Olaylar Ve Görüşler

Düşmanlığın en karası - A. Celal BİNZET

03 Şubat 2023 Cuma

Eğitimli toplumların en büyük düşmanı çıkar peşinde koşanlardır. Bu nedenle çağdaş ve Aydınlanmacı insanları asla sevmezler. Rahatları bozulmasın, sömürü düzeni tıkır tıkır işlesin yeter ki... Somut ve gönençli bir gelecek yerine soyut süslemeler üzerine kurulmuş dünya sözü verirler insanlığa. Oysa günü gününe yaşanan bir gerçeklik vardır. Umut üzerine kurulu güzel bir gelecek düşlenir hep.

Çağdaşlıkla geri kalmışlık arasındaki ayrım bu noktada açığa çıkar. Çıkarları bozulanların kendilerini korumak için her tür saldırganlığa başvurmasının sayısız örneği bulunuyor. Kendi tarihimizde olduğu gibi başka ülkelerde yaşanmış acı olaylar insanlığın kara sayfaları arasında capcanlı.

İngiltere’de 1495-1555 yıllar arasında yaşamış John Hooper’ın başına gelenler anlatılan durumla bire bir örtüşüyor. Piskopos olan Hooper kendisine bağlı kiliselerdeki papazların din bilgisini ölçmeye kalktığında büyük düş kırıklığına uğramıştır. Çünkü bu adamlar bilgisiz halkı yalan yanlış sözlerle kandırmayı bellemiştir. En temel din bilgilerinden yoksun papazlar yalan üzerine kurdukları düzenin bozulmasıyla Hooper’ı hedefe koymakta gecikmemiştir. Her yerde yaydıkları propaganda ile onun sapkın olduğu görüşü üst makamlara dek uzanmıştır.

Sonuç mu?

Gerçek bilgiyi savunan din adamı yalancıların, kara çalıcıların üstün gelmesiyle 9 Şubat 1555 günü yakılarak yaşamına son verilir. Gloucester kentinde St. Mary’s Meydanı’ndaki anıtı bu kötü olayın anısına dikilmiştir. Tıpkı daha önce İtalya’da yakılan Bruno örneğinde olduğu gibi. Toplumsal bilinç, yaşanan kötü örneği unutmamak için yapıyor o anıtları.

GELECEĞİN AYDINLIĞI

Anılan örnekler geçmişin sayfaları arasında kalmıştı. Dogmatizmin kendini korumak için başvurduğu tek çözüm yolunun karşısındakini yakarak ortadan kaldırma olduğunun coğrafyamızdaki örnekleri ise daha yakın zamanlarda gerçekleşmişti.

Yaşanılası bir dünyada güzellikleri bölüşmek, sanatla bütünleşerek geleceğin aydınlık zamanlarını kurmak o kadar zor olmamalı aslında. Biliyoruz ki karanlıktan beslenenler için bu kavramlar oldukça tehlikelidir. İnsanların uyanması, yaşamı sorgulaması onların hiç de hoşlanmadığı bir durumdur. Çünkü sorgulama, sömürünün ve yoksulluğun kaynağını gösterecektir topluma. Ortaçağ karanlığını yok edecek çağdaş eğitimin önemini anlamak için yaşananları doğru algılamak zorundayız.

A. CELAL BİNZET



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları