Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Ekonomist’in ekonomisi - Kadir Serkan SELÇUK
Üretmek yaşadığını hissetmektir. Üreten kişi, hem bireysel hem de toplumsal olarak varlığının bilincinde olur. Kişiliği ve tavrı buna göre gelişir. Üretmeyen kişi ise bunun tam tersidir. Yaşamını bir şekilde idame ettirebilmeyi yeterli görür ve bunu sağladığını düşündüğü erke bağlılık ve minnet duyar.
ÜRETMEYENLERİN PARTİSİ
AKP, kurulup iktidara geldiği günden bu yana işte bu üretmeyen kesimlerin partisi oldu. Ekonomiyi üreterek büyütmek yerine sıcak parayla döndürebilmeyi amaçlayan AKP, bugüne kadar girdiği her seçimde, doğasına uygun olarak, üretmeyen kesimlerden daha yüksek oy aldı.
Erdoğan, iktidarı süresince üretime dayanan bir ekonomik model benimsemedi. Kendini hep sıcak paraya muhtaç hissetti. Üretime katılamayan ve bu sebeple yoksul kalan kesimleri ise yardımlarla yanına çekti.
Bu durum, çalışmayan ve çalışmaktan umudunu kesen kişilere başka çare bırakmamak anlamına geliyordu. Çalışmadan ellerine geçen ürün ve hizmetler sebebiyle, iktidara minnet duyma zorunluluğu hissettiler. “Ben neden iş bulamıyorum” sorusunu sormak ise asla akıllarına gelmedi.
SUYA DÜŞEN PLAN
Bu ekonomik düzen, işsizlikle baş edemeyen iktidarın tek çaresi olarak karşımıza çıktı. Cumhuriyet tarihinin en büyük krizinin yaşandığı 2001 yılında bile işsizlik oranı yüzde 8.4 iken, AKP’li yıllarda işsizlik genelde yüzde 10’un üzerinde oldu.
Yüzdelere bakıldığında, yaratılan işsizler ordusunun iktidar partisine sırt çevirdiği düşünülebilir. İşsiz yığınların iktidar partisine uzun yıllar düzenli olarak oy vermesi ise, ancak ve ancak üretimin durma noktasında olduğu ülkelerde yaşanır. AKP işte böyle bir Türkiye yarattı.
İktidarın Batı ile sıcak ilişkiler içerisinde bulunduğu yılların ekonomik alandaki özeti böyleydi. Ancak ABD’nin ve AB’nin açık ve etkin desteğiyle iktidara gelen Erdoğan’ın, kendini yeteri derecede güçlü görüp ülkeyi demokrasiden uzaklaştırmasıyla ve birçok konuda Batı’ya sırt çevirmesiyle işler değişti. Uzun yıllar ekonominin ayakta kalmasını sağlayan sıcak para akışı durdu. Üretim yapmadan sadece sıcak para ile ekonomiyi döndürme planı suya düşen Erdoğan, bu durum karşısında yeni yollar aramaya başladı.
5 NİSAN KRİZİ GİBİ
Bulduğu çözüm, faizlerin düşürülmesiydi. Oysa bu plan, dönemin başbakanı ekonomi profesörü Tansu Çiller tarafından 1994’te denenmiş, bunun sonucunda döviz patlamış ve sonuç fiyasko olmuştu.
Bugün Erdoğan, Çiller ne yaptıysa aynısını yapıyor. Ülkeyi 5 Nisan krizine götüren Çiller’den ders almak yerine onun politikasını aynen uygulamaya devam ediyor. Çiller iktisat profesörüydü; Erdoğan da gittiği her yerde ekonomist olduğunu haykırıyor.
Keşke bu ünlü “ekonomist”imiz, biraz da ekonomi tarihi bilgisi edinip eski krizlerden ders almayı becerebilseydi.
KADİR SERKAN SELÇUK
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?