Olaylar Ve Görüşler

Türkiye-İsrail ilişkileri - İsmail ÖZCAN

22 Mart 2022 Salı

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un 9-10 Mart 2022 tarihlerindeki Türkiye ziyareti, 14 yıldan beri, iki ülke arasında yapılan en yüksek düzeydeki ilk temastı. İlişkiler, diplomatik ölçekte en alt seviyelere inmişti. Geçen zamanda bu durumun her iki ülkenin çıkarlarına verdiği büyük zarar anlaşıldığından, son birkaç yıldır karşılıklı olarak ilişkilerin onarılması; diplomatik, politik, ekonomik alanda eski canlılığına kavuşturulması için çalışılmaktaydı. Herzog’un ziyareti, bu çabaların sonucuydu.

DENGE SİYASETİNİN ÖNEMİ

AKP döneminde dış politikada yapılan yanlışlardan biri de uzun yıllar çok iyi yürütülmüş Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasıdır. Daha da önemlisi, bu ilişkilerin Türkiye’nin kendi davası ve çıkarları uğruna değil, kraldan fazla kralcı bir tutumla Filistin davası ve çıkarları uğruna rayından çıkmasıdır. Şu bir gerçektir ki hiçbir Türk, İsrail-Filistin anlaşmazlığında İsrail’i haklı, Filistin’i haksız bulmaz. Filistin’in kaderine terk edilmesini onaylamaz. Bu, Türkiye Cumhuriyeti için de geçerlidir. Filistin halkı, mağdur ve mazlumdur. İsrail, Filistinlilere dünyanın gözü önünde çok büyük acılar yaşatmaktadır. Bu zulüm karşısında sessiz kalmak sadece Türklükle ve Müslümanlıkla değil, insanlıkla da bağdaşmaz. Dolayısıyla Türkiye’nin İsrail’in zalim tutumuna tepki göstermesi anlaşılır bir durumdur. Yanlışımız, bu yolda kantarın topuzunu kaçırmak, kraldan fazla kralcı bir tutum takınmaktır. 

TARİHSEL MİNNET

Son 14 yılda, İsrail-Filistin sorunu çerçevesinde yaşanan ve hepsi Filistinlilerin mağduriyetiyle sonuçlanan olaylarda İsrail’e en büyük tepkiyi Türkiye vermiştir. Filistinlilerle din, mezhep ve soy birliği içindeki 500 milyonluk Arap dünyası ise İsrail’le ilişkilerinde öncelikle kendi çıkarlarını kollamıştır. Köprüleri atmamış, gemileri yakmamıştır. Türkiye ise çok sert, kendine hiç manevra alanı bırakmayan bir politika izlemiştir. Türkiye’nin Filistin davası uğruna çıkardığı bu gür ses, Arap dünyasında ne yazık ki yankı bulmamış, Türkiye’nin itibarına katkı sunmamıştır. Daha vahimi, bütün olan bitene rağmen, Arap ülkelerinin neredeyse hepsi, İsrail’le siyasi, ekonomik ilişkilerini hiçbir şey olmamış gibi sürdürmüştür. 

Türkiye’nin İsrail politikası, gerçek diplomasiyle örtüşmediği gibi, bizim İsrail’le aramızdaki özel bağların gerekleriyle de bağdaşmamıştır. Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri sıradan ilişkiler değildir. İsrail devleti ve Yahudi diyasporası, Yahudi toplumu 1492’de İspanya’dan zorunlu sürgüne tabi tutulduğunda, o dönemin dünyasında kendilerine sığınma hakkı tanıyan tek ülkenin Osmanlı Devleti olduğunu hiç unutmamıştır. 

BOZULAN İLİŞKİLERİN ETKİSİ

Yahudiler o tarihten Cumhuriyetin kurulmasına kadar geçen sürede, Türk topraklarında yüzlerce yıl rahat yaşamanın bilincinde olmuşlardır. Dünya Yahudileri, 1992’de, 1492’de yaşanan sürgünün 500. yılında, bütün dünyada Türkiye’ye teşekkür içeren kutlamalar düzenlemişlerdir. Bu nedenle, başta ABD’yle ilişkiler olmak üzere, uluslararası sorunlarda, Türklere önemli destek vermişlerdir. Uzun yıllar ABD Kongresi’nde sözde soykırım iddialarının kabul edilmesini İsrail lobisi engellemiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasından sonra genel olarak ABD- Türkiye ilişkileri de kötüye gitmiş, sonuçta ABD sözde soykırım iddialarını tanımıştır. 

İSMAİL ÖZCAN

EĞİTİMCİ - YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları