Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Erol Tuncer - Seçmenin sorumluluğu
Bu yazıda, önce önümüzdeki seçimlerin önemine değinmek istiyorum. Kuşkusuz her seçim önemlidir. Ancak önümüzdeki seçimin, yerel yönetim seçimlerinin çok ötesinde bir önemi var. Ülkemiz ağır sorunlarla boğuşuyor, hafiflemek bir yana sorunlarımız her geçen gün hızla katlanıyor. Bu seçim, ağırlaşan sorunlarımız hakkında toplum olarak bir karara yönelmemizi gerektiriyor.
Türkiye tam bir dar boğazda. Ekonomi günbegün kötüleşiyor, enflasyon azmış durumda, paramız sürekli olarak değer kaybediyor. Derin yoksulluk altında ezilen işsizler, emekçiler, emekliler ağır bir yaşam mücadelesi içinde kıvranıyor. Tarikatlar, başta kamu yönetimi olmak üzere eğitim ve ekonomi alanlarında sürekli mevzi kazanmakta. Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı yok olmuş. TBMM’nin denetim yetkileri budanmış, anayasa, yasalar egemenliğini yitirmiş durumda. Laik Cumhuriyetimiz, demokrasimiz tehdit altında. Tek adamın tam yetkiyle yönettiği ülkemizde giderek bir rejim bunalımı içine yuvarlanıyoruz. Seçimlere işte böyle bir tablo içinde gidiyoruz.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bu ağır tablonun sorumlusu olan iktidar için bu seçimler bir nevi güvenoyu anlamına gelecek. İktidar, yani cumhurbaşkanı bu seçimlerde başarılı olursa, bugüne kadar izlediği politikaları sürdürebilmek ve anayasa değişikliği başta olmak üzere, planladığı hususları gerçekleştirebilmek için istediği desteği almış olacak. Ya da beklediği güvenoyunu alamayarak, bir başka söyleyişle seçmenden sarı kart görerek kendine çekidüzen vermeye çalışacak. Tercih seçmenin. İçinde bulunduğumuz koşullarda seçmenin sorumluluğu bir kez daha gündeme geliyor. Her fırsatta belirtmeye çalıştığım gibi, her şeyi partilerden beklememek gerekiyor. Partiler kadar seçmenler de yetki ve sorumluluk sahibidir. Unutmayalım ki bu seçim ülkemizin, çocuklarımızın geleceği açısından büyük önem taşıyor. Her birimiz ülkemize, çocuklarımıza karşı ağır sorumluk taşıyoruz. Bu sorumluluğumuzun gereği olarak kaçınamayacağımız görevler var.
Çevremde hâlâ sandığa gitmeyeceğini dile getirenleri, üzülerek görüyorum. Oysa yukarıdaki tablo, kesinlikle sandığa gitmemizi ve oyumuzu ülkenin içinde bulunduğu tabloyu dikkate alarak kullanmamızı zorunlu kılıyor. Unutmayalım ki istenmeyen sonuçlar, partilerden önce bizleri, çocuklarımızı yaralayacak. O nedenle -haklı da olsak, haksız da olsak- duygularımızla değil aklımızla karar vermek zorundayız. Bu, kendimize, çocuklarımıza, ülkemizin geleceğine olan borcumuzdur. Kısacası partilere küserek, kızarak karar vermenin sırası değil. Kişisel, partisel sorunlarımızı, kırgınlıklarımızı kesinlikle seçim sonrasına ertelemek zorundayız. Haydi dostlar sandık başına.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- ‘Bu haliyle akla ziyandır’