya’da Avrasyacı ve ulusalcı gruplar tarafından tepkiyle karşılanmıştır. 1993’te kabul edilen “Yakın Çevre Doktrini” ile Rusya, eski Sovyet coğrafyasına dönüş için önemli adımlar atmıştır. Bu süreç sonrası, çok kutupluluğu öne çıkaran, Batı karşıtı “Primakov Doktrini” ile birlikte Rusya sert adımlarını hızlandırmış, Vladimir Putin’in 2000 yılında devlet başkanı olmasıyla yeni dış politikaya giriş yapmıştır. SSCB’nin dağılmasını “tarihin gördüğü en büyük jeopolitik felaket” olarak niteleyen Putin, Rusya’nın uluslararası ilişkilerde konumunu yükseltmek için hamlelerini artırmıştır. 2007’de Münih Konferansı’ndaki konuşmasında çok kutuplu dünya vurgusu yapması, bu süreçteki temel taşlardan biridir. 

BLOK KURMA ÇABASI

Rusya’nın son yıllardaki siyasi ve askeri müdahalelerine, enerji pazarındaki önemine bakınca, özellikle eski Sovyet coğrafyasında ağırlığını artırdığı görülür. 2008’de Batı yanlısı Saakaşvili’nin Gürcistan’ı NATO’ya üye yapma çabaları sonrası müdahale etmiş, Güney Osetya ve Abhazya cumhuriyetlerini tanımıştır. 2014’te Kırım hamlesi, 2020’de Karabağ sorununda Türkiye’yle işbirliği yaparak Minsk Grubu’nu kenara itmesi, Rus Barış Gücü’nü Karabağ’a getirmesi dikkat çekmiştir. Ocak 2022’de Kazakistan’da Batı destekli ayaklanma, Rusya öncülüğünde Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü birlikleriyle bastırılmıştır. Son olarak Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanımıştır. Putin, son konuşmasında SSCB’nin kuruluş ayarlarına vurgu yapınca da, “Rusya yeniden SSCB’yi mi kuruyor” sorusu öne çıkmıştır. 

Kurumsal açıdan süreç SSCB’nin adımlarına benzese de, pratik olarak bu soruya “evet” demek olası değildir. Çünkü dünya GSYH’sinde yüzde 2-3 civarında paya sahip olan Rusya’nın, dünya GSYH’sinde toplam yüzde 42 payı olan iki devletle, yani Çin ve ABD’yle günümüzde tek başına rekabet edebilmesi mümkün değildir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le görüşmesinde, eski Sovyet coğrafyasındaki devletlerin bağımsızlıklarını desteklediklerini, Ukrayna’nın yabancı güçlerin müdahalesi sebebiyle istisna olduğunu belirtmiştir. Günümüzde çok kutupluluğa gidilirken Rusya; başta eski Sovyet coğrafyasında ve diğer bölgelerdeki devletlerle ittifak yaparak bir blok kurma çabasındadır. 

TÜRKİYE’NİN SEÇENEĞİ

Mevcut durumda Türk cumhuriyetlerini de zorlu bir süreç beklemektedir. Rus dış politikasında önemli yer tutan Türk Cumhuriyetleri, Rusya’yla ilişkilerde stratejik hareket etmelidir. Bu bağlamda Türkiye- Rusya ilişkileri çok önemlidir. Rusya’yla birçok stratejik alanda işbirliği yapan Türkiye, bu ilişkilerde, Türk cumhuriyetleri fırsatını her açıdan iyi değerlendirmelidir. Yeni kurulan dünya düzeninde öne çıkan bloklaşmalar sisteminde, Türkiye için ilk blok Türk cumhuriyetleri olmalıdır.

VUSAL HASANZADEH

ARAŞTIRMACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları