Olaylar Ve Görüşler

Suriye’de denge ve gölge oyunu - Prof. Dr. Mithat BAYDUR

16 Haziran 2022 Perşembe

Türkiye, hiç kuşkusuz terör konusunda duyarlı... Ayrıca, ulusal güvenlik ve sınır güvenliği açısından, gerekli önlemleri alabilme çerçevesinde hem siyasi hem de uluslararası hukuk açısından haklıdır..

Terörün ve aklının sınırlarımızdan içeri girmemesi için birbiri ardı sıra harekâtlar yaptık: Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları gibi... Ancak uluslararası denklem ve saha içinde oluşan matris, Türkiye’nin nihai hedeflerine ulaşabilmesine engel oldu...

Fırat Kalkanı hem IŞİD’e yönelik bir operasyondu hem de Tel - Abyad ve Münbiç’i IŞİD’den temizleyerek; Afrin – Kobani arasında, PKK’nin sahadaki tezahürü olan YPG’nin hâkimiyet kurmasını önlemek içindi.

Hatta, daha bu harekâtların başında ABD’ye, “YPG ile değil, Türk ordusu ile ortaklık kurma önerisi yapılmış ve ABD tarafından reddedilmişti.” Ardından, ABD, bununla yetinmeyip, “Zeytin Dalı” operasyonu için oldukça ayak diremiş ve türlü engeller çıkarmıştı.

ŞARTLI YEŞİL IŞIK

Zeytin Dalı harekâtı öncesi, sahadaki bir diğer etkin siyasi – askeri profil olan Rusya da Afrin bölgesinin Şam’a bırakılmasına istemiş, ama bu öneri ABD tarafından reddedilmişti.

ABD, Afrin üzerinde boşalt bir konum almaya çalışıp, burada patronajlığını üstlendiği YPG’nin hegemonik bir siyasi iklim kurmasını kurgulayınca, Rusya, Türkiye’ye askeri harekât için yeşil ışık yaktı.

Ancak, aynı Rusya, Tel-Rıfat’ta Türkiye’ye; futbol tabiriyle konuşursak, bir frikik barajı kurdu... Şimdi bölgede YPG ve Suriye ordusunun belli bir miktarı var... Barış Pınarı Harekâtı öncesinde de, Trump, “Biz çekiliyoruz” dedi ve Münbiç, Ayn- İsa ve Ayn El Arap’tan önemli düzeyde çekildi...

SİYASİ ŞIMARIKLIK

Harekât ile Tel - Abyad ve Resulayn’a girilince ABD yine tehditlere başladı... Yani, Rusya hava sahasını açıyorum, “gir” diyor, sonra baraj kuruyor... ABD, “Çekiliyorum... Girebilirsin...” diyor, sonra tehditkâr siyasete dönüyor..

Türkiye’nin 911 km’lik sınırının ötesinde denge ve gölge oyunları devam ediyor...

O dönemde, Rusya da PKK/YPG gibi unsurları ABD’den uzaklaştırıp Şam ile işbirliğine zorluyordu... Bugün Rusya yine sahada... ABD yine sahada ve petrol alanlarıyla daha çok ilgili.

Rusya’nın sahaya indiği 2015’ten bu yana epey şey değişti. Körfez ülkeleri – Esad işbirliği oldukça arttı... ABD, el altından Esad ile diyalog halinde...

PKK/YPG de “de fakto” (fiili olarak) sahada ve muhtemel ileriye dönük Suriye siyasal kompozisyonunda yer edinebilme stratejisiyle ve üzerinde ABD - Rusya çekişmesinin farkındalığıyla siyasal bir şımarıklık içinde...

‘İŞİMİZ ZOR’

YPG lideri Mazlum Kobani - ABD yakınlaşmasının seyrini önceki yıllarda izlemiştik... Unutulmamalıdır ki, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Türkiye’de iken, Mazlum Kobani de Rus devlet televizyonundaydı... 

Yıllık 712 milyar dolarlık savunma bütçesine 522 milyon dolarlık YPG yardımını açık ve umursamazca koyabilen ABD’nin yanında, yıllık 375 milyon dolarlık YPG yardımı için, “Ben de varım!..” diyen bir İsveç var şimdi karşımızda...

YPG’lileri Elysee Sarayı’nda ağırlayabilen bir Fransa var. ABD ve Fransa NATO’da müttefiklerimiz... İsveç, NATO üyesi olmak istiyor... Bunlar, askeri şemsiye altında yanımızda olması gerekenler...

Öte yanda, hava savunma sistemleri, nükleer enerji ve turizm alanlarında yoğun işbirliği içinde olduğumuz, Astana Süreci ile de Suriye’de bir denge bütünlüğü oluşturduğumuz Rusya var. Ukrayna’da karşı cephelerde savaşan Rusya / ABD – NATO antagonizması bazen öyle oluyor ki, Suriye’de bize karşı birleşebiliyor...

İşimiz gerçekten zor!

PROF. DR. MİTHAT BAYDUR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları