Olaylar Ve Görüşler

Ohal hukuksuzluk mudur?

28 Eylül 2016 Çarşamba

Anayasaya göre, OHAL’in gerekli kıldığı şiddetin önlenmesi ve kamu düzeninin yeniden tesisi konularında kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarabilir. Ancak uygulamada, anayasanın emrettiği konularla ilgili olmayan hemen her konuda KHK’ler çıkarıldığını görüyoruz. Bu durum anayasaya, OHAL Yasası’na ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırıdır.

Çıkarılan KHK’ler anayasanın açık hükmüne rağmen TBMM denetiminden kaçırılmaktadır. Temel hak ve özgürlükleri etkileyen bu düzenlemelerin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte TBMM hemen tatile sokulmuştur. Geçen süre içinde yaklaşık 25 bin tutuklama, 100 bini bulan kamu personelinin işten çıkarılması gibi anayasa ve OHAL Yasası’nın düzenlendiği amaçların dışına çıkılmıştır. Aileleriyle birlikte milyonlarca insanın mağduriyetlerine yol açılmıştır. Bir “kurunun” yanında binlerce “yaş”ın yanmasına sebebiyet verilmiş, “at izi it izine karışmış”tır. Yaşanan hukuksuzluklar ve adaletsizlikler, 12 Eylül Darbesi’ni mumla aratmış, rahmet okutmuştur.

AİHS ihlal ediliyor
Anayasa ve OHAL Yasası’na göre, kamu personelinin işlerine KHK’lerle son verilmesi mümkün değildir. Memurun işine ya kesinleşmiş bir mahkeme kararı veya disiplin soruşturması sonucu son verilebilir. Her ikisinde de savunma hakkına sonuna kadar uyulmasına dikkat edilir. Uygulamada gördüğümüz 100 bin memurun savunması dahi alınmadan işine son verilmesi, anayasanın, OHAL Yasası’nın ve başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) olmak üzere, uluslararası sözleşmelerin açık ihlalidir. Zira suçu yargı ve disiplin organlarınca sabit görülünceye kadar herkes masumdur. Tüm hak ve özgürlükler gibi “masumiyet karinesi” de askıya alınmıştır.

KHK’ler geçicidir
Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, OHAL sona ermesine rağmen, bu dönemde çıkarılan KHK’lerin olağan halde de uygulamasının devam etmesi olanaksızdır. Bu nedenle OHAL KHK’lerle kanunlarda değişiklik yapılamaz (10.01.1991 tarih ve 1991/1 sayılı karar). Zira OHAL, yasaların aksine geçicidir. KHK’lerle getirilen düzenlemelerin de geçici olması gerekir. Oysa uygulamaya baktığımızda, OHAL süresinden sonra da geçerliliğini koruyacak düzenlemeler (memurların görevden ihraçları gibi) yapılmaktadır. Bu durum ve OHAL KHK’lerle yasaların değiştirilmesi de hem anayasaya, hem OHAL Yasası’na ve hem de AİHS’ye açıkça aykırıdır. Bu nedenle ana muhalefet Partisi CHP’nin OHAL KHK’lerini Anayasa Mahkemesi’ne taşıması olumlu olmuştur. Umarız Anayasa Mahkemesi, önceki içtihatlarının da ilerisine geçerek, bu hukuksuzluklara son verir.

Yargı yolu kapalı mı?
Toplumda sanki OHAL KHK’lerle getirilen düzenlemelere (örneğin memurluktan ihraca) karşı yargı yolu kapalıymış gibi bir algı oluşmuştur. Oysa OHAL döneminde çıkarılmış KHK’lerin düzenlemelerine karşı yapılamayan tek şey, “yürütmeyi durdurma” talebidir. Ancak OHAL KHK’lerle yapılan idari düzenlemeler, örneğin memuriyetten çıkarılma işlemi de idarenin bireysel bir işlemidir. Bu bireysel işleme karşı 60 gün içinde idari yargıda dava açma yolu açıktır. Anayasa Mahkemesi dahil iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonuç alınmaması halinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabilir.

Kapatmalar kapsamda mı?
OHAL’in hangi amaçla uygulanacağı, anayasada ve OHAL Yasası’nda açıkça düzenlenmesine rağmen, siyasi iktidar OHAL’i muhalifleri sindirme ve cezalandırma fırsatına çevirmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlusu olarak görülen Cemaat ile taban tabana zıt dünya görüşüne mensup derneklerin (YARSAV gibi), gazete ve TV’lerin kapatılmasıyla, OHAL’in amacı aşılmıştır.
Hukukun olmazsa olmaz ilkeleri olan masumiyet karinesi, orantılılık, ölçülülük, amaçla araç arasındaki denge gibi ölçütler yerle bir edilmiştir. Cemaatlerle asla yan yana anılmayacak yazarlar, aydınlar ve gazetecilerin gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları da iktidar gibi düşünmeyenlerin cezalandırılmaları, kamu vicdanının onarılmaz yaralar almasına neden olmaktadır.
Rahmetli hocamız Prof. Dr. Faruk Erem’in deyimiyle “Bir tane masum insan suçsuz yere yargılanacağına, bırakın bin tane suçlu dışarıda dolaşsın”. Günümüzde ise, bir tane suçlu yanında binlerce masum insan mağdur edilmektedir...

 

Av. KEMAL AKKURT
Sosyal Demokrat Avukatlar
Derneği Başkanı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları