Olaylar Ve Görüşler

Soğuk savaşçılara gün doğdu - Dr. A. Murat ŞENER

01 Mart 2022 Salı

Rus ordusunun Kiev’e girdiği bu süreçte, kazananın ABD olduğunu şimdiden söyleyebiliriz. Rusya bu hamlesiyle, düne kadar varlığı, işlevi tartışılan NATO ve ciddi nüfuz ve güven kaybı yaşayan ABD’yi tekrar dünya sahnesine taşıdı. Değişen jeopolitik konjonktürde güç kaybeden, çok kutuplu, daha dengeli bir dünya düzenine direnen ABD’nin eli kuvvetlendi. Soğuk Savaş parametreleri üzerinden Güney Pasifik ve Avrupa siyasetini yönlendirmeye çalışan ABD Başkanı Joe Biden için Ukrayna’nın işgali, tepside sunulan fırsat niteliğinde. Biden, 10 Haziran’da İngiltere Başbakanı Boris Johnson’la, Roosevelt ve Churchill arasında 1941’de imzalanan Atlantik Bildirisi’ni güncellemişti. 

GÜRCİSTAN’IN AYNISI

14-15 Haziran 2021’de NATO zirvesi ve AB görüşmelerinde “Amerika Geri Döndü” vurgusu yapmıştı. Batı ittifakı ve NATO’nun oluşumunda tarihsel temel taşı olan Atlantik Bildirisi’ne 80 yıl sonra duyulan ihtiyaç, Soğuk Savaş’a yaptığı atıf açısından simgeseldi. 

ABD’nin dünyayı Soğuk Savaş üzerinden okuması, Rusya’nın da benzer tutum içine girmesine sebep oluyor. Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinden bir ay önce başlayan Biden’ın kışkırtıcı demeçleri, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınması üzerinden tansiyonu yükselten söylemler, bu bağlamda anlam kazanıyor. Rusya lideri Putin, kendi “arka bahçesi” olan Ukrayna’da, kendisine ters siyaset izleyen ve güvenlik riski oluşturan bir hükümet istemiyor. NATO’nun genişleme politikasının parçası olma ihtimali bulunan eski Sovyet topraklarını kontrolü altında tutmaya çalışıyor. 

Bulgaristan ve Romanya’nın 2004’te NATO’ya, 2007’de Avrupa Birliği’ne üyeliğinin ardından, Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Putin, durumu kınamış, Rusya için Gürcistan ve Ukrayna’nın kırmızı çizgi olduğunu belirtmişti. 8 Şubat 2008’de, açık bir şekilde silahlanma yarışına vurgu yapmıştı. 

NATO’nun askeri altyapısının Rus sınırına yaklaşmasının Rusya’yı karşı önlemler almaya ittiğini vurgulamıştı. Ardından, 2-4 Nisan tarihlerinde Bükreş’te düzenlenen NATO zirvesinde, Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO’ya bir gün mutlaka alınacağının açıklanması, Rusya’nın kaygılarını doğrular nitelikteydi. Bugün Ukrayna’da yaşananlar, bu tarihsel sürecin devamı ve Ağustos 2008’de Gürcistan’da yaşananların kopyası. 

UKRAYNA FEDA EDİLDİ

Nisan 2021’den itibaren NATO’yu gündeminden düşürmeyen Ukrayna lideri Zelenski’nin “Yalnız bırakıldık” demesi, durumu baştan doğru tahlil edemediğini gösteriyor. 6 Nisan 2021’de NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, NATO’nun Ukrayna’nın özgürlüğünü ve sınır bütünlüğünü desteklediğini söylemekle yetinmişti o kadar. Rusya da Zelenski’nin bu kışkırtıcı üslubunun, Ukrayna için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracağını belirtmişti. 

Aslında Ukrayna hiçbir zaman NATO nezdinde korunması gereken stratejik bir unsur olmadı. Zelenski’nin dengeleri gözetmek yerine, Rusya’ya tümden sırt çevirmesi ve kışkırtıcı sözleri, ABD’nin de teşvikiyle Ukrayna’yı ateşe attı. 

DIŞARIYA GENIŞLEMEZ

Rusya’nın tutumu, ABD’nin “arka bahçesi” olan Latin Amerika’da izlediği politikadan farklı değil. Fakat işgal gereksiz. Putin için olumsuz sonuçlar doğurabilecek nitelikte. Rusya kritik bir dönemde ABD propagandası için malzeme vermekle kalmadı, uluslararası kamuoyunu da karşısına aldı. Ayrıca, direnişin uzaması, Ukrayna ulusal kimliğinin Rusya’ya karşı daha da pekişmesini sağlar. Çatışma kısa süre içinde, Ukrayna dışına taşmadan son bulacaktır.  

DR. A. MURAT ŞENER

SİYASET BİLİMCİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları