Olaylar Ve Görüşler

Türkiye’de orta vadeli plan ve ekonomik sefalet - Prof. Dr. Mehmet Tomanbay

03 Ekim 2024 Perşembe

Son yıllarda hızla yükselen enflasyon Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in akılcı ekonomi yönetimine geri dönüleceği vaadiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Haziran 2023’de tekrar atanmasına yol açmıştı. Geleneksel iktisat anlayışının dışına çıkan cumhurbaşkanı tarafından son beş yılda Merkez Bankası’na beş başkan atanmıştı. Enflasyon bu istikrarsız süreçte hızla çift haneli düzeylere çıktı. 

Bakan Şimşek’in de katıldığı 5 Eylül 2024 tarihli basın toplantısında ise 2025-2027 dönemini kapsayan orta vadeli plan (OVP) açıklandı. OVP ekonomik büyüklükleri ve hedefleriyle ekonomi gündeminde tartışmalı bir belge olarak yer aldı. 

Özellikle enflasyon, işsizlik ve büyüme hedefleri tartışmalı olan belgenin tanıtım toplantısında Bakan Şimşek “Hükümetimizin temel hedefi, toplumsal refahı artırmaktır” diyerek üç göstergede de olumlu beklentilerini ifade etmiş ve “Türkiye ekonomisi özlenen bir refaha ulaşacaktır” savını dile getirmişti. 

Bakan Şimşek’in işsizlik, enflasyon ve toplumsal refah hedefleri ile ilgili savını doğrulayan bir çalışma Almanya’da İş Ekonomisi Enstitüsü tarafından Ekim 2023’te yapıldı. 156 ülkede 1.9 milyondan fazla bireyi kapsayan ve işsizlik ve enflasyonun toplumsal refah ve istikrarı nasıl etkilediğini inceleyen küresel çalışmada işsizliğin kurumsal güvene karşı kasvet ve endişe duygusu yarattığı, bireyler, ekonomi ve siyasi süreç için ciddi sorun olduğu saptanmış. Enflasyon ve işsizliğin en çok ve orantısız bir şekilde orta yaşlı, düşük eğitimli, bekâr bireyler ile kırsal kesimde yaşayanları etkilediği görülmüş. Bu nedenle toplumsal maliyetini hafifletmek için hedefe yönelik stratejiler geliştirilmesi önerilmiş. 

AKILDIŞI YÖNETİM

Peki geçtiğimiz bir yıl içinde sayın Şimşek enflasyon, işsizlik ve refah ile ilgili savının gereğini yerine getirebildi mi?  

Sayın Şimşek’in göreve geldiği Haziran 2023’te enflasyon yüzde 38.21, işsizlik yüzde 9.6 oranındaydı. Haziran 2024’te ise enflasyon yüzde 71.60’a çıkmış, işsizlik de yüzde 8.9 olmuş. Akılcı yönetim enflasyonu bir yılda iki katına çıkarmış. Yaz bolluğu ve enflasyon hesaplamada olumlu baz etkisi yaratan önceki yılın temmuz, ağustos aylarının yüksek artışları hesaplardan çıkmasına rağmen güvenilirliği kalmamış, TÜİK rakamlarına göre bile Ağustos 2024’te enflasyon yüzde 51.97 gibi yüksek bir oranda gerçekleşti. İşsizlik ise temmuzda yüzde 8.8 oldu. Bu rakamlar ENAG ve İTO gibi bağımsız araştırma kuruluşlarına göre çok daha yüksek. 

Bakan Şimşek’in ekonomiyi getirdiği düzeyi Amerikalı iktisatçı Arthur Okun’un enflasyon ve işsizlik oranlarını toplayarak geliştirdiği “Sefalet Endeksi” ile de açıklayalım. John Hopkins Üniversitesi iktisatçılarından Steve Hanke’in düzenlediği sefalet endeksine göre Türkiye 2022’de dünyanın en kötü onuncu, 2023’te yedinci, akılcı yönetime rağmen 2024 yılında da dünyanın ekonomik açıdan en sefil beşinci ülkesi olmuş. Birincilik Arjantin, ikincilik Suriye’de. Sefalet endeksi toplumsal refahın gittikçe kötüleştiğini gösteriyor. Akıldışı ekonomi yönetiminin yarattığı yüksek enflasyon ve yoksullaşmanın maliyeti başta çalışanlar olmak üzere toplumun geniş bir kesiminin sırtına yüklenmiş.

Sayın Şimşek ve ekonomi yönetiminin bugünkü yaklaşımıyla iyiye gidileceği umudu da ufukta görünmüyor. Çünkü uygulanan politikalar doğru olsa bile dikkate alınan ekonomik veriler doğru değil. Değerli iktisatçı Mahfi Eğilmez de enflasyonun yüzde 100 olduğu, ancak yüzde 70 olarak açıklandığı bir durumda enflasyonla mücadelenin başarılı olamayacağını belirtiyor. TÜİK’in iktisadi verilerde yaptığı saptırmaların son kanıtı genç iktisatçı Dr. Ozan Mutlu’nun çalışması. Dr. Mutlu’ya göre enflasyon, Kasım 2002’den Ağustos 2024’e kadar yani AKP döneminde yüzde 2742 oranında, farklı söyleyişle Kasım 2002’den beri 27.4 kat artmış. 22 yıldaki artışın yüzde 441’i ilk 18 yılda. Kasım 2020-Ağustos 2024 enflasyon artış oranı ise yüzde 2453. 

YAPISAL REFORMLAR

TÜİK rakamlarının tartışılmaya başlanması da bu büyük artıştan yani 2020’den sonra. Dr. Mutlu’nun ikinci önemli bulgusu hızlı artış sürecinde TÜİK ve İTO rakamlarında ortaya çıkan büyük sapma. Baz yılları farklı olduğu için 2015 yılı aralık ayı değerleri yüze eşitlenen iki kurumun enflasyon serileri karşılaştırıldığında 2015 Aralık’tan 2022 yılına kadar endeksler birbirine yakın seyrederken 2022 yılından sonra ayrışmaya başlamış. TÜİK’e göre fiyatlar 9.1 kat artmışken İTO’ya göre 11.4 kat artmış. Bu bulgu TÜİK’in açıkladığı rakamların son yıllarda baskılanarak açıklandığının bir önemli göstergesi.  

Bakan Şimşek’in “akılcı” yönetiminin 14 ay sonra Türkiye’yi getirdiği ekonomik ortam geldiğinden daha kötü. Yüksek enflasyon ve DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yaptığı hesaba göre Temmuz 2024’te 10 milyon 681 bin geniş tanımlı işsizle toplumun yaşadığı ekonomik sefalet yaygınlaşmakta. Toplumsal istikrarımız hızla bozulmakta. Ekonomik sorunlardan çıkışın ve sürdürülebilir kalkınmanın tek yolu hızla yeniden hukuk devleti olmak. Hukukun üstünlüğünü ve kurumları düzenli ve adaletli çalışan demokratik bir yönetimi tekrar egemen hale getirmek. Bu yönde siyasal, sosyal ve ekonomik yapısal refomları yaşama geçirmeden sürdürülebilir sağlıklı bir ekonomi olanaklı değil. Aksi halde toplumsal istikrarı sağlayarak iç barışı korumak gittikçe zorlaşacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları