Olaylar Ve Görüşler

Kalpleri ve beyinleri aydınlatmak - Ulaş KAPLAN

25 Mart 2023 Cumartesi

23 Haziran 1946’da New York Times’da yayımlanan, nükleer savaş tehdidine ilişkin söyleşisinde Albert Einstein “ruhsal gerçeklikleri yadsıyan eski tür düşünce tarzına” karşı uyarmıştı. “Asıl sorun insanların kalplerindedir” diyen Einstein’ın uyarısı bugün Cumhuriyeti yeniden kurma göreviyle karşı karşıya olan Türk halkı için yaşamsaldır. Karşımızdaki varoluşsal sorunları, onları yaratan bilinç düzeyiyle, yani çıkar ve itaat odaklı, benmerkezci ruh haliyle çözemeyiz. “İnsanlığın sağ çıkması ve daha yüksek düzeylere erişmesi için yeni bir düşünce tarzı zorunludur.”

Eğer sağlıkta, yargıda, eğitimde ve birçok devlet kurumunda çıkar güdüsü, biat etme ve yandaşlık; liyakati, adaleti ve şefkati boğmuşsa çıkış yolu nedir? Aydınlanma devrimindeki özünden uzaklaşmış, onyıllardır dinciliğe verilen ödünlerle karanlığa sürüklenmiş bir toplum ansızın düzelemez; ancak aşamalı olarak düzlüğe çıkabilir. Öncelikle eğitim sistemini bilimin ışığında kökten değiştirecek, kalpleri ve beyinleri aydınlatmaya başlayacak bir seferberlik gerekiyor.

LİYAKAT VE ADALETE DOĞRU

1934 yılında Carl Jung kendisine yazılı olarak danışan bir adama mektup yazmıştı. Jung’un yanıtındaki bireysel yaşantıyla ilgili saptamaları zulüm ve ıstırap içinde kıvranan toplumlar için de geçerlidir: “Yanlış yönetilmiş bir yaşantıyı hiç kimse birkaç sözcükle düzeltemez. Ama doğru yerde doğru çabayı gösterdiğin sürece içinden çıkamayacağın hiçbir çukur yoktur. Birisi seninki gibi bir karışıklığın içine girmişse artık psikolojisinin ne kadar bozuk olduğuna kafa yorma hakkı yoktur. Tek yapman gereken bir sonraki işe odaklanıp onu özen, sebat ve bağlılıkla yapmaktır. Bu şekilde yaptığın en küçük şeyde kendini bulacaksın, her zaman bir sonraki en küçük ve en zor şeylere odaklanarak.”

Liyakati ve adaleti yerleştiren her adım, gerçeği, aklı ve bilimi kılavuz edinen her kurum yaşam cevherini yeniden keşfetme yolunda toplumu güçlendirecektir. Görevlerini layıkıyla, şefkat ve empatiyle yerine getiren her birey karanlığı biraz daha aydınlatacaktır. Yandaşlık ve bencillik yerine görev bilinci ve hizmet arzusuyla yapılan her girişim Cumhuriyeti özüne yaklaştıracaktır.

Okulöncesinden ilköğretime, ortaöğretimden yükseköğretime ve meslek eğitimine kadar her aşamada eğitim sistemi Cumhuriyet değerlerini özümseyen kuşaklar yetiştirmek üzere dönüşümden geçmelidir. Atatürk’ün yolundan gittiğini iddia edip tarikatları, cemaatleri, neoliberal emperyalist güç odaklarını ve vatan bütünlüğünün zedelenmesinden medet umanları memnun etme önceliğiyle hareket etmek, ülkeye zaman kaybettiren ve sonu her seferinde hüsran olan bir aldatmacadır. Cumhuriyeti fabrika ayarlarına döndürerek Türk insanına ülküsünün “yükselmek, ileri gitmek” olduğunu anımsatacak, yüreklice ve ödünsüz uygulanacak, uzun erimli bir Aydınlanma seferberliğine gereksinim var. Yayılmış olan karanlık ancak bilime dayanan örgün ve yaygın eğitim yoluyla aşılabilir.

ULAŞ KAPLAN

LESLEY ÜNİVERSİTESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları