Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Milli irade ve siyasal İslam - Doğan Ergenç
Bazı siyasal İslamcılar
“milli irade” kavramına
bağlı olduklarını, milli
iradeye sahip çıktıklarını
söylüyorlar. Dahası, laiklik
hassasiyeti olan çevreleri
ise çoğu zaman “milli irade
karşıtı” olarak tanımlıyorlar.
Bu görüşte ciddi hatalar
bulunmaktadır. Bu yazıda bu
hatalı görüş tartışılacaktır.
MİLLİ İRADE KAVRAMI
“Ortaçağ” olarak
adlandırılan dönemde,
“milli irade” ya da “milli
egemenlik” gibi kavramlar
yok. Bu dönemde, ilahi irade
teorisinin egemenliği söz
konusu. Buna göre, krallar
ya da padişahlar yönetme
yetkisini Tanrı’dan alıyorlar.
Kralların ya da padişahların
iktidarı sınırsız. Dahası,
onları eleştirmek bir bakıma
Tanrısal iradeyi eleştirmek
anlamına geliyor.
Egemenliğin Tanrı’da
olduğu, kralların ve
padişahların yönetme
yetkisini Tanrı’dan aldığı
teokratik düzenler,
kapitalist üretim biçiminin
gelişmesiyle birlikte
çatırdamaya başlıyor.
Burjuva demokratik
devrimleriyle birlikte
egemenliğin kaynağı
gökten yere iniyor; feodal,
teokratik ve monarşiye
dayalı düzenlerin yerini
laik ve demokratik düzenler
alıyor. Yani “milli iradenin”
egemenliği ortaya çıkıyor.
Özetle, “milli irade”
ya da “milli egemenlik”
gibi kavramlar “Tanrısal
egemenliğe” karşı öne
sürülmüştür. Milli iradeden
yana olmak aynı zamanda
laiklikten yana olmak
anlamına gelmektedir.
TÜRKİYE'DE DURUM NE?
Türkiye yaklaşık iki
yüz yıldır Aydınlanma ve
modernleşme mücadelesi
vermektedir. Bu mücadele
aynı zamanda milli iradeden
yana olanlarla mili irade
karşıtları arasındadır:
Padişahın yetkilerini
sınırlamak için mücadele
edenler, meclisi ve
anayasayı savunanlar, yani
“meşrutiyet” taraftarları
“milli irade” cephesindedir.
Buna karşın, anayasayı
rafa kaldıranlar, meclisi
kapatanlar “milli irade
karşıtı” bir çizgidedir.
Siyasal İslamcıların bu
saflaşmada nerede durduğu
ise çok açıktır: Onlar milli
irade karşıtlarının, meclisi
kapatanların, anayasayı rafa
kaldıranların yanındadırlar.
EGEMENLİK
“Milli irade” yolunda
en radikal adımların ise
Kemalist devrimle atıldığını
söylemek mümkündür.
Batı’daki demokratik
devrimlerden ilham
alan Mustafa Kemal’in
önderliğinde kurulan
Cumhuriyetle birlikte,
egemenlik gökten yere
iniyor, toplum ümmet
aşamasından ulus aşamasına
geçiyor ve “milli irade” ya da
“milli egemenlik” anlayışı
tam anlamıyla egemen
oluyor. Siyasal İslamcıların
bu devrime bakışını
anlatmaya gerek var mı?
Onlar milli iradeyi egemen
kılan cumhuriyetçilerin değil,
hilafetçilerin, saltanatçıların,
şeyhlerin yani “milli irade”
karşıtlarının yanındadırlar.
ÇELİŞKİLER
Sonuç olarak, “milli
irade” kavramına bağlı
olduklarını iddia eden
siyasal İslamcıların ciddi
bir çelişki içinde olduklarını
söyleyebiliriz. Çünkü milli
iradeden yana olmak için
en başta laiklikten yana
olmanız gerekmektedir.
Bazı siyasal İslamcılar
ise bir taraftan “milli
irade” vurgusu yaparken
diğer taraftan toplumsal
yaşamın din kurallarına
göre düzenlenmesini
istemektedirler. Bu ikisi bir
arada olamaz.
Doğan Ergenç
Sosyolog
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Yıkılması gerekiyor!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!