Olaylar Ve Görüşler

Kent enstitüleri modeli - Cenk ÖZDAĞ, Seval SÖZEN, Derin ORHON

13 Mart 2022 Pazar

Nüfusunun yüzde 5’inin bile okuma yazma bilmediği ve yüzde 80’inden fazlasının köylerde yaşadığı kuruluş döneminde, Cumhuriyetimiz Gazi Paşamızın eşsiz vizyonu doğrultusunda, Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliği ile Köy Enstitüleri projesini yaratmıştır. Politik çekişmeler nedeni ile ömrü kısa olan bu eşsiz projenin yarattığı kültür kıvılcımının izleri hâlâ önemini korumaktadır. 

Günümüzde kentlere doluşmuş nüfusu demokratik bir anlayış ve bilimin yol göstericiliği ile gerçek anlamda kentlileştirmek ve kentlerimizi yaşanabilir kılmak gerekmektedir. Kent Enstitüleri bu görev bakımından kilit önemdedir. 

KÖYLEŞEN KENTLER

Halen kentlere göç etmiş olan nüfusun büyük kısmı hayatlarını bildikleri ve alıştıkları gibi devam ettirmektedir. Bu nedenle kentler büyük bir köye dönüşmüş durumdadır: Genç nesiller, kentte yaşasalar bile, beton yığını içinde, yeşili ve çiçeği görmeden, doğanın muhteşem güzelliğini fark edemeden yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılmaktadır. Gençlerimizde çevre farkındalığı oluşamamaktadır.

Aynı sorun eğitimde de yaşanmaktadır: Gençler küçük yaşlardan itibaren ezbere dayalı bir sınav maratonunun içine itilmekte ve yaşlarıyla uyumlu sağlıklı bir yaşam ortamı yaratmak imkânı bulamamaktadır. Gençlerin çoğu tek hedef belledikleri üniversite sınavında başarılı olamamakta, hayata dair gerekli bilgi ve hazırlıkları olmadığından boşlukta kalmaktadır; üniversite eğitimi bilinçli seçilmemektedir. Dahası, her üç üniversite mezunundan biri iş bulamamaktadır.

Toplum sağlığına bakıldığında, günümüzün sürekli gelişen teknolojisi sonucu, evlere giren tehlikeli kimyasalların sayısı giderek artmaktadır. Ev halkı bu konularda tamamen bilinçsizdir. Aynı bilinçsizlik ev faaliyetlerinin temel unsurları olan su, atıksu ve çöp konuları için de geçerlidir. Dolayısıyla ev hayatı genelde önemli sağlık ve hijyen sorunları görmezden gelinerek sürdürülmektedir. Kentlerde, özellikle çocuklar ve gençler için sağlıklı yaşam koşulları sağlanamamaktadır.

NEDEN BU MODEL?

Belediyeler, çok farklı teknik konular için sürdürülebilir çözümler bulmak zorundadır. Fakat bunun için uzman ve teknik kadroyu bulamamaktadır. Kimi belediyelerin imkânları kalabalık bir teknik kadro kurulmasına yetmemektedir. Ülkemizde, belediyelerin birbirinden farklı tüm teknik sorunlarını birlikte kapsayan bir eğitim süreci ve bu tür eğitimi veren bir yüksek öğretim kurumu bulunmamaktadır.

Belediyede, değişik düzeyde görev yapan danışman veya idari alanlardaki yönetici kadrosu genelde belediyenin idari ve teknik sorun ve konuları hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Bu nedenle, sürekli yanlış ve yanıltıcı öneriler üretilmekte, uygun olmayan uygulamalar öngörülmektedir.

Saptanmış olan temel eksiklikler ve gerekçeler Kent Enstitüleri’nin faaliyet kapsamının belirlenmesine esas teşkil etmeli ve bu doğrultuda okul öncesi çocuklardan üniversite mezunlarına kadar çok geniş bir yelpazeyi kucaklayan değişik düzeyde eğitim programları tanımlanmalıdır. Elbette, bu kapsam yerel gereksinmelere göre değiştirilebilir ve zamanla genişletilebilir.

  • Okulöncesi çocuklara ve ilkokul öğrencilerine çevreyi ve doğayı tanıtan; yaşamı sevdiren, çevremizin sağlığı karşısındaki tehlikeleri tanıtan; çevre koruma esaslarını öğreten, çevre farkındalığını aşılayan, eğitsel gezilerle birlikte uygulanacak eğitim programları.
  • Başta ev hanımlarına olmak üzere hane halkına günlük yaşamda kullanılan çeşitli kimyasallar ve ilaçların tehlikesini ve sağlıklı kullanım esaslarını anlatan; gerekli hijyen kurallarını tanıtan; su, atıksu, çöp vb. çevresel unsurların az kullanımı ve geri kazanımıyla ilgili uygulamaları öğreten eğitim programları.
  • İşsiz genç kitlesine iş bulma imkânı yaratacak mesleki dil bilgisi, el becerileri vb. konularda kademeli ve sertifikalı kurslar. Sağlıklı yaşam için gençlere spor okulları.
  • Profesyonel spor dallarına ölçüsüz yatırımlar yapmak ve destek sağlamak yerine, gençleri sporun tüm dallarına yöneltecek ve onlara sağlıklı yaşam prensiplerini aşılayacak spor okulları. 
  • Kent yaşamına uyum sağlayamamış olanlar veya yaşam kültürüne merak duyanlar için, sinema; tiyatro; edebiyat; geleneksel ve modern sanat; müzeler; tarihi ve kültürel miras; doğal zenginlik; tarihten günümüze yeme-içme sanatı; geleneksel mekânlar; mutlaka görülmesi ve yapılması gerekenler vb. konuları içeren, kültürel turlarla birlikte yürütülecek kurs paketleri.
  • Mühendislik mezunlarına, özellikle belediyelerin ihtiyaçlarını karşılamak ve yeni iş imkânları oluşturmak üzere, çevre koruma, su, atıksu, arıtma, katı atık, tehlikeli atık, endüstriyel faaliyetler, arazi kullanımı, kentsel planlama, yeşil alanlar, dereler, havza koruma ulaşım enerji sistemleri vb. teknik konuları kapsamak üzere, sertifikalı “kent mühendisliği” eğitimi. (AB bünyesinde “Urban Engineering” adıyla uygulanan bu tür programlara benzer bir eğitim programı ülkemizde bulunmamaktadır.)
  • Belediyelerdeki görev yapan/yapacak olan danışman ve idari yöneticiler için mevzuat ve mali hususları da kapsamak üzere, belediyenin tüm idari ve teknik sorun ve konuları hakkında yeterli bilgiyi içeren sertifikalı eğitim programı.

Kent Enstitüleri yaklaşımı, siyasal çevrelere sürekli önerilmesine karşın, hep göz ardı edilmiştir. Demokratik, çoğulcu, bilimi ve liyakati esas alan belediyelerimiz Kent Enstitüleri’ni dün kurmuş olmalıydı. Yarın ise çok geç olur!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları