Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Enflasyon ile ezilen hep emekçi - Çetin Düzce
Enflasyon kısaca; bir ülke ekonomisinde fiyatlar genel seviyesinin sürekli bir biçimde yükselmesi olarak açıklanmaktadır. Enflasyonist bir ortamda servet ve gelirlerin dağılımında gelirleri para cinsinden sabit olan ücret, maaş sahiplerinin aleyhine sonuç doğmaktadır. Yatırımların yönü değişmekte bu ortamda palazlanan sermaye kesimi sanayi yatırımları yerine spekülatif alanlara kayarak kolay ve yüksek kâr getiren borsa, repo, faiz gibi yerlere yönelmektedir. Son yıllarda sermaye şirketlerinin açıklanan bilançolarına bakıldığında bunları görmek mümkündür.
KEMERDE SIKILACAK YER KALMADI
1980’li yıllar itibarıyla özellikle kronikleşen enflasyon, genelde seçimler öncesi bütün siyasi partilerin programlarında ana konu olmaktadır. Partiler, “Biz iktidara gelirsek enflasyonu üç ay içerisinde düşüreceğiz...”, “Biz seçimi kazanırsak 500 gün içinde enflasyonu düşüreceğiz” vaatleriyle seçim bildirgelerinde bunlara yer veriyorlar. Enflasyon bir yandan da kimi politikacıların kişisel meselesine dönüşmekte. “Kemerleri biraz daha sıkın enflasyonu düşüreceğiz”, “Biraz daha sabır gerek” gibi açıklamalar ile yoksul, dar gelirli, emekçi kesimleri oyalama taktikleri geliştiriyorlar. Sofralarında aşı ve ekmeği giderek küçülen ve bellerindeki kemerin delikleri artan bu kesimlerin aksine bazı kesimlerin sofraları gittikçe çeşitleniyor, bellerindeki kemer artık dar geliyor.
Gelir dağılımı tarım kesiminin ve ücretli çalışanların aleyhine bozuluyor, ücretlerinin alım gücü sürekli düşüyor; belli bir azınlığın payı ise sürekli arttırıyor.
Cumhuriyetin ekonomik kazanımlarından olan KİT’ler özelleştirme furyasıyla yandaşlara peşkeş çekilerek adeta iç edildi. Enflasyona neden gösterilen ise bu kamu iktisadi teşebbüslerinin bilinçli olarak zarar ettirilmeleriydi. Emeklilere ve kamu çalışanlarına çerez parası olarak kabul edilecek ücret artışları yapılırken bir yandan da halka hastane, havaalanı, yol, köprü yaptık masalları anlatılıyor.
Oysa gidilemeyen hasta garantili şehir hastaneleri, uçulmayan havaalanları, geçilmeyen köprü ve otoyollardaki yandaş işletmecilere verilen garantili ödemeler bilinçli olarak örtbas ediliyor. Yine “kur korumalı mevduat” adı altında yoksul yurttaştan toplananlar da sermaye sahiplerine aktarılıyor. Kamu açıklarını kapatmak için kaynak; çalışanların ücretlerinden kesilen vergiler, artan zamlar ve dolaylı vergilerle yine dar gelirli yurttaşların cebinden sağlanıyor.
2024 yılında hedeflenen vergi gelirleri içinde gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergi toplamı 2 milyon 520 bin 922 milyon olurken içeride ve dışarıda alış ile satışta alınan katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, motorlu taşıtlar ve veraset intikal vergisi, harçlar gibi dolaylı vergileri de kapsayan hedef ise 5 milyon 814 bin 654 milyondur.
‘ÜCRETLERİ DONDURMAK’
Bu veriler ışığında hükümetin açıkladığı zamları durdurma ve tasarruf politikasının bir oyalama politikasının olduğunu verilen demeçlerden görüyoruz. Başta emeklilerin 10 bin TL sınırında kalan ücretlerine gerekli güncel artışın yapılmaması da buna örnektir. Amaç “ücretleri dondurmak” olarak görünüyor.
IMF ve Dünya Bankası’na muhtaç olmadıklarını 22 yıldır bizlere söyleyen bu hükümet ve liderleri, geçmişte IMF ve Dünya Bankası’nın reçete olarak dayattığı “ücretleri kıs, kemerleri sık, kamuda tasarufa git” diyorlar. (Günümüzde kamudaki tasarruflar da “yemekhaneleri kapat, servisleri kaldır” gibi uygulamalardan ötesi değil)
Devlet vatandaşa, dar gelirliye, çalışana, emekliye “özveri” önerirken zamlar ve vergiler yoluyla bildiğini okumaktadır. Bu kaçıncı özveri? 24 Ocak’lar, 5 Nisan’lar, 2021 krizlerinin yükünü emekçilere, dar gelirlilere yıkan ekonomik politikalar ne tez unutuldu...
Artık yeter! Yıllardır bu ülkede enflasyon altında ekmekleri küçülen, alım güçleri gerileyen, ücretleri eriyen, işten atılma korkusu ile yaşayan emekçileri, kimsesizleri bu masallarla uyutmaya kimse kalkışmasın. Yine bir türlü durmayan fiyat artışlarını dondurun, işçinin emekçinin ve emeklinin alın terlerinin karşılığı olan ve geçinmesini sağlayan ücretleri dondurmayı asla aklınıza getirmeyin.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!