Olaylar Ve Görüşler

Dünden bugüne ‘Aristidis Kompleksi’ - Av. M. Ziya YERGÖK

15 Mart 2022 Salı

Aristidis kompleksi nedir? Bunu, yıllar önce Şevket Süreyya Aydemir’in muhteşem eserlerinden birinde okumuştum. ”Aristidis, 2 bin 500 yıl kadar önce Atina’da itibarlı bir yargıçtı. Her seçimde o seçiliyordu. Aleyhinde kimse bir şey söylemiyordu. Çünkü kusursuz bir insandı. Bu yıllar boyu böyle devam edip gidiyordu. Gene bir seçim günü ve Aristidis seçim alanına giderken, bir köylü, elinde bir midye kabuğuyla Aristidis’e yaklaştı. Bunun içine usule göre, seçilecek birinin adını yazmasını rica etti. Aristidis’i tanımıyordu.

Aristidis sordu: - Kimin adını yazayım?

- Aristidis’i yazma da kimi yazarsan yaz!

- Niçin? Aristidis’in büyük suçları mı var?

- Hayır, ama artık bıktık! Hep Aristidis! Hep Aristidis! Artık bu değişmeli!..

2 bin 500 yıl öncesinden günümüze gelecek olursak, 20 yıl önce merkez sağda yaşanan erozyon ve bölünme, toplumda yaşanan hoşnutsuzluk ve güvensizlik aşamasında kurulan AKP, iç ve dış desteklerle katıldığı ilk seçimde sadece iki partinin yüksek seçim barajını aşabilmesi sonucu aldığı yüzde 34 oyla Meclis’te üçte ikiye yakın çoğunluk sağlayarak iktidar oldu ve iktidarını da 20 yıldır sürdürüyor. Ancak başta ekonomik çöküntü, yolsuzluklar, dayanılmaz hale gelen hayat pahalılığı, baskının artması, halkın güven duyacağı bir yargı düzeninin olmaması, kamu ihalelerinden beslenen bir avuç rantiyeci dışında emek kesiminden esnafına, üreticisinden çiftçisine ve evdeki emeklisine kadar toplumun tüm kesimlerini mutsuz ve hoşnutsuz etti.

YOLUN SONU

AKP, 2002 sonunda, iktidara geldiğinde iç ve dış konjonktürün elverişliliğiyle dışardan ucuza, bolca ve kolayca bulduğu sıcak parayı üretime dönük icraata değil inşaata yatırmış, özelleştirme adı altında kamunun çoğu varlıklarını da satmış, ülkenin kara günleri için ayrılmış ve bugüne kadar el sürülmemiş ihtiyat akçesini de Merkez Bankası’ndan Hazine’ye aktararak tüketmiş, böylece “yasaklar, yolsuzluk, yoksulluk” üçlüsüne dördüncüsünü de eklemiştir: Yokluklar ve kuyruklar.

Sayın Cumhurbaşkanı, her fırsatta “Ey Ce Ha Pe, bu Ce Ha Pe var ya, yokluk demektir, kuyruk demektir” diyordu. Ancak, 20 yıllık iktidarlarının sonuna doğru ülkemiz yokluklar ve kuyruklar ülkesi haline gelmiştir. Üstelik de ülkemiz bugün, bir savaşın hedefi ve bir ambargonun muhatabı değilken, bunu tamamen kötü ekonomi yönetimiyle başarmış bulunuyorlar!

Bütün bu yaşananlar, AKP iktidarının artık yolun sonuna geldiğini gösteriyor. Çünkü, çarşıda pazarda, sokakta tenceresini kaynatmakta zorlanan vatandaş feryat ediyor. Vatandaşımız da “artık bıktık”, “yetti artık demek” ve iktidarı değiştirmek için seçim sandığını bekliyor. Ayrıca çok iyi biliyor ki, AKP Genel Başkanı Erdoğan da bir Aristidis değildir.

Diğer taraftan, iktidara alternatif olmak için çalışan 6 Muhalefet partisinin oluşturduğu Millet İttifakı masası, gelinen noktada olumlu bir adım olmakla birlikte bunun yeni katılımlarla genişleyerek bir demokrasi ittifakına evrilmesi, liderlerin imzasıyla 28 Şubat günü kamuoyuna açıklanan deklarasyonun (bunun 1 Mart’ta, emperyalizme geçit vermeyen, tezkerenin reddinin yıldönümünde yapılması çok daha anlamlı olurdu) eksikliklerinin ve yetersizliklerinin, haklı ve yapıcı eleştiriler dikkate alınarak giderilmesi, topluma güven ve umut verilmesi, bir büyük heyecanın yaratılması gerekiyor. 

Deklarasyonda laikliğin bir cümle ile geçiştirilmesine, Türkiye’nin gördüğü en özgürlükçü anayasa olan 1961 Anayasası yerden yere vurulurken, “devletin dini İslamdır” diyen 1921 Anayasası’nın kapsayıcı bulunmasına benim de itirazım var. Ayrıca, muhalefet blokunun ana hedefi sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak değil, temel vaatlerini yaşama geçirmek için Meclis’te anayasayı da değiştirecek bir çoğunluğa da ulaşması gerekecektir. Bunun için de muhalefetin daha atak, daha dinamik ve daha cesur olması gerektiği açıktır.

ORANTISIZ ÖZVERİ

Cumhuriyetimizin 100.yılında ve artık zamanında yapılacağı anlaşılan seçimde ana muhalefet partisi CHP’nin öncüsü olduğu ve onun orantısız özverisi ile gerçekleşen 6’lı ittifak başarılı olduğunda, Türkiye’de bir dönem kapanacak yeni ve umutlu bir dönem başlayacaktır. Bu dönemin ülkemiz ve milletimiz için mutlu bir dönem olması yeni iktidarın performansına, programına, kadrolarına, kararlılığına ve çözüm üretmesine bağlı olacaktır.

AV. M. ZİYA YERGÖK

ESKİ ADANA BAROSU BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları