Olaylar Ve Görüşler

İktidarın tükettiği ‘orta direk’ - Burhanettin BULUT

09 Mart 2022 Çarşamba

AKP, uluslararası kuruluşların demokrasi, hukuk, ekonomi gibi çeşitli parametrelerde yaptığı araştırma sonuçlarında Türkiye’yi en başarısız örnekler içerisinde en üst sıralara taşımaya devam ediyor. Son olarak zenginler ve yoksullar arasında farkı ortaya koyan, gelir eşitsizliğini ifade eden “Gini Katsayısı” oranları açıklandı ve Türkiye, gelir eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sırada yerini aldı. Kişi başına düşen milli geliri Cumhuriyet tarihinde ilk kez üst üste yedi yıldır azaldı. 2019 verilerine göre en zengin yüzde 10’luk grubun ortalama geliri en yoksul yüzde 10’luk grubun 15 katına çıktı.

DİSK Genel-İş Sendikası’nın “Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu” yoksullaştıran büyüme ortamını gözler önüne seriyor. Rapora göre, özellikle gıda enflasyonun 2005 yılında yüzde 4.92 iken, 2021 yılında 9 kat artarak yüzde 43.80’e çıktığı görülmektedir. Örneğin 2005 yılı aralık ayında 2.7 TL’ye alınan 1 kg pirinç, 2021 Aralık ayında 14.8 TL’ye, 1.1 TL’ye alınan makarna 9.2 TL’ye, 0.11 TL’ye alınan yumurta 1.3 TL’ye yükseldi.

Evet, Türkiye rakamsal olarak kâğıt üzerinde büyüyor ama bu büyüme çok büyük kitleler için zenginlik değil, derin yoksulluk getiriyor. Rekor işsizlik, fahiş zamlar sonrası eriyen asgari ile Yeni Türkiye, sürekli üreten, çalışan ama buna rağmen yoksullaşan milyonlardan ve her geçen gün zenginliğine zenginlik katan küçük bir ayrıcalıklı gruptan oluşuyor.

Bir başka büyük tehlike ise çiftçi, esnaf, memur gibi “düşük ve sabit gelirlileri” kapsayan ve Turgut Özal’ın siyasi literatüre kazandırdığı “ortadirek” denilen büyük bir kitlenin artık yoksul sınıfa dahil olması. Türk-İş’in 2022 Şubat ayı araştırmasına göre gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt) ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu aylık harcamaların toplam tutarı  yani yoksulluk sınırı 15 bin 139 lira 90 kuruşa çıktı.

HAYAL OLDU...

Bu rakam, orta direğin temelini oluşturan kesimlerin artık yoksulluktan kaçamadığını gösteriyor. Yeni Türkiye’de vali, genel müdür ve profesör dışında kalanlar, memurlar yoksulluk sınırının altında ücretlerle geçinmek zorunda kalıyor. Eski Türkiye’nin en gözde mesleğini yapan doktorlar, yoksulluk ve şiddet sarmalından kurtulmak için yurtdışına göçüyor.

 “Eski Türkiye” diye küçümsedikleri Türkiye’de bu gruplar maaşlarından tasarruf yapabilirdi. Eski Türkiye’de kimse elektrik, doğalgaz faturasından, ev kirasından, benzinden, odun ve kömürün pahalılığından şikâyet etmezdi. Bu temel ihtiyaçlar herkes için ulaşılabilirdi; aile bütçesini sıkıntıya sokmadan ödenebilirdi. Eski Türkiye’de orta direk demek tasarruf yapmak demekti. Orta direk, çocuklarının düğününü yapar, çeyizini, eşyasını düzer, tatiline gider, benzin hesabı yapmadan arabasını alabilir, seyahat edebilirdi.

AKP’nin Yeni Türkiyesi’nde ise en temel ihtiyaçlar lüks haline geldi. İktidarın öve öve bitiremediği Yeni Türkiye’de orta direkten eser kalmadı. Alt gelir grupları ve üst gelir grupları arasındaki makas kapanmayacak şekilde açıldı. Alt gelir grubundaki milyonlar için kendisine, çocuklarına ev, araba, yazlık almak, tasarruf yapmak, çocuklarını evlendirmek hayal oldu. Eskiden memur emekli olduğunda ikramiyesiyle ev alabilirdi. Yeni Türkiye’de ev almak zenginlerin işi oldu. Sektör temsilcileri de bu trajik durumu “Artık alt sınıf ve orta sınıf ev alamaz. Fiyatlar sadece üst sınıfın alabileceği bir noktaya geldi. Bu maliyetlerle biz yapamayız onlar alamazlar” sözleriyle anlatıyor.  

DÜZENİN KAZANANI

Buna karşın Saray’ın etrafında palazlanan ve milyonların vergilerini “döviz garantili projelerle” kendi zenginliklerine ekleyen küçük bir azınlık, her geçen gün milli gelirden aldığı payı artırıyor. Bu düzen sadece onlara, küçük bir azınlığa yarıyor. Bizim payımıza ise “tasarruf yapamayan, ev, araba, tatil hayali bile kuramayan ve artık orta direk değil, doğrudan yoksul olan milyonlarla” dolu bir ülkede ekonominin ruhuna Fatiha okumak düşüyor.

BURHANETTİN BULUT

CHP ADANA MİLLETVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları